• Ana Sayfa
  • Kadın
  • Kadına yönelik şiddet paneli: Bir gülüş, bir nefes eksiliyoruz

Kadına yönelik şiddet paneli: Bir gülüş, bir nefes eksiliyoruz

Kadın cinayetlerinin bireysel öfke, aile içi şiddet değil toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin sonucu olduğunu söyleyen Van Barosu’ndan avukat Selin Balkış Yağdıran, “Çözümü de ancak toplumsal dayanışmayla mümkün” dedi.

Kadına yönelik şiddet paneli: Bir gülüş, bir nefes eksiliyoruz
Foto: MA
Kadına yönelik şiddet paneli: Bir gülüş, bir nefes eksiliyoruz
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 2 Kasım 2025 16:05

Rojin İçin Adalet Komisyonu ve Van Barosu Kadın Hakları Merkezi, Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümü ile kadına yönelik şiddete dair baronun Tahir Elçi Konferans Salonu’nda panel gerçekleştirdi. Panele, kentteki kadın örgütü temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi ve yurttaş katıldı.

“Şîdeta li diji jinan û mirina bi guman a Rojîn Kabaiş (Kadına yönelik şiddet ve Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümü)” pankartının asıldığı panelde ilk olarak konuşan Van Barosu Kadın Hakları Merkezi üyesi Selin Balkış Yağdıran, şunları kaydetti:

“Bugün yalnızca bir meseleyi konuşmayacağız, hepimizin içini acıtan toplumun derin yaralarından biri olan kadın cinayetlerini konuşacağız. Kadın cinayetleri bireysel bir öfke patlamasının ya da aile içi tartışmanın sonucu değildir. Bu cinayetler toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin en ağır, en yakıcı sonucudur. Yani mesele bir bireyin değil, toplumun sorunudur. Çözümü de ancak toplumsal dayanışmayla mümkündür. 2024 yılında 315 kadın öldürüldü, 248 kadın şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. Bu rakamlar sadece birer sayı değil, her biri bir hayat, bir umut ve bir gelecek demektir. Bir gülüş, bir nefes eksiliyoruz. Bu kayıplar toplumun vicdanında derin yaralar açıyor ve bazen de olaylar şüpheli olarak kapatılıyor.”

Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümü

Birçok kadın ölümünün “intihar” olarak kayıtlara geçtiği ve soruşturmaların yüzeysel yapıldığını dile getiren Selin Balkış Yağdıran, “Bu durum kadın cinayetlerinde nasıl ihmal, gecikme ve çelişkilerle karşı karşıya kaldığımızı gösteriyor. Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi olan Rojin kabaiş 27 Eylül 2024 tarihinde kaldığı KYK yurdundan ayrıldıktan sonra kaybolmuş ve 18 gün süren arama çalışmaları ardından 15 Ekim 2024’te cansız bedeni bulunmuştur. Aradan geçen bir yıl boyunca yürütülen soruşturmanın seyri, kadın ölümlerine ilişkin mevcut uygulamaları bir kez daha görünür kılmıştır. Dosyada kısıtlı kararı sürerken, Rojin‘in telefon incelemesi dahi tamamlanmamış, ailenin, vekillerin ve kamuoyunun bilgi erişimi uzun süre kısıtlı kalmıştır. Wan Barosu ve kadın hakları merkezi olarak bir yıl boyunca defalarca kez başvuru yaptık. Rojin‘in vücudunda tespit edilen DNA’ların kime ait olduğunu ve hangi bölgelerde bulunduğunu açıklanmasını talep ettik ancak bu talepler sürekli olarak geçiştirildi” ifadelerini kullandı.

Panel, konuşmaların ardından sona erdi. (MA)