Lübnan’da, Hizbullah üyelerinin kullandığı çağrı cihazları Salı günü ülke genelinde neredeyse eş zamanlı olarak patladı.
Patlamalarda en az dokuz kişi öldü. Lübnan Sağlık Bakanlığı en az 2 bin 750 kişinin yaralandığını ve 200’ünün durumunun ağır olduğunu açıkladı.
Saldırının nasıl gerçekleştiği henüz kesin olarak bilinmiyor.
Hizbullah patlamalarla ilgili İsrail’i suçladı.
İsrail’den konuyla ilgili bir açıklama gelmedi.
Reuters haber ajansının üst düzey bir Lübnan güvenlik yetkilisi ve başka bir kaynağa daha dayandırdığı haberine göre; İsrail Dış İstihbarat Servisi (Mossad), Hizbullah tarafından sipariş edilen 5 bin Tayvan yapımı çağrı cihazının içine az miktarda patlayıcı yerleştirdi. Birkaç kaynak, bunun aylar öncesinden planlandığını söyledi.
Lübnanlı güvenlik kaynağı Reuters’a, çağrı cihazlarının Tayvan merkezli Gold Apollo’ya ait olduğunu söyledi.
Ancak şirket cihazlarla bir ilgisinin olmadığını açıkladı. Üç yıl önce Macaristan merkezli BAC adlı şirkete, çağrı cihazı üretme ve şirket logosunu kullanma hakkını verdiğini belirtti.
Şirketin kurucusu Hsu Ching-Kuang, “Biz sadece marka tescil yetkisi veriyoruz ve bu ürünün tasarımı veya üretimiyle hiçbir ilgimiz yok” dedi.
Patlamalar ne zaman ve nerede yaşandı?
Patlamalar, Salı öğleden sonra yerel saatle 15.45 civarında Beyrut’un güneyi ve Lübnan’ın diğer birkaç bölgesinde başladı.
Olaylara tanık olanların aktardığında göre insanların ceplerinden dumanlar çıktıktan kısa süre sonra, havai fişek ve silah sesine benzeyen küçük patlamalar duyuldu.
CCTV görüntülerinin olduğu bir videoda, bir mağazanın kasasının önündeki bir adamın pantolonunun cebinde patlama olduğu görülüyor.
Reuters haber ajansı, patlamaların yaklaşık bir saat boyunca devam ettiğini bildirdi.
Kısa sürede Lübnan genelinde hastanelere akın oldu ve tanıkların aktardıklarına göre izdiham yaşandı.
Lübnan Sağlık Bakanı Firass Abiad ölenler arasında sivillerin de olduğunu ve bir kız çocuğunun da hayatını kaybettiğini açıkladı.
Fransız haber ajansı AFP, çocuğun bir Hizbullah üyesinin kızı olduğunu ve Beka Vadisi’nde öldüğünü bildirdi.
Hizbullah, iki örgüt militanının öldüğünü duyurdu.
Reuters, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın patlamalarda yaralanmadığını bildirdi.
Cihazlar nasıl patladı?
Hizbullah’ın sıkı güvenlik önlemleriyle övünden bir örgüt olduğunu aktaran pek çok yorumcu Salı günkü saldırının ölçeği karşısında şaşkınlıklarını dile getirdi.
Patlamaların çağrı cihazı pillerinin aşırı ısınmasına bağlı yaşanmış olabileceği öne sürüldü. Bu tip bir olay daha önce hiç yaşanmamıştı.
Ancak birçok uzman, patlama görüntülerinin pillerin aşırı ısınmasıyla uyuşmadığını söylüyor ve bu nedenle bunu olası görmüyor.
Bu uzmanlar çağrı cihazlarının üretim veya tedariki sırasında tahrif edilmiş olması dahil bir tür tedarik zinciri saldırısının daha olası olduğunu söylüyorlar.
Tedarik zinciri saldırıları, siber güvenlik dünyasında giderek artan bir endişe kaynağı haline geldi. Son zamanlarda saldırganların ürünler henüz geliştirilirken onlara erişim sağladığı birçok önemli olay yaşandı.
Ancak bu saldırılar genellikle yazılımla sınırlı. Tedarik zincirindeki donanım saldırıları, cihazlarla doğrudan teması gerektirdiği için çok daha nadir görülüyor.
Eğer bu bir tedarik zinciri saldırısı olsaydı, çağrı cihazlarına gizli bir şekilde müdahale etmek için büyük bir operasyon yapılması gerekirdi.
İsminin açıklanmasını istemeyen İngiliz Ordusu’nda eski bir mühimmat uzmanı BBC’ye, cihazların her birine 10 ila 20 gram askeri sınıf yüksek patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini ve bunların sahte elektronik bileşenlerin içine gizlenmiş olabileceğini söyledi.
Uzman, bunun alfanümerik kısa mesaj adı verilen bir sinyalle etkinleştirilmiş olabileceğini belirtti.
Sorumlusu kim?
Patlamlarla ilgili henüz kimse sorumluluk üstlenmedi ancak Lübnan Başbakanı Necip Mikati ve Hizbullah İsrail’i suçladı.
Mikati, patlamaların “Lübnan egemenliğinin ciddi bir ihlali ve tüm standartlara göre bir suç” olduğunu söyledi.
Hizbullah açıklamasında, İsrail’i “sivilleri de hedef alan bu canice saldırıdan tümüyle sorumlu tuttuğunu” söyledi.
“Bu hain ve cani düşman, beklese de beklemese de, bu günahkâr saldırının cezasını kesinlikle çekecektir” diye ekledi.
İsrailli yetkililer iddialar hakkında yorum yapmadı, ancak çoğu analist saldırının arkasında muhtemelen İsrail’in olduğu konusunda hemfikir.
Lancaster Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Prof. Simon Mabon, BBC’ye verdiği demeçte, “İsrail’in hedefini takip etmek için teknolojiyi kullanma konusunda bir emsal olduğunu biliyoruz” dedi ancak bu saldırının ölçeğini “benzeri görülmemiş” olarak nitelendirdi.
İngiltere merkezli Chatham House’dan Lina Khatib, saldırının İsrail’in Hizbullah’ın “iletişim ağına” “derinden” sızdığını gösterdiğini söyledi.
Hizbullah neden cihazları kullanıyor?
Hizbullah, üyelerinin iletişim için büyük ölçüde çağrı cihazlarına bağımlı.
Çağrı cihazı (pager) olarak anılan iletişim araçları, sesli mesaj veya sms alma özelliklerine sahip olabiliyor.
Cep telefonları, İsrail’in Hamas bomba uzmanı Yahya Ayyaş’ı 1996’da öldürmesinin gösterdiği gibi güvenilir bulunmadığından örgüt tarafından çoktan terk edildi.
Ancak bir Hizbullah görevlisi, AP haber ajansına çağrı cihazlarının grubun daha önce kullanmadığı yeni bir marka olduğunu söyledi.
Eski CIA Analisti Emily Harding, güvenlik ihlalinin Hizbullah için çok utanç verici olduğunu söyledi.
BBC’ye konuşan Harding, “Bu büyüklükte bir ihlalin etkisi sadece fiziksel olarak gördükleri zararla sınırlı olmayacak, aynı zamanda tüm güvenlik aygıtlarını sorgulamalarına neden olacak.
“Dikkatlerini İsrail ile olası bir mücadeleden uzaklaştıracak yoğun bir iç soruşturma yürütmelerini bekliyorum” dedi.
Hizbullah-İsrail çatışmasını daha da tırmandırır mı?
Hizbullah, İsrail’in baş düşmanı İran ile müttefik. Grup, Tahran’ın “Direniş Ekseni” adını verdiği ittifakın bir parçası ve aylardır İsrail ile düşük yoğunluklu bir savaş sürdürüyor.
İsrail’in kuzey sınırından sık sık karşılıklı roket ve füzeler ateşleniyor. Sınırın her iki tarafında da nüfus yerinden edildi.
Seri patlamalar, İsrail’in ülkenin kuzeyine ilişkin yeni savaş hedefini belirlemesinden saatler sonra geldi.
İsrail, Hizbullah’ı sınırdan uzaklaştırmak ve bu bölgeden ayrılmak zorunda kalan on binlerce İsraillinin evlerine geri dönmesini bir savaş hedefi olarak duyurdu.
Devam eden gerginliğe rağmen, gözlemciler şimdiye kadar her iki tarafın da tam ölçekli bir savaşa girmeden düşmanlıklarını kontrol altında sürdürmeyi hedeflediğini söylüyor.
Ancak Hizbullah’ın Salı günü yaşanan patlamalara misilleme sözü vermesiyle durumun kontrolden çıkabileceğine dair endişeler de arttı.
Tepkiler ne oldu?
Birleşmiş Milletler Lübnan Özel Koordinatörü Jeanine Hennis-Plasschaert, iki taraf arasındaki gerilimin tırmanmasını “son derece endişe verici” olarak nitelendirdi ve, tüm tarafları “kimsenin göze alamayacağı daha geniş bir yangını tetikleyebilecek” her türlü eylemden kaçınmaya çağırdı.
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Lübnan Başbakanı Mikati ile bir telefon görüşmesi yaptı. Fidan’ın Lübnan’da çağrı cihazlarının patlatılmasıyla düzenlenen saldırılarla ilgili bilgi aldığı belirtildi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, Salı günü düzenlediği basın brifinginde, ABD’nin bu olaya “müdahil” olmadığını söyledi.
Olayla ilgil bilgi topladıklarını belirten Miller, ülkesinin ” önceden bilgi sahibi olmadığını” da vurguladı.
İran devlet haber ajansı IRNA’nın aktardığına göre İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçı, Lübnan Dışişleri Bakanı Abdullah Bou Habib ile telefon görüşmesi yaptı ve İsrail’i sorumlu tuttuğu saldırıyı şiddetle kınadı.
İngiltere Dışişleri Bakanlığı da itidal çağrısı yaptığı açıklamasında, “Bu kritik zamanda sükunet ve gerginliğin azaltılması çağrısında bulunuyoruz” ifadesini kullandı. (BBC Türkçe)