• Ana Sayfa
  • Gündem
  • Narin’in katledilmesinin üzerinden bir yıl geçti: Mezarı başında anıldı

Narin’in katledilmesinin üzerinden bir yıl geçti: Mezarı başında anıldı

Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde kaybolduktan 19 gün sonra cesedi dere kenarında bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın ölümünün üzerinden 1 yıl geçti. Narin, mezarı başında anıldı.

Narin’in katledilmesinin üzerinden bir yıl geçti: Mezarı başında anıldı
  • Yayınlanma: 21 Ağustos 2025 11:09
  • Güncellenme: 21 Ağustos 2025 15:36

Diyarbakır’da 21 Ağustos 2024 günü kaybolup 19 gün sonra cansız bedenine ulaşılan 8 yaşındaki Narin Güran için ölüm yıldönümünde anma programı düzenlendi.

Güran Ailesi tarafından organize edilen anma için Narin’in kabrinin yer aldığı Tavşantepe  köy mezarlığında sabah erken saatlerde hazırlıklar yapıldı.

Aile fertleri mezarlığın girişine ve içine, anne Yüksel, ağabey Enes, amca Salim Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar’ın yargılanıp hapis cezası aldıkları dava soruşturmasına dair eksikliklerin sıralandığı pankartlar astı.

Ailenin düzenleyeceği anma programı öncesinde DEM Parti Kadın Meclisi Narin’in mezarını ziyaret etti.

Anmada Narin Güran’ın fotoğrafları taşındı ve sık sık “Narin için adalet” sloganı atıldı.

Aralarında DEM Parti Milletvekilleri Beritan Güneş, Adalet Kaya, Diyarbakır Büyükşehir Balediye Eşbaşkanı Serra Bucak ve ilçe belediye eşbaşkanlarının da bulunduğu kadınlar, mezarlığın gidişinde baba Arif Güran ve diğer aile fertleriyle karşılaştı.

DEM Partili kadınlar, aileye başsağlığı dileklerinde bulunup Narin’in mezarı başında açıklama yaptı.

Anmada konuşan DEM Parti Diyarbakır İl Eşbaşkanı Gülşen Özer, Narin’in faillerinin ortaya çıkarılmadığını belirterek, “Bu fail niye ortaya çıkmadı, bu failler kim, niye bu kadar savunuluyor? Narin neden katledildi, failleri neden ortaya çıkarmıyorsunuz?” sorularını sordu.  Gülşen Özer, Narin Güran’ın asıl failleri ortaya çıkana kadar davanın takipçisi olacaklarını vurguladı.

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Serra Bucak, Narin Güran’ın ardından onlarca kadın ve çocuk katliamının yaşandığını hatırlatarak, “Ne yazık ki çocuğa yönelik katliam ve istismar artarak devam ediyor. Toplumda derin yaralar açan bu anlayışa karşı iktidarın sorumlulukları bulunmakta. Bu sorumluluğun farkında olmayan bir iktidarla karşı karşıyayız. İktidar kadına yönelik kırımı, çocuk istismarını, katliamını engellemek için tedbirler almamakta. Aksine suça bulaşmış, maddeye bulaşmış, adeta yozlaşmanın odağı haline getirilmiş toplumdan nemalanmaktadır. Demokratik, özgürlükçü ve şeffaf mekanizmaları geliştirmeden, toplumun tamamını bunun parçası haline getirmeden bununla mücadele etmemiz zor” dedi.

DEM Parti Çocuk Komisyonu Eşsözcüsü ve Mardin Milletvekili Beritan Güneş Altın ise, Narin Güran dosyasında kamu vicdanını rahatlatacak bir yargılamanın yürütülmediğini söyledi. Beritan Güneş Altın, “Cinayeti ortaya çıkaramayan devlet, olayı magazinleştirerek olayın üzerini örtmeye çalıştı. Narin Güran cinayeti bir kez daha göstermiştir ki, adalet sistemi Narin Güran cinayetinin gölgesinde kalmıştır. Bütün çocuklar tehdit altındadır” dedi.  Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”na dikkat çeken Beritan Güneş, “Narin’in mezarı başında bir kez daha söz veriyoruz; barışı ve demokratik toplumu inşa etmek için mücadele edeceğiz. Bu yoldan tek çıkış barışı ve demokratik toplumu inşa etmektir” diye konuştu.

Mezarlıkta yapılan anma programının ardından açıklamada bulunan Güran ailesinin avukatı Yılmaz Demiroğlu, Narin cinayetinde adaletin sağlanması için hukuki mücadelelerini sürdürdüklerini söyledi. “Tam bir yıl önce minik meleğimizi kaybettik ve insanlığımızdan adeta utandığımız bir gün yaşadık” diyen Demiroğlu, şöyle konuştu:

“Bizler adaletin sağlanması için hukuki mücadelemizi halen sürdürüyoruz. Yaşanabilecek hukuksuz bir sonucun başka adaletsizliklere de sebebiyet vermemesi için mücadelemizi sürdürüyoruz. Narin’i dereye gömenin sözü ile adaletin sağlanamayacağını biliyoruz. Bu kişinin bugüne kadar verdiği hiçbir ifade, hiçbir maddi delille, dijital delillerle doğrulanmamıştır. Bizler aşama aşama bu gerçeğe ulaşmak, Narin davasının karanlıkta kalmaması için her şeyi yaptık, bütün detaylara inmeye çalıştık. Burada bizler bir anne, bir amca, bir abinin bir araya gelerek minicik bir meleği katletmesi için bir sebep olmadığını biliyoruz. Bu hikayenin akla, mantığa, hukuka sığar bir tarafının da olmadığını az çok delillerden anlayabiliyoruz. Bizler Nevzat Bahtiyar’ın ifadelerini didik didik ettik. Anne, amcanın telefon imajlarını inceledik. Gerçekten de rutin bir hareket. Yani olay günü, cinayet işlendiği gün bir amcanın telefonunda faturanın ödendiğini, altın fiyatlarının takip edildiğini, rutin bir hayat sürdürdüğünü görüyoruz. Bir annenin telefonunda oyun oynandığı, müzik dinlendiğini görüyoruz. Hangi aile üyesi bu kadar rahat davranabilir ki? Vicdana sığacak bir delil ortaya çıkıp hüküm verildiğinde o zaman adalet sağlanır. Biz karanlığı ailenin aleyhine yorumlayarak ‘Katili kendi aranızda arayın’ anlayışıyla bir sonuca varamayız.”

Narin’in babası Arif Güran’dan açıklama

Narin’in babası Arif Güran da kızının öldürülmesine ilişkin haberlere tepki gösterdi. Kızının öldüğü günkü acıyı halen yaşadığını söyleyen Güran, bir yılın nasıl geçtiğini anlayamadığını ifade etti. Güran, şunları kaydetti:

“Bir yıl geçti, acım hala ilk günkü gibi devam ediyor. Bugün burada Tavşantepe’de bir zulüm var. Sadece evlerinde kahve içerek, yorum yazarak, konuşarak bu zulme ortak olunmuyor. Medyada taraf alarak konuşuldu. Türkiye’deki bütün topluma sesleniyorum, bu zulme sessiz kalmayın. 8 yaşındaki kızım katledildi vahşice. Tavşantepe’ye hiç gelmeyen insanlar binlerce yorum yaparak bir aileyi katil saydılar. Eğer katil bu aile ise bu ailenin kökünü alın. Bu ailenin kökünü bitirin. Eğer katil aile değilse bu zulmü de bitirin artık. Niye kimse sesimizi duymuyor? Bir anne şu an kendi evladının mezarının başına bile gelmemiş. Sosyal medya cezası verildi. Başka bir şey değil. Hangi delille, hangi tespitle, hangi yargılamayla bu cezalar verildi? Bu çıkan delil ve tespitleri eğer sizin vicdanınız kabul ediyorsa biz de kabul edelim. Sadece çıkarılan bir daraltılmış baz çalışmalarıyla benim ailemi yok ettiniz.”

‘Adalet nöbetine başlayacağım’

Konuşmasını Kürtçe sürdüren baba Güran, şöyle konuştu:

“Adalet nöbetine başlayacağım. Keşke şu an, bu dakika ve bu saniye ben de ölsem ki bu ızdıraptan, bu işkenceden artık kurtulsam. Sadece bir kriminalin çıkardığı raporla ve sadece baz raporuyla aileme ceza yağdırdınız. Bugün çıkan raporlarda Salim Güran’ın telefonu kollukta silindiği tespitlidir. Bugün çıkan delil ve tespitlerde Nevzat Bahtiyar’ın telefonunun kollukta silindiği tespitlidir. Bu art niyet nedir? Sayın Adalet Bakanı, baz dediğiniz ucube benim ailemi yok etti. Nevzat benim kızımı öldürdü ve Sayın Adalet Bakanı da benim ailemi diri diri mezara gömdü. Bu adaletsizlik sadece bu aileye midir? Bu bölgede herkes biliyor ki namus insanların kırmızı çizgisidir. İftiralarla, namussuzlukla attığınız iftarlar bu bölgedeki bütün insanlar bizden geri çekildi. Namustan bahseden bir insan önce kendi namusuna bakacak. Eğer diyelim ki bugün batıdaki insan bu bölgenin örf ve adetini bilmiyor. Bu bölgenin insanları bu bölgeyi bilmiyor mu? Herkes kafasını eğdi. Bu zulme kafasını eğdiler. Bunu Allah kabul etmez. Bu kadar insansızlık olur mu? Bu kadar art niyetle bir aileye yaklaşım olur mu?”

‘Biz gerçek bir yargılama istiyoruz’

“Bu aileyi suçlayacak tek bir delil çıkarın. Bu 12 klasör 19 klasör oldu. 19 klasör Yargıtay Savcılığında 19 günde okunup, karar verilip onaylandı. Akıl var ve mantık var. Bugün 19 klasör 19 günde nasıl bitiyor? Biz gerçek bir yargılama istiyoruz. Kayırma istemiyoruz. Bizim bugün buraya toplanmamızın tek sebebi adalet istiyoruz.”

‘Toplum içinde bir aileyi yok ediyorsunuz’

Narin’in cinayetinde ailesinin sosyal medya linç edildiğini aktaran Güran, şunları söyledi:

“Devlet yetkilileri çıkıp direkt bu aile üzerinde konuştukları zaman tabii ki sosyal medyada onlar da konuşur. Devlet yetkilileri buraya, bu mezara geldiği zaman aileye baş sağlığı dilemediği zaman tabii ki toplum da bu aileyi kınar. Biz ne yaptık? Ne bildiysek onu söyledik. Bu kadar art niyet olur mu? Toplum nezdinde Güran ailesini yok ettiniz. Eğer Güran ailesi yapmışsa yok olsun. Yedi yedi kat yerin dibine girsin. Yapmadıysa bunun vebalini kim verecek? Bugün o annenin cezaevindeki vebalini kim verecek? O amcanın, o abisinin vebalini kim verecek? Ama nedir? Biz çabuk unutuyoruz. Yarın öbür gün herkes unutacak, herkes gidecek. Ve biz unutmayacağız, mücadele edeceğiz. Ölene kadar mücadele edeceğiz. Elinizi vicdanın bırakın. Toplum içinde bir aileyi yok ediyorsunuz. Bir kültürü yok ediyorsunuz. Bu sadece Narin Gülen meselesi değil. Bu Kürtlerin bir meselesidir. Narin Gülen ailesi Kürt’tür. Sadece tek tarafa bakmayın. Zulme alkış çalmayın.”