New York Times (NYT) yazarı David E. Sanger, Orta Doğu’daki son gelişmelerle ilgili bir analizde, ABD’nin İsrail’e yönelik balistik füze saldırısına doğrudan müdahil olup olmayacağını inceledi. Geçtiğimiz yıl 7 Ekim’de başlayan Hamas saldırılarından bu yana, bölgedeki çatışmaların geniş çaplı bir savaşa dönüşme riski taşındığı belirtiliyor.
İsrail, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’a suikast düzenleyip Lübnan’ı karadan işgal etmeye başladıktan sonra İran, İsrail’e 200 füze fırlatarak misilleme yaptı. Bu durum, 1967 Arap-İsrail Savaşı’ndan bu yana bölgenin en tehlikeli dönemi olarak nitelendiriliyor. ABD Başkanı Joe Biden, savaşın kontrolden çıkmasını engellemek için bölgeye yoğun diplomatik çaba harcasa da, savaşın giderek tırmanması ve ABD’nin ne kadar müdahil olacağı konusu belirsizliğini koruyor.
Biden, İsrail’in İran’a karşılık verme hakkını desteklerken, doğrudan İran’ın nükleer tesislerine saldırılmasının sonuçlarının ağır olacağı uyarısında bulundu. Ancak İsrail’in ABD’den aldığı onayla bölgedeki askeri operasyonlarını genişletmesi, Washington’ın bu çatışmada daha derin bir rol oynayabileceğine işaret ediyor.
Bu süreç, ABD iç siyasetinde de tartışma konusu. Biden’ın yönetimi, hem sağ hem de sol kesimden farklı eleştirilerle karşı karşıya. Netanyahu’nun ABD’nin desteğini aldığı açık olsa da, savaşın seyri ve ABD’nin bu savaştaki rolü yakından takip ediliyor.