Özgür Özel: Ekrem İmamoğlu cumhurbaşkanı olacak

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a tepki göstererek, “Tayyip Bey demokrasi dışında ne varsa onu kullanmak ve iktidarını sürdürmek için her şeyi göze almış” dedi. Özel, kasım sonunda yapılacak kurultaydan sonra hükümet programını açıklayacaklarını söyledi.

Özgür Özel: Ekrem İmamoğlu cumhurbaşkanı olacak
Özgür Özel: Ekrem İmamoğlu cumhurbaşkanı olacak
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 19 Ekim 2025 14:57

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Manisa 39. Olağan İl Kongresi’ne katıldı.

Burada açıklamalarda bulunan Özgür Özel, Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin merhum başkanı Ferdi Zeyrek’i anarak, “Ferdi’nin anısı önünde bir kez daha eğiliyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a tepki gösteren Özel, “Tayyip Bey sermayeye güveniyor. Tayyip Bey yargıya güveniyor. Tayyip Bey istihbarata güveniyor. Tayyip Bey Amerikan Büyükelçisi Barrack’a güveniyor. Tayyip Bey Amerikan Başkanı Trump‘a güveniyor. Tayyip Bey demokrasi dışında ne varsa onu kullanmak ve iktidarını sürdürmek için her şeyi göze almış” ifadelerini kullandı.

CHP’nin tutuklu Cumhurbaşkanı Adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile ilgili mesaj veren Özel, “12 metrekarelik bir hücrede biri var. Alnı açık, başı dik, morali yüksek. Ve oradan Cumhuriyet Halk Partisi’nin parti programını, kendisinin hükümet programını ve Türkiye’ye nasıl yöneteceğimizi çalışıyor. Gün gelip özgür kalıp ya da adaylığı önünde bir engel olmayıp, aday gösterdiğimizde Ekrem İmamoğlu cumhurbaşkanı adayı olacak ve cumhurbaşkanı olacak” diye konuştu.

“Bir devir kapanacak, yeni bir devir açılacak” diyen Özel, “Beni seven arkamdan gelsin, ülkesini seven arkamdan gelsin” dedi.

Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Şöyle bir sürecin içindeyiz: Biz 47 yıl sonra önce Manisa’yı değiştirdik, Türkiye’yi değiştirdik. Ardından yerel seçimlerde büyük bir başarı kazandık. Bunun bir iktidar değişiminin adımları olduğundan milletimizle birlikte rakiplerimiz de emin oldular. Karşımızdakiler bu coşkuyu, bu heyecanı, bu umudu, bu gençlik enerjisini, bu kadınlarla erkekleri eşit gören ve birlikte siyaset yapan, Türkiye’ye de eşitlik vaat eden, mahkemelerde de adalet vaat eden, gelirde de adalet vaat eden, vergide de adalet vaat eden, kadın ve erkek arasında da adalet vaat eden bu yürüyüşün 100 yıl önceki yürüyüş gibi Anadolu’ya yayıldığını gördüler ve buna karşı tedbir almaya başladılar.”

‘İktidar umudu olmamasını sağlamayı hedefleyen bir savaşın içine girdiler’

“Şu anda karşımızda bizim 47 yıl gösterdiğimiz sabrı 31 Mart seçimlerinde yenildikten sonra 47 gün gösteremeyenler var. 47 ay bekleselerdi, Cumhurbaşkanlığı seçim takvimi başlıyordu. 47 gün sabredemediler. Kadın kolları var, onlara güvenmediler. Gençlik kolları var, onlara güvenmediler. Ana kademelerine güvenmediler. Yargı kolları başkanlığını kurdular. Bakan yardımcısı olan siyasi bir kişiliği İstanbul’a Cumhuriyet başsavcısı olarak atadılar ve o günden bugüne 30 Ekim günü Türkiye’nin en büyük ilçesi Esenyurt’a kayyım atayarak, Belediye Başkanımız Ahmet Özer’i içeri atarak; takip eden süreçte de 16 belediye başkanımızı hapiste tutarak, üç belediyemize kayyum atayarak; partimizin İstanbul İl Kongresi’ne dava açarak, il başkanlığına kayyım atayarak; binaya dava açarak, beş bin polisle girerek; partimizin genel merkezine, seçimine, o 2 bin 500 kişiyle şahitlik ettiğiniz o demokrasi şölenine kara çalmaya çalışarak, partiye kayyum atamaya çalışarak, Cumhuriyet Halk Partisi’ni karıştırmayı, paralize etmeyi, felç etmeyi, sürekli bir şeylerle uğraşırken iktidar umudu olmamasını sağlamayı hedefleyen bir savaşın içine girdiler ve bize saldırdılar.”

Parti programı mesajı

“Bu il kongreleri bittikten sonra, yaklaşık kasım ayının sonunda Ankara’da büyük kurultayımızı yaptıktan sonra, bu yakamıza yapışan, paçamıza yapışan, yakamıza yapışmak hallerine değil, paçamıza yapışan, paçamızdan bizi aşağı çekmeye çalışan bir takım saldırganların, işte ‘İstanbul ilde onu yapabilir miyiz, genel merkezde bunu yapabilir miyiz?’ falan… Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Yargı Kolları vasıtasıyla yapılan bütün bu saldırılardan kurtulduktan sonra, hep beraber yeni bir yürüyüşü ve soluk almadan tamamlayacağımız bir çalışmayı başlatacağız. Şu anda programın ana sütunları, o sütunlardan bakanlıklara göre tasnif edilmiş politika belgelerine dönüştürülüyor. Bir yandan iletişimciler çalışıyorlar. Ancak kurultayımızın tamamlanması ve o günkü oylamamızla parti programımız 2008’den sonra değişerek ve kısa ve anlaşılır, net öneriler, hükümet programı ve vaatlerimizle birlikte dünya siyaset tarihinin en büyük seçim kampanyasını hep beraber yürütmeye devam edeceğiz.”

‘Ekrem İmamoğlu, cumhurbaşkanı olacak’

“Bu arada aday Silivri’de ve ümidimiz iddianame çıksın, tutuksuz yargılanma başlasın. Ama her şeye rağmen iki aday yarışıyor şu anda. Birisi bin 500 odalı sarayda. 14 tane uçağından canı hangisini çekerse ona biniyor. Yüzen sarayı ayrı, yazlık sarayı Okluk’ta, kışlık sarayı Ahlat’ta. Her imkan elinde. Ama ruhu dar, sanki yerin yedi kat dibinde. Diğer tarafta 12 metrekarelik bir hücrede biri var. Alnı açık, başı dik, morali yüksek. Ve oradan Cumhuriyet Halk Partisi’nin parti programını, kendisinin hükümet programını ve Türkiye’ye nasıl yöneteceğimizi çalışıyor. Gün gelip özgür kalıp ya da adaylığı önünde bir engel olmayıp, aday gösterdiğimizde Ekrem İmamoğlu cumhurbaşkanı adayı olacak ve cumhurbaşkanı olacak.”

‘Benim Cumhurbaşkanı adaylarım sizsiniz’

“İşte hem o gün gelene kadar, o gün tut ki aday yapamadık, bir nefer, partiden bir nefer adaylaşacak. Ama mücadelede en ufak bir eksilme olmayacak. Ve hep beraber bu süreci birlikte götüreceğiz. Şimdi Ekrem Başkan’ın yerine bize Cumhurbaşkanı adayı soruyorlar. Ben geçmişte de bunu hep öyle düşündüm, hep öyle söyledim. ‘Ekrem Başkan’ın yerine Cumhurbaşkanı adayınız var mı?’ Diyorum ki ‘Var.’ ‘Kim?’ Vallahi ben değilim. Sensin, bu salonda oturan herkes benim Cumhurbaşkanı adayım. Benim Cumhurbaşkanı adaylarım sizsiniz. Sizin kadar da benim. Sabahleyin yataktan ‘Eyvah ya, bugün de başımıza ne gelecek?’ diye değil, ‘Hadi bakalım iktidara bir gün daha yaklaştık’ diye kalkmanın zamanıdır. Partinin politikalarını, söylemlerini dinlemek, anlamak, öğrenmek, anlatacak kadar iyi bir noktaya gelmek durumundayız her birimiz. Nasıl geçen sefer kurultayda, İstanbul İl Başkanlığı 800 kişiyle dururken, hemen yanında 2 bin 500 kişiyle aslan gibi karşımda beni genel başkan yapanlar, benim gözümün içine bakıyorlarsa, bugün de bu salonda Ekrem Başkan’ı cumhurbaşkanı, partimizi iktidar yapacaklar gözümün içine bakıyorlar.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tepki

“Tayyip Bey sermayeye güveniyor. Tayyip Bey yargıya güveniyor. Tayyip Bey istihbarata güveniyor. Tayyip Bey Amerikan Büyükelçisi Barrack’a güveniyor. Tayyip Bey Amerikan Başkanı Trump‘a güveniyor. Tayyip Bey demokrasi dışında ne varsa onu kullanmak ve iktidarını sürdürmek için her şeyi göze almış. Bunu göze almış ve bu kadar gözü dönmüş birinin karşısında en az onun kadar göze almış ve ondan daha çok cesaretle bu memlekete iktidar olmaya karar vermiş olanlara ihtiyaç var. Şimdi ben buradan; Fatih Sultan Mehmet’in altına binip, ‘Beni seven arkamdan gelsin’ deyip, İstanbul’u fethetmeye, bir devri kapatıp, bir devri açmaya gittiği bu topraklardan yine İstanbul’a, Türkiye’nin dört bir yanında il kongreleri yapılırken en çok uğraştıkları ve en çok mücadele ettikleri, en büyük mücadeleyi de hep beraber verdiğimiz İstanbul’a doğru yola çıkıyorum. Beni seven arkamdan gelsin. İktidara yürümeye, bir devri kapatıp bir devri açmaya hazır mıyız? Bir devir kapanacak, yeni bir devir açılacak. Beni seven arkamdan gelsin, ülkesini seven arkamdan gelsin. Hepinizi seviyorum. Biz başaracağız; demokratlar kazanacak, Cumhuriyetçiler kazanacak, Atatürk’ü sevenler, Cumhuriyet’i sevenler kazanacak. Beni seven arkamdan gelsin, onu seven arkamdan gelsin. Yürüyelim arkadaşlar.”