CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Silivri’deki Marmara Kapalı Cezaevi’nde partisinin cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin seçilmiş Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu ve diğer tutuklu isimleri ziyaret etti.
Ziyaretinin ardından açıklama yapan Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Cellat görmek istiyorsa aynaya baksın” sözlerine yanıt verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün partisinin grup toplantısında Özel’in “Stockholm sendromu” söylemine yanıt vererek “Neymiş, DEM Parti’nin Terörsüz Türkiye sürecine katkı vermesi Stockholm sendromu imiş. Yani celladına aşık olmakmış. Yahu insanda biraz utanma, mahcubiyet olur. İnsan bari önce kendi geçmişini, kara sicilini bilir. Yahu sen ömrün boyunca hiç mi CHP’nin utanç lekeleriyle dolu tarihini okumadın? Tek parti faşizminin bu millete neler yaşattığını hiç mi öğrenmedin? Sen kimin cellat, kimin mağdur olduğunu bilmiyor olabilirsin ama benim Kürt kardeşim kimin cellat olduğunu çok iyi bilir” demişti.
Özgür Özel’in çıkışıyla başlayan tartışma, Erdoğan’ın yanıtı ve Özel’in ikinci açıklamasıyla devam etti.
‘Millet bilmiyor mu senin döneminde ne olduğunu?’
Özel, tartışmanın geçmişe yönelik suçlamalar üzerinden yürütülemeyeceğini söyleyerek şunları kaydetti:
“Şimdi bir kere bu tartışmadan Erdoğan’a ekmek çıkmaz. Sen hem ta tarihe gerilere atıflar yapacak, bundan on yıllar, bir 100 yıl öncesine doğru gidecek. ‘Cumhuriyet’i biz kurduk’ dedik mi, CHP olarak. ‘O zaman tek parti vardı, hepimizin dedesi oradaydı.’ İyi. ‘Türkiye’yi kurtaran, demokrasiyi kuran ve demokrasi getiren partiyiz.’ ‘Tek parti vardı. Biz oradaydık, dedeler oradaydı.’ Sonra tarihten bir husumet alanı bulup orayı kaşıyacak. ‘CHP yaptı.’ Senin dede neredeydi? Çanakkale’de dedeler omuz omuza, tarihten acılı husumet çıkarabilecek bir şeye atıf yaparken CHP tek başına. Nerede bu yoğurdun bolluğu? Millete 80-90-100 yıllık hatırlatmalar yaparak bir şeyler yapmaya çalışacaksın, ondan sonra millete örneğin bundan 10 yıl önce iktidarında Taybet Ana’nın cenazesinin yedi gün yerde kaldığını, kadınların o cenaze çürümesin diye elinde beyaz bayrakla giderken üstüne ateş açıldığını hatırlamayacaksın. Ya da bir milletvekilinin annesinin cenazesine, ‘O cenazeyi burada tutmayız’ diye saldırıldığını, gömmeye izin verilmediğini, defne izin verilmeyen meselenin senin döneminde olduğunu, senin bakanlarının da bu duruma vaziyet ettiğini, sessiz kaldığını görmeyeceksin. Millet bilmiyor mu senin döneminde ne olduğunu? Mesela sadece ‘Seni başkan yaptırmayacağız’ dedi diye şurada Edirne’de dokuz yıldır bir vatan evladı yatıyor. Suçu ne? Sana demiş ki ‘Seni başkan yaptırmayacağız.’ Ben hiçbir partinin, hiçbir aktörünün, aktörlerinin arasına girmeyi, aktörlerine onu demeyi, asla böyle bir şey yapmam, yapmadım, yapmıyorum. Ama rejime şeytan değiştirenler, muhataplıkta aktör değiştirenler… Bu samimiyetsizliği millet görür, bilir. Benim orada söylediğim, baskı dönemleri, zulümler ve bu baskıyla bağlılık yaratma meselesi, bugün Türkiye’de önemli miktar muhalif seçmende bir duygudurum bozukluğu yaratıyor. Zaten bunun doğru olduğunu bildikleri için, bugün çıkmış Erdoğan onun üstünden bir şeyler yapmaya, bir şeyler devşirmeye çalışıyor.
‘Tayyip Bey’e buradan ekmek çıkmaz’
CHP’nin süreçte barışçıl çözüm politikalarını savunduğunu vurgulayan Özel, hükümetin ise bu süreçte tutarsız davrandığını ifade etti:
“Ben barış sürecine, müzakereye, komisyona, bu işin hallolmasına, Sayın Bahçeli’nin terörsüz Türkiye beklentisine, CHP’nin terörsüz ve demokratik Türkiye mücadelesine, komisyondaki demokrasi adının yer almasına, hepsine değer veriyorum. Ve ortaya cesaret koyuyorum. Durmamız gereken yerde duruyoruz. Efendim bir ziyarete gidilmemiş diye. CHP kendi kararını verdi. Herkes kendi kararını savunsun. Kararı millet verir en sonunda. Ama CHP önerdiği komisyonda duruyor, çözümün tarafında duruyor. Bugüne kadar dokuz yıl boyunca bir siyasi partinin iki eş genel başkanını hapiste tutacaksın Figen Hanım’la Selahattin Demirtaş’ı. Ondan sonra da halen daha kararları uygulamayacaksın, halen daha kayyımlar yönetiyor. Seçtikleri değil Kürtlerin. Sonra da CHP’ye cellat tarifi falan yapacaksın. Diğer tartışmayı dün sonlandırdık hep beraber. Tayyip Bey’e buradan ekmek çıkmaz. Ama buradan ekmek çıkarmaya kalkarsa siyaseten, çok aç kalır daha. Geçti o dönemler. Kendin anlat, kendini işit, herkes inansın, oraları sen tarif et. Yok öyle bir şey kardeşim. Ahlaki üstünlük, psikolojik üstünlük, moral üstünlüğü, çoğunluk enerjisi CHP’dedir. Birleşik bir muhalefettedir. İktidar değişimi için geri sayım vardır. Bugün gördüm grup toplantısını. ‘Ekonomiyi de düzelteceğiz de bilmem ne yapacağız da.’ Bir yine şey demedi, ‘Biraz daha sıkın dişinizi.’ Hafta sonunun mesajını CHP’deki dinamizmi, kenetlenmeyi, bütünleşmeyi ve milletin bundan duyduğu heyecanı gördü. Morali bozuk.”
‘Yalanlarını görmesinler diye TRT’de yayın sözlerini tutmuyorlar’
Öte yandan dün CHP’nin, Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere siyasilerin yargılandığı davaların TRT’de canlı yayınlanmasını öngören kanun teklifinin Genel Kurul gündemine alınması talebi, AK Parti ve MHP’nin oylarıyla reddedilmişti.
Özgür Özel, bu konuya ilişkin ise şunları kaydetti:
“Maalesef Sayın Bahçeli’nin mayıs ayında, temmuz ayında ilerleyen zamanlarda TRT’den yayınlanma konusunda verdiği desteğe rağmen Sayın Erdoğan’ın da ‘Sayın Bahçeli böyle söylemişse uygun olmuştur. Hayırlı olsun’ demesine rağmen dün televizyonlardan canlı yayınlanmasını öneren önergemize Cumhur İttifakı milletvekilleri ret oyu verdi. Sayın Bahçeli ‘Doğrusu budur yapılmalıdır’ diyor. Sayın Erdoğan, ‘Sayın Bahçeli böyle diyorsa ben de destekliyorum’ diyor. Ama grubundaki milletvekilleri canlı yayın önergesini reddettiler. Bunun kabul edilebilir tarafı yoktur. Bir an önce AK Parti Cumhur İttifakı kendi önergesini getirmelidir. Biz de tüm televizyonların isteyen her kanalın canlı yayın yapabileceği TRT’nin de bir kanaldan bunu devamlı yayınladığı kesintisiz yayınladığı yargılamaya destek verelim. CHP’nin kanun teklifine oy vermiyorlarsa biz onlarınkine vereceğiz. Ama sözlerinin arkasında dursunlar. İddianamenin arkasında duramadıkları için sözlerinin arkasında durmuyorlarsa bu başka bir gerçekliktir. HSK toplanacak sekiz ay boyunca Ekrem İmamoğlu’nun arabalarını televizyonlarda konuşturdular, MHP milletvekilinin çıktı. 560 milyar dediler, 560 lira çıkmadı. Parkenin altından iki milyon dolar dediler, iki TL çıkmadı. Gaziosmanpaşa Belediyesi’nin kasasından dolar dediler, mühür çıktı. Yayla evinin kasasından euro dediler 48 beylik silahın mermisi çıktı. Şimdi canlı yayında TRT’de bütün köylere kadar herkesin bu yalanları yargıladığımızı görmesinler diye yayın sözlerini tutmuyorlarsa bu başka bir gerçeklik. O zamanlar toplanacak HSK, Sayın Adalet Bakanı gidecek oraya başkanlık edecek ve bu yalanları gerçekmiş gibi aylarca servis edenleri bir sorgulayacak öyle çatır çutur Ekrem Başkan’ın bütün hakimlerini değiştirmekle olmaz, esas bu Ak Toroslar çetesine müdahale edilecek.
‘TRT canlı yayınına Cumhur İttifakı niçin hayır dediğini netleştirsin’
Türkiye’de ikili hukuk sistemi olmasa bizim videosunu yayınladığımız bütün gazeteciler gerçek dışı bilgiyi alenen yayma suçundan cezaevine girmezler mi? Bir tutukluyu salıvermişler diye haber yapıyor. Dışarıda görmüş. Meğerse salıverilmemiş de izinli çıkmışmış. Gerçek olmayan bilgi alenen yayma suçundan gözaltı işlemi yapıyorsunuz. Yaz boyunca bütün yalan bilgileri her akşam televizyonda savunan kişiler sorguya dahi çağrılmıyor. Gerçek olmayan bilgiyi alenen yayma suçu bu değil mi? Bu gazetecilik faaliyetiyse o da gazetecilik faaliyeti. O suçsa bu da suç. O yüzden ikili hukuk yapıyorlar. Vallahi üzülüyorum. Televizyonda çıkmış çok emin çok kesin konuşuyor. Belli ki içeriden söylemişler. ‘Çok net biliyorum ki böyle böyle.’ Hiçbiri çıkmadı. O yüzden TRT canlı yayınına Cumhur İttifakı niçin hayır dediğini netleştirsin. ‘CHP getirdi ondan hayır dedik’ diyorsa kendisi getirsin. ‘Bu iddianameyle ilgili dünya kadar yalan afişe olacak ve rezil olacağız biz vazgeçtik canlı yayından’ diyorlarsa söylesinler millet bunu bilsin. Ben Cumhur İttifakı’nın bileşenlerinden bu konuda net bir şey duymak istiyorum. Yayınlanamayacak haldeyiz deyin o zaman. Kandırdı bizi bunlar deyin o zaman. Dağıtın o zaman o çeteyi.”



