• Ana Sayfa
  • Gündem
  • Prof. Dr. Betül Tanbay: Avrupalı kurum Boğaziçi’nin kıymetini atanmış rektöre anlatıyor

Prof. Dr. Betül Tanbay: Avrupalı kurum Boğaziçi’nin kıymetini atanmış rektöre anlatıyor

Rektör Naci İnci’nin, Boğaziçi Üniversitesi’nin Avrupa Üniversiteler Birliği’nden (EUA) çıkma kararına ilişkin yazılı tebliği okuyan Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinden Prof. Dr. Betül Tanbay, rektörün yazılı tebliğinde neden böyle bir karar aldığına dair ‘hiçbir gerekçe sunmadığını’ teyit etti ve tebliğe EUA’den verilen yanıtın atanmış rektörü birlikten çıkma kararı kadar ‘şaşırtıcı’ olduğuna dikkat çekti.

Prof. Dr. Betül Tanbay: Avrupalı kurum Boğaziçi’nin kıymetini atanmış rektöre anlatıyor
Eylül Deniz Yaşar
  • Yayınlanma: 6 Mart 2025 19:12

2021 yılında atanmış rektörün başa getirilmesi sonrası akademisyenlerin her gün rektörlük binasına sırt çevirerek protesto düzenlediği Boğaziçi Üniversitesi’yle ilgili yeni bir gelişme gündemde. Rektör Naci İnci’nin kararıyla Boğaziçi Üniversitesi, Avrupa Üniversiteler Birliği’den (European University Association-EUA) çıktı. Peki bu kararın arka planında ne var? Gerekçesi nedir?

İnci’nin ayrılma kararını 25 Ocak 2025’te bir yazıyla tebliğ ettiği öğrenilirken, üyelikten ayrılmaya herhangi bir gerekçe göstermediği belirtiliyordu. Üniversite yönetimi konuya ilişkin kamuoyuna da henüz bir açıklama yapmazken İlke TV, Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerine ulaştı. Boğaziçi Üniversitesi Matematik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Betül Tanbay yoğun programı arasında İlke TV’nin sorularını yanıtlamayı kabul ederek kamuoyuna yeni bilgileri Yadigar Anlı’nın sunduğu Haber Zamanı programında canlı yayında açıkladı.

12 Eylül 1980 darbesi sürecinde Boğaziçi Üniversitesi’nin EUA’ya üye olduğunu ve Boğaziçi’nin Türkiye’den EUA’ya üye olan ilk üniversite olduğunu belirten Prof. Dr. Tanbay, 12 Eylül sürecinde gerçekleşen üyelikten, tam da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Avrupa Birliği’nde Türkiye’nin önemini vurguladığını böylesi bir süreçte cumhurbaşkanının atadığı rektörün kararıyla çıkılmasının tezatlığına dikkat çekti. Tanbay bu durumu ‘atanmışla atayan arasındaki iletişim kopukluğunun’ bir göstergesi olarak değerlendirdi.

Prof. Dr. Tanbay, rektörün tek cümlesiyle, gerekçesiz ve tek bir yazıyla tarihi 40 yıl öncesine dayanan böylesi önemli bir üyeliğin iptal edilmesinin üniversitede var olan hukuksuz uygulamaların bir devamı olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Tanbay, bu uygulamaların çok taze bir örneğini de paylaştı ve daha geçen hafta İdari Bilimler Fakültesi’nin seçilmiş senatörü Prof. Dr. Ünal Zenginobuz’un senato toplantısına kapıdan alınmadığı bilgisini vererek, Boğaziçi Üniversitesi senatosunun son üç yıldır adeta bir ‘işgal senatosu’ haline geldiğini söyledi.

‘Acıklı, trajikomik bir durum’ 

İnci’nin EUA’dan çıkma kararını “Hem çok şaşırtıcı hem çok üzücü” olarak nitelendiren Prof. Dr. Tanbay, “Artık dünyada da kurumların böyle kişilerle karıştığı böyle tuhaf bir ortamdayız. Bir kişi bir devlet adına, bir kişi bir kurum adına olmadık şeyleri yapabiliyor ve bazen de seyirci kalınmak zorunda kalınıyor”  değerlendirmesinde bulundu.

“Dün, atanmış rektörün Avrupa Üniversiteler Birliği’ne  yazmış olduğu belgeyi gördüm” diyen Tanbay şunları ekledi:

“Verilen cevabı da gördüm, kurumumuz açısından çok üzüldüm. Şöyle, tek bir cümleyle: ‘2025 yılında bizi listeden çıkarın’. Böyle açıklamasız, en ufak bir kurumsal bilgisi olmayan bir yazı. Cevabı görseniz… Avrupa Üniversiteler Birliği’nin yöneticileri cevap olarak Boğaziçi Üniversitesi’nin başındaki kişiye üniversitenin ne kadar önemli ve kıymetli bir yer olduğunu anlatıyor, bizim üniversitemizin Avrupa’nın içindeki önemini onlar bize anlatıyor. Böylesi acıklı, trajikomik bir durum.”

Boğaziçi Üniversitesi’nin  EUA üyeliğinden çıkmasının ‘sembolik’ anlamı 

Prof. Dr. Tanbay EUA ile Boğaziçi Üniversitesi’nin ilişkilerinin tarihçesinin tanıklarından biri olan bir akademisyen. “İzleyicileriniz Avrupa Üniversiteler Birliği’nin ne olduğunu bilmeyebilir, bu bilgilerle şaşıracaklar” diyen Tanbay, “Ben üniversitede 35 senedir çalışıyorum. 40 sene önce bu birlik, Avrupa Rektörler Birliği adıyla faaliyetteydi. Geldiğim zaman 12 Eylül darbesinden sonra atanmış, ilk defa atanarak gelmiş bir rektör altında çalışıyorduk, kendisi İTÜ’den bir profesördü, Ergün Toğlor ve Avrupa Rektörler Birliği’ne o dönemde girdi Boğaziçi Üniversitesi” bilgilerini paylaştı ve şöyle ekledi:

“Bakın 12 Eylül darbesi zihniyetinin üye yaptığı bir yerden bugünün zihniyeti çıkarıyor. Burada bence sembolik olarak üzerinde durmamız gereken bir şey bu.

“Bu birlik Avrupa Üniversiteler Birliği (EUA) haline geldiği zaman, biliyorsunuz bizim Gülay Barbarosoğlu gibi hakkında bir KHK çıkmış bir rektörümüz var, o rektörümüz de EUA’nın yönetim kurulunda çalıştı” diyen Prof. Dr. Tanbay kendisi de Dış İlişkiler Rektör Yardımcısı olduğu dönemde pek çok kez EUA’ya gittiğini, bu nedenle bu kurumun nasıl çalıştığına dair iyi bir fikrinin olduğunu dile getirdi ve şunları belirtti:

“EUA, Avrupa’daki tüm üniversitelerle ilgili son derece önemli çalışmalar yapan bir kurum. Tam da kendisini bu göreve atayan cumhurbaşkanının Avrupa Birliği’ndeki önemimizi ifade ettiği bir dönemde üniversite olarak Türkiye’den ilk üyesi olduğumuz böylesi bir kurumdan çıkarılmamız aslında atananla atayan arasında bir iletişim kopukluğu olduğunu gösteriyor.”

Seçilmiş senatör senato toplantısına alınmadı 

Rektör İnci’nin imzasıyla EUA’dan bir yazıyla üyelik iptali yapılmasının, üniversite içi işleyişte yanlış ve hukuksuz olduğunu dile getirdiği pek çok uygulamanın bir devamı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Tanbay, rektör bir karara imza attığından ve senatoyu topladığınızda en azından seçilmiş senatörlerin o toplantıda bulunmasını beklediklerini ama bunun bile gerçekleşmediğini söyledi ve şunları kaydetti:

“Boğaziçi Üniversitesi’nin senatosu son 3 senede tamamen bir işgal senatosu haline dönüştüğü halde, ne de olsa hala tutunacağımız kanunlar ve usuller olduğu için fakültelerin seçilmiş senatörleri orada oturmak zorunda. Geçtiğimiz Cuma günü her türlü seçilmiş, birkaç kere fakülte kurulu tarafından seçilmiş senatörümüz, İdari Bilimler Fakültesi’nin senatörü Prof. Dr. Ünal Zenginobuz senato toplantısına kapıdan alınmadı. Bu da büyük bir rezilliktir, hatta büyük ihtimal bir suçtur. Ona davalar açıldı, mahkemeler karar verecek.”

Yanlış ve hukuksuz yapılan tüm uygulamalara açtıkları davalardan 50’den fazlasının kazanılmış durumda olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Tanbay, “Bir hukuk krizi, bir adalet krizi yaşıyoruz. Bu adalet krizinden Boğaziçi’nin aldığı nasip de mahkeme kararlarına rağmen, mahkeme kararıyla işlerini tekrar kazanmalarına rağmen görevleri uzatılmayan insanların maalesef mahkeme kararlarının uygulanmaması” dedi.

Son söz: ‘Göreceksiniz, düzelecek’

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinin hafta içi her gün, yaz, kış, yağmur, kar demeden ‘ayakta durmaktan vazgeçmediğini’ sözlerine ekleyen Prof. Dr. Tanbay,  gözbebekleri olarak gördükleri Boğaziçi’nin içinin oyulmasına karşı durmaya devam edeceklerini şu sözlerle vurguladı:

“Burada eylem, direnme, mücadele kelimelerini bile kullanmak istemiyorum. 2021’de olaylar başladığı zaman geniş bir ekibimiz Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni ziyaret ettiler. Zamanın AKP Grup Başkanvekili Naci Bostancı beyin tabirini kullanacağım, ‘Boğaziçi Üniversitesi bizim gözbebeğimiz’ demişti. Gözbebeğiniz oyulmaya başlanırsa siz de vücudun bir parçası olarak oyulmasını önlersiniz. Ben bunun adına eylem bile demiyorum. Ben bu oyulmayı kabul etmiyorum ve oyulmaya karşı ayakta durmaktan vazgeçmiyorum.”

Tüm bu süreçlere dair umutsuzluğa kapılmamak gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Tanbay’ın geleceğe dair umutları da  röportajın son sözü niteliğindeydi:

“Akademisyenler aslında işlerini yapmak isteyen insanlar, başka bir şey değil. Alıştığımız, sokakta aktif gözüken insanlardan değiller illa ki ama şu anda Boğaziçi Üniversitesi’nde dört sene sonra hala bütün kurumdaşlar dediğimiz hakiki Boğaziçililer bu durumu kabul etmiyor ve vazgeçmiyorlar. Düzelecek, düzelecek… Boğaziçi Üniversitesi’nin hakiki akademisyenleri, kurumdaşları bu durumu kabul etmiyorlar ve vazgeçmeyecekler. Göreceksiniz, bu değişecek.”

Olayların kısa tarihçesi

Boğaziçi Üniversitesi, EUA’ye kabul edilen ilk Türkiye üniversitesiyken EUA son yıllarda Türkiye’deki ‘akademik özgürlük ve özerklik’ hakkında endişelerini dile getiren bildiriler yayınlamıştı.

Rektör İnci’nin bu kararı kendisine yönelik Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinin protestoları sürerken geldi. Boğaziçi Üniversitesi’nde başlayan bu eşi benzeri görülmemiş protesto, 1 Ocak 2021’de Melih Bulu’nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne atanmasıyla başladı.

5 Ocak 2021’de gerçekleşen görev devir-teslim töreninde akademisyenler cübbeleriyle birlikte üniversitenin bahçesinde rektörlük binasına sırtlarını dönmeye başladı. Kararnameyle göreve gelen Melih Bulu, rektör olarak atanmasından altı ay sonra yeni bir ‘Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ ile görevden alındı ve 21 Ağustos 2021’de Naci İnci Boğaziçi Üniversitesi’nin rektörü olarak atandı.

Akademisyenler ise5 0cak 2021’den bu yana hafta içi her gün yaz kış demeden aralıksız, rektörlük binasına sırtlarını dönerek sivil itaatsizlik protestolarını sürdürüyor.

betgaranti
betgaranti
betgaranti
betvole
rokubet
betvole
betpark
rokubet
betvole