• Ana Sayfa
  • Gündem
  • Sırrı Süreyya Önder’e saygı duruşu niyetine bir yazı
Sırrı Süreyya Önder’e saygı duruşu niyetine bir yazı
Hicri İzgören 4 Mayıs 2025

Sırrı Süreyya Önder’e saygı duruşu niyetine bir yazı

Çok direndi ama olmadı… Sırrı Süreyya Önder’i  kaybettik.

Ömrü mücaeleyle,hak-hukuk aramakla geçti.Her yönüyle nevi şahsına münhasır bir kişilik.

Kalabalık ama yalnız, her mahallenin mahallelisi. Kendisinde başkası, başkasında kendisi. Tüm kimliklerini sobaya atmış. Elinden gelse nüfustaki kaydını da sildirecek. Kimliksiz çok kimlikli.

Ezilenin, sömürülenin sesi, mağdurların kıymetlisi oldu hep. Maske kullanmadı hiç. Yalın ama derinlikli bir söylem. Maskeli baloya dönüşen hayatın her karesine kendi gerçek yüzüyle katılmıştır. Duruş muhkem, replikler hep sahici.

Bir şarkıda ağlayabilir, bir çiçekle konuşabilir.

Dobra dobradır… Lafı eveleyip gevelemeden söz zamanında söylenmiştir, taş gediğindedir.

 

***
Hayatın rahle-i tedrisatından  geçince böyle olunuyor demek.Gönlü gani.Sakin ve gülümsemeli.

Derviş desen de olur, ermiş desen de. Yaradılışça mütevazi, gösterişsiz, sade yaşayan bir kalender diyorum ben.

Tevazu her dem yürürlüktedir ama yanlışa yanlış denir o lügatta. Lafını esirgemez.

Kurguya ne gerek var, taktik ne alaka, stratejik doğaçlama varken. Bir kıssadan hisse, bir darbımesel,  müzmin kuyruk acılarını giderebilir, bir tabur meclisi susturabilir.

Ne yönetmen pozu verdi ne de milletvekili üstenciliği gösterdi. Lakin bir kadeh tutuşu vardı ki Sırrı’na ermek için hayatın, yorgun bir günün ardından çilingir bir sofra gerekir bazen ve de iki tek. Bazen kalabalık bazen teke tek.

***

Parasız, pulsuz yıllar, zordur geçim derdi. Yıllar sonra annesine bir ev aldı o da depremde yıkıldı. Anası: ‘Tapu ve para bizi sevmiyor’ diyecektir.

Anadır ne dese yeridir: Hapis yattığı dönemde, 40 gün süren ölüm orucundan sonra anası görüşe gelmiştir: “Elin adamları için 40 gün aç kaldın da Allah rızası için bir gün oruç tutmadın be evlat” demesin mi?

“Yaşam bir türküye sığacak kadar kısa” dese de O bir ömre çok yaşam sığdırmıştı.

Yaşam öyküsü bir senaryo – film konusudur.

Sırrı Süreyya Önder, kendi anlatımıyla 1962’de kentteki birkaç sosyalist aileden birinin çocuğu olarak Adıyaman’da dünyaya geldi.

Babası solcu, dayısı nurcu Türkmen bir ailenin mensubu. 8 yaşındayken kaybettiği babasından kalan kitapladır ilk dostu.

İlk tutuklama Adıyaman’da lise yıllarındadır. Sonra Ankara siyasal faslı..! 2 Eylül darbesinde 18 yaşındadır, tutuklanma ve işkence yaşı. Yedi yıl hapis sonrası ver elini İstanbul. Bir yandan farklı işlerde çalışırken bir yandan da sinema ve yazarlığa ilgisini sürdürdü. Bu dönemde edebi metinler kaleme aldı.

Önder; siyaset öncesinde senarist, yönetmen ve yazar kimlikleriyle de bilindi.

2006’da “Beynelmilel” filminin senaryosunu yazdı. Filmin yönetmenlerinden de biriydi. Bunu 2008’deki “O… Çocukları” filminin senaryosu izledi.

“Emret Komutanım”, “Sis ve Gece”, “Ada: Zombilerin Düğünü”, “F Tipi Film”, “Ejder Kapanı”, “Mar”, “Düğün Dernek” ve “Yeraltı” gibi filmlerde senarist, yönetmen, senaryo danışmanı ve oyuncu olarak yer aldı.

2011’de gidişat siyasete doğru evrildi. Önder, o yıl yapılan genel seçimlerde Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloku’nun bağımsız adayı olarak İstanbul milletvekili seçildi. Sonra HDP eş genel başkan yardımcılığı…

O sadece milletin vekili değil Gezi’de ağaçların da vekiliydi.

Uzun hikaye. Ara boşlukları siz doldurun artık… İmralı, Kandil, Dolmabahçe… Tekrar cezaevi, sonra TBMM Başkanvekili… Yeniden çözüm heyeti… Onca koşturmaya kalp mi dayanır… Ve kriz…Ve gidiş.

Sayfalara sığmazsın biliyorum. Bir saygı duruşu niyetine olsun bu yazı dedim.

Güle güle Sırrı kardeş… Bize ve hayata kattığın değerlerde yaşayacaksın.

 

* ilketv.com.tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar İlke TV’nin kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.