Tarihin hafızası
Hicri İzgören 17 Ağustos 2025

Tarihin hafızası

“Aklı beşer nisyan ile malûldur” derler. Yani insan aklı unutmaya meyillidir, insan çabuk unutuyor…
Unutmanın arkeolojik kazısını yapan bilim; hatırda tutmanın, unutmamanın insanoğluna pek cazip gelmediğini söyler. Unutuş bir virüs gibi insanlığın hafızasındaki kimi bilgi-işlem merkezlerini bozmaktaymış.

Bu durum daha çok yaşanan acılar için geçerli sanki… Oysa unutmamak gerekir. Çünkü unutmak, umudu kaybetmek anlamına gelir biraz da.

***

Yaşanan acıları unutmak eğiliminde olan insan, buna bir tepki olarak mı yazıyı icat etti? Bunun için mi; ‘yazı toplumların hafızasıdır’ dedi? Her ne sebeple olursa olsun, iyi etti… İyi ki tarih var, iyi ki tarihin hafızası var…

Bugün yaşananlar ve insanlığın hafızası olan tarihe kaydediliyor. Bir gün bugün de tarih olunca bugünün kısır döngülerinden, at gözlüklerinden arınarak yaşananlar daha net değerlendirilebilecek. Her şey bu günden daha net, daha berrak, daha şeffaf hale gelecek.

Çünkü tarih var, hafıza var.

***

Tarih bize dondurucu kışların ve bunaltan yazların hep sürüp gitmediğini, yerini bir gün mutlaka bahara, bıraktığını öğretti. Bugünün boğucu sıcakları da bir gün bitecek… Biz yetişsek de bitecek, yetişmesek de. Kanın, canın, açlığın ve yoksulluğun üzerenden rant sağlayanlar da rüzgarın peşine takılmış bir yaprak gibi çekip gidecek.

Çünkü tarihin hafızası öyle öğretti bize.

Yaşanan hiçbir şey unutulmayacak. insanlığa her gün ‘Bu kadarı da olmaz’ dedirtip daha beterini yaşatanlar, hayat gücümüzün sınırını zorlayanlar hafızalardan silinmeyecek. Bir gün hiçbir şey olmamış gibi davranamayacaklar.

İnsanların hafızası unutsa da tarihin hafızası unutmayacak. Gerçek adalet kirli çamaşırları bir bir ortaya döküp gereğini yapacak. Yani yapanın yanına kar kalmayacak.

Bugün gölgelerin gücünden güç alanların yerine ışığın gücünden güç alanlar gelecek belki… Bahar yaklaştıkça gölgeler kısalacak… Güneş doğacaksa her kesin üzerine doğacak, bahar gelecekse herkese gelecek. Belki yeni zayıflıklar olacak ama eskiye oranla yeninin nesi varsa ortaya daha güzel konacak.

İyi ki tarih var, hafıza var.

İyi ki en zor anlarımızda bize güç veren tarihin örnekleri var. Yaşanması muhtemel her şey için bir örnek bir ölçü bulabiliriz tarihte… En büyük sorunların, en katmerli acıların bile nasıl bittiğini… En karanlık gecelerin bile çakmak gözlerde nasıl eridiğini öğretir bize tarih… Güç verir… Moral verir… Yol gösterir.

Olayları sağlıklı bir şekilde değerlendirmek ve kaydetmek için elimizde yeterince malzememiz var… İbret almak, varsa hatalarımızdan dönmek ve hayattan af dilemek için kısa da olsa bir zamanımız var…

Çünkü akıl var, çünkü yürek var.

Bütün iyi günlerin şarkıları, gecenin ilk yıldızları şafağın ilk ışıkları var orda… Uykusuz geceler var, kitaplar, aşklar ve şiirler var. Gözlerdeki buğu, anlamdaki katmanlar var.

Hayatın tüm mağdurları var orda ve müzmin yoksullukları, acıları, hüzünleri, sevdaları…Kokuşmuş aygıtların öncül ve ardılları var, korkunun ecele faydasızlıkları var orda.

İyi ki tarih var, direnme var.

Bir ömrün tüm rüzgarları var orda ve yağmurları.. Yüreğimizin kapakçıkları, beynimizin ince zarları var. Korkunun gözbebekleri var orada… Önyargılar, yargısız infazlar, inkar ve imhalar var.

Bütün bir ömrün sabıka kayıtları var orda. Demir parmaklıklar, tel örgüler ve tezgahlar var. Her şey kayda geçiyor orda.

***

Yüreğimizin resmi ve gizli tarihinde bize kahramanlar ve soytarılar bahşeden hayat, yeni dekorlarla değiştiriyor sahnesini. Bize rağmen oluşturulan bir mizansende yeni oyunlar sahneleniyor. Yeni roller biçiliyor can evimizde.

Bilmediğimiz, daha doğrusu unuttuğumuz bir gerçek var ki o da her şeyin bize sunulanlardan ibaret olmadığı gerçeğidir. İçimizden bir yolculuk başlatsak, sorgulayan ve eyleyen bir özne olsak, oyun bozulacak. Tarih sevinecek.

* ilketv.com.tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar İlke TV’nin kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.