ABD Başkanı Donald Trump’ın 5 Kasım’daki seçimler öncesi, dünyadaki farklı coğrafyalara yönelik başlattığı ve Grönland’ı ‘satın alma’ Meksika Körfezi’nin ‘adını değiştirme’ ve Panama Kanalı’nı ilhak etme şeklinde tezahür eden ‘ofansif’ söylemlerinin yeni hedefi Gazze oldu.
Donald Trump 4 Şubat’ta İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile yaptığı basın toplantısında ABD’nin Gazze’de “yönetimi devralacağını” burada yaşayanların başka bir yere yerleşmesi gerektiğini söyledi.
Öncesinde ise 26 Ocak’ta Air Force One uçağında gazetecilerin sorularını yanıtlayan ABD Başkanı, Ürdün Kralı II. Abdullah ile Gazze’de konut inşa etme ve 1 milyondan fazla Filistinliyi komşu ülkelere taşıma konusunda görüştüğünü açıkladı. Bu, Trump’ın başkanlık kampanyası dönemindeki vaatlerinden biriydi.Trump’ın Gazze’deki Filistinlileri ‘almasını istediği’ diğer ülke ise Mısır’dı.
Trump “Mısır’ın insanları almasını isterim. Yaklaşık bir buçuk milyon kişiden söz ediyorsunuz ve orayı tamamen temizleyip ‘Bitti’ demeliyiz.” ifadelerini kullandı.

(AP Photo/Mark Schiefelbein)
“Orada hemen her şey yok edilmiş durumda ve insanlar ölüyor. Bunun için bazı Arap uluslarıyla konuşup, barış içinde yaşayabilecekleri farklı bir yerde konut inşa etmeyi tercih ederim” diyen ABD Başkanı, “geçici de olabilir kalıcı da” yorumunda bulunduğu teklifle ilgili 26 Ocak’ta Mısır’dan da benzer bir istekte bulunmayı planladığını belirtmişti.
ABD Başkanı Trump, Oval Ofis’te birçok başkanlık kararnamesine imza attığı imza töreninde Gazze’de sağlanan ateşkesin devam edeceğinden emin olmadığını belirterek “Bu, bizim savaşımız değil. Bu, onların savaşı.” demişti.
Gazze’nin yeniden inşasına yardım edebileceğini belirten Trump, “Gazze ilginç bir yer. Deniz kenarında muhteşem bir konumu ve harika bir havası var. Orada çok güzel şeyler yapılabilir, Gazze ile gerçekten güzel şeyler yapılabilir.” ifadelerini kullanarak Gazze’ye dair bazı ‘ticari’ planları olduğunu da açıklamıştı.
Trump son olarak sosyal medya hesabından açıklama yaparak Gazze Şeridi’nin çatışmaların sona ermesinin ardından Tel Aviv yönetimi tarafından ABD’ye devredileceğini söyledi.
Trump açıklamasında, “Chuck Schumer gibi Filistinliler, bölgede yeni ve modern evlere sahip, çok daha güvenli ve güzel yerleşim alanlarına yerleştirilecek. Gerçekten mutlu, güvende ve özgür olma şansları olacak” ifadelerini kullandı.
Truth Social isimli sosyal medya platformu üzerinden ‘Gazze planını’ duyuran Trump, bölgenin inşasına ‘yavaşça ve dikkatlice başlayacaklarını’ söyleyerek, “Türünün en büyük ve en gösterişli gelişmelerinden biri olacak” dedi.
Konuyu ‘aylardır incelemekte olduğunu’ belirten Trump, “Uzun vadeli bir sahiplik öngörüyorum ve bu Orta Doğu’nun o kısmına, belki de tüm Orta Doğu’ya istikrar getirecek” dedi ve herkesin bu fikri çok sevdiğini söyledi.
Trump, Suudi Arabistan hükümetinin bir Filistin devleti yaratılması için bastırmadığını da öne sürdü ve Filistinlilerin altı farklı ülkeye yerleştirilebileceğini ekledi.
Basın toplantısından kısa bir süre sonra bir açıklama yayımlayan Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı ise uluslararası tanınırlığı olan bir Filistin Devleti kurulmadığı müddetçe İsrail ile ilişkilerinin normalleşmeyeceğini söyledi.
Bunun bir pazarlık konusu olamayacağını belirten bakanlık, kalıcı barış için “Filistinlilerin devlet kurmaya yönelik meşru hakkının” tanınması gerektiğini ekledi.
Beyaz Saray ne dedi?
ABD Başkanı Trump’ın ‘Gazze planı’ Beyaz Saray’ın resmi açıklamasında yer almadı.
Beyaz Saray, Başkan Donald Trump’ın Gazze Şeridi’nin ABD tarafından ‘devralınmasına’ ilişkin teklifi kapsamında bölgede ABD askerinin görev almasını taahhüt etmediğini söylemekle yetindi.
Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt ise teklif edilenin, inşaat sırasında “geçici olarak” başka bir yere yerleştirilmeleri olduğunu savundu.
ABD’nin dış politikası uzun bir süredir, Filistin devletinin kurulmasını ve Gazze’nin de bu devletin kilit bir bölgesi olmasını öngörüyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bu planı reddediyor.
Trump’ın ‘Gazze planına’ aşırı sağcılardan destek
İsrail devlet televizyonu KAN’ın haberine göre, Dini Siyonizm Partisi lideri aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, “Bunu mümkün olan en kısa sürede hayata geçirecek operasyonel bir plan oluşturmak için Başbakan ve kabine ile birlikte çalışacağım.” açıklamasında bulundu.
Gazze’de ateşkes ve esir takası anlaşmasının uygulamaya girmesinin ardından Ulusal Güvenlik Bakanlığı görevinden istifa eden Yahudi Gücü Partisi lideri Itamar Ben-Gvir de ABD Başkanı’nın teklifini memnuniyetle karşıladığını belirterek Trump’a teşekkür etti.
Ben-Gvir, X hesabından yaptığı paylaşımda, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’dan sözde “gönüllü göçü” teşvik etmesini istedi.
“Dünyanın en büyük gücünün başkanı Trump’ın” bu fikri gündeme getirmesinin önemine dikkati çeken Ben-Gvir, “İsrail hükümetinin bunu uygulaması akıllıca olacaktır. Göçü şimdi teşvik edin.” ifadelerini kullandı.
Trump’tan ‘Gazze planına’ karşı çıkan UCM’ye yaptırım
‘Gazze planına’ karşı çıkan Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (ICC/UCM)) “ABD ve yakın müttefiki İsrail’i hedef alan gayrimeşru ve temelsiz eylemlerle” suçlayan Trump, 5 Şubat’ta yaptırım içeren bir kararname imzaladı.
Yaptırım kararı, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin geçen yıl , İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, eski İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin Kassam Tugayları lideri Muhammed Deyf hakkında tutuklama emri çıkarmasına dayanıyor.
Gazze’nin ilhakı planına uluslararası tepki
Donald Trump’ın Gazze Şeridi’ni ABD’ye bağlama, 2 milyon Filistinliyi başka ülkelere yerleştirme ve bölgeyi Akdeniz kıyısında Ortadoğu’nun Rivierası’na dönüştürme önerisine çok sayıda tepki geldi.
Filistin Devlet Başkanlığı, Gazze’deki Filistinlilerin göç ettirilmesine yönelik projelerin reddedildiğini belirterek, bu tür girişimlerin “kırmızı çizgilerin aşılması” anlamına geldiğini ifade etti.
Filistin resmi haber ajansı WAFA’ya göre Filistin Devlet Başkanlığı, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze’deki Filistinlilerin başta Ürdün ve Mısır olmak üzere Arap ülkelerine sürgün edilmesi fikrini ortaya atması konusunda yapılan açıklamada, “Filistin halkı, topraklarından ve kutsallarından vazgeçmeyecek, 1948 ve 1967’de yaşanan felaketlerin tekrarlanmasına izin vermeyecek ve halk asla topraklarından ayrılmayacak.” ifadelerine yer verildi.
Hamas ise Trump’ın Gazze önerisinin “bölgede kaos ve gerginlik yaratmak için yazılmış bir reçete” olduğunu belirtti ve “Siyonist işgalciler, soykırım ve yerinden etme suçlarından sorumlu tutulmak, cezalandırılmak yerine ödüllendiriliyor” ifadelerini kullandı.
Filistin İslami Cihad Hareketi’nden yapılan yazılı açıklamada da, Trump’ın açıklamalarının Mısır ve Ürdün başta olmak üzere Arap ve bölge ülkelerinin milli güvenliğini tehdit ettiğine dikkat çekilerek, ABD’nin Ürdün ve Mısır, Filistin halkının ve haklarının karşısına koymak istediği vurgulandı.
FHKC’den yapılan yazılı açıklamada, Trump’ın açıklamaları kınanarak, bu tutumun Filistin halkına bir savaş ilanı olduğu anlamına geldiği vurgulandı.
Açıklamada, “Bu açıklamalar, Gazze’de ve tüm Filistin’de direnen ve direnen halkımızın cesetlerinin üzerinden ancak geçecek yeni bir felaketi (Nekbe) yeniden üretme girişimidir.” ifadelerine yer verildi.
İngiltere, Çin, Almanya, İrlanda, Rusya ve İspanya, Gazze ve Batı Şeria’yı kapsayacak bağımsız bir Filistin devleti kurulmasını desteklemeye devam ettiklerini açıkladı.
Mısır Dışişleri Bakanlığı, Gazzenin yeniden inşa edilmesi gerektiğini ancak “Filistinliler’i Gazze Şeridi’nden çıkarmadan” yapılması gerektiğini vurgulayan bir açıklama yaptı.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Turk, yaptığı açıklamada, Gazze’den insanların sınır dışı edilmesinin yasadışı olduğunu söyledi.
Demokrat Partili Delaware Senatörü Chris Coon, Trump’ın sözlerini “saldırgan, çılgınca, tehlikeli ve aptalca” olarak nitelendirdi.
Coons, bu fikrin “Başkan’ın çılgınca önerilerde bulunması nedeniyle dünyanın geri kalanının ABD’nin dengesiz ve güvenilmez bir ortak olduğunu düşünmesi riskini taşıdığını” söyledi.
Coons, önerinin Trump’ın ABD’nin dış yardımlarının ana kanalı olan ABD Uluslararası Kalkınma Dairesi’ni (USAID) lağvetmeye başlamasından kısa bir süre sonra gelmesinin ironik olduğunu da belirtti.
Rusya Dışişleri Bakanlığı, Trump’ın önerisini popülist ve bölgedeki mevcut gerilimleri daha da artırıcı nitelikte gördüğünü belirterek bu yaklaşımın, uzun vadeli istikrarı tehlikeye attığına dikkat çekti.
ABD Başkanı Donald Trump’ın, “yıkım alanı” olarak tarif ettiği Gazze’den Filistinlileri Mısır ve Ürdün’ün alması önerisini, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da “insanlık hukukuna aykırı bir teklif” olarak değerlendirdi.
2 Şubat’ta Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile Doha’daki ortak basın toplantısında konuşan Bakan Fidan, Türkiye olarak Kahire’de sunulan bildirinin arkasında olunduğunu ve desteklendiğini vurguladı.
Avustralya Başbakanı Anthony Albanese ise iki devletli çözümü desteklediğini belirterek “Avustralya’nın pozisyonu bu sabah olduğu gibi, geçen yıl olduğu gibi, 10 yıl önce olduğu gibi aynı” dedi.
Donald Trump’ın Gazze’yi ilhak planına Arap-ABD’liler de tepki gösterdi. MENA Amerikan Ticaret Odası’nın (MENACOC) Lübnan asıllı Amerikalı kurucuları, seçim öncesi Trump’la buluşmuş ve Trump burada bir “barış plaketi” imzalamıştı. Kuruculardan Faye Nemar Başkan’a hitaben yazdığı mektupta “Sizin barış vizyonunuz egemen bir Filistin devletine bağlılık gerektiriyor ve Filistinlilerin etnik temizliğine eşdeğer olan politikalarla karıştırılmamalı. Bu kavram son açıklamalarınıza endişe verici bir şekilde yansıyor” dedi.
Artan çekincelerine rağmen MENACOC kurucuları henüz Trump’ı terk etmeye hazır değil.
Bir başka tepki ise Filistinli-Amerikalı aktivist ve Kuzey Karolina’daki Arap Amerikan Demokratik Grubu’nun (ACNCDP) kurucularından Dr. Burhan Ghanayem’den geldi.
Mısır asıllı Amerikalı insan hakları aktivisti Nancy Okail ise, “Trump bölgeyi dev bir emlak anlaşması olarak görüyor,” dedi.
Kasım ayındaki seçimlerin ardından konuşan Okail, Trump’ın emlak kralı Steve Witkoff’u Orta Doğu temsilcisi olarak atamasına dikkat çekerek, Witkoff’un “İsrail’in ilhak çabalarını daha da meşrulaştıracağını” belirtmişti.