DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Hatimoğulları konuşmasına yarın ölüm yıldönümü olan 8 Ocak 1996’da haber takibi sırasında katledilen gazeteci Metin Göktepe’yi anarak başladı. Hatimoğulları, “Gazetecilere saldırı hiçbir zaman bitmedi. Ama şunu biliyoruz ki gerçekler karartılamaz. Katledilen gazetecileri saygıyla anıyorum” ifadelerini kullandı. Hatimoğulları “Metin Göktepe ve onun şahsında katledilen bütün basın emekçileri, Nazım Daştan’ı, Cihan Bilgin’i saygıyla anıyorum” dedi.
DEM Parti İmralı heyetinin Abdullah Öcalan ile görüşmesine dair konuşan Hatimoğulları “Herkese büyük bir sorumluluk yüklendi. Heyetimiz siyasi partilerle görüşüyor. Bu görüşmelerin bitiminde heyetimiz kamuoyuna kapsamlı açıklama yapacaktır. Bu dönem sürece doğru yaklaşarak tarih yazma dönemidir. Bizler tarihi mesajın arkasındayız. Barışın tesis edilmesi için üzerimize düşen bütün görev ve sorumlulukları yürütmeye hazırız.” ifadelerini kullandı.
İç barışın sağlanması gerektiğini ifade eden Hatimoğulları, Diyarbakır’da yaptığı “Ya barışı inşa edeceğiz ya da her yer Gazze olacak” açıklamasının çarpıtıldığını belirterek “barış istemeyenlerin dezenformasyonu” dedi. “Barış karşıtı hiçbir harekete girilmemelidir” diyen Hatimoğulları Meclis’teki bütün siyasi partilere, demokratik kitle örgütlerine, sendikalara, akademisyenlere barış sürecinin ilerletilmesi için katkı sunma çağrısı yaptı.
Her şeye zam gelmeye devam ederken, emekçinin payına yoksulluk ve sefalet düştüğünü belirten Hatimoğulları, “Bu iktidar 2025 yılı boyunca kişi başına yaklaşık olarak 150 bin lira vergi toplayacak. Bu mudur bahsi edilen 2025 yılının iyi olacağı? 2025 yılı bütçesindeki vergi hedefi 12 trilyon 651 milyon lira. 2025 yılı içerisinde yeniden değerlenme oranı % 44 olarak belirlendi. Bu demek oluyor ki harçlar, cezalar, vergi ödemeleri geçen seneye göreye yarı yarıya artmış olacak. AKP ve MHP iktidarı öyle bir hesap makinası icat etmiş ki bu hesap makinasıyla hesapladıkları rakamlarda işçi, emekçi, yoksul açlığa mahkum ama kendi yandaş sermayeleri ise kazanmak üzere koşullanmış durumda” diye konuştu.
Tülay Hatimoğulları’nnı konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Suriye’de farklı inançlardan kesimlere saldırılar arttı
Suriye’deki tek reçete demoktisinin inşasıdır. Kuzey ve Doğu Suriye’deki saldırıları asla kabul etmiyoruz. Suruç ve Nusaybin’de insanlar nöbette, çünkü sınırın dışında akrabalarının öldürülmesini istemiyor, çünkü sınırın öte yanında barış istiyor.”
“Sınırın bir tarafına gül bir tarafına bomba atılabilir mi? Suriye’de farklı inançlardan kesimlere saldırılar artmış durumda. Bizler de 2-3 gün önce Hatay Samandağ’da Hz. Hızır türbesinden bir mesaj göndermiş olduk. Mesajımız şudur; Demokratik bir Suriye istiyoruz, Alevisiz, Arapsız, Dürzisiz, Kürtsüz bir Suriye olamaz.
Abdullah Öcalan ile görüşme
DEM Parti olarak Öcalan’ın İmralı kapılarını biraz da olsa aralayarak bütün dünyaya duyurmuş olduğu tarihi mesajın arkasındayız. Barış tesis edilmesi için üzerimize düşen bütün görev ve sorumlulukları bu sürecin bir öznesi olarak yürütmeye hazırız. Gönderdiği mesaj sadece siyasilere değil, bütün toplumsal kesimlere aynı zamanda. Öcalan görüşmede, barışın aciliyetine vurgu yaptı ve aynı zamanda uyarılar yaptı. Bu uyarıların en önemliis uluslararası hukukun bittiği, Ortadoğu insanlığın sfır noktası haline gelen Gazze’ye dönüktür.
Yeter ki barış olsun
Kürt sorununun demokratik temelde çözülmesi savaş siyasetini bitirir, milliyetçi çatışmaları önler ve en önemlisi ölümleri bitirir. Hepimizin en büyük arzusu barışın olması, kanın durması ve ölümlerin bitmesi değil midir zaten. Türkiye barışın trenini kaçırmamalıdır. Bu yüzden çağrımız, bütün siyasi partilere; gelin trenin yol almasını sağlayalım.
Barışın kaybedeni olmaz. Muhalefetin önemli bir bölümü sağ duyu göstermiştir ve çözüm odaklı açıklama yapmıştır. Bu Türkiye toplumuna sunulmuş çok önemli bir katkıdır. Çağrımızı yineleyelim; tutumunuz çok önemli gelin bu tutumu daha da güçlendirerek barış için çalışmaya devam edelim.
Barış her şeyden önce dille inşa edilir. Barışın dilini kuramazsak hayalini de kuramayız. Bu nedenle başta iktidar olmak üzere herkesi özenli bir dil kullanmaya davet ediyoruz.
Sürecin başarısı için dönemsel hesaplara katılmadan, sahiplenilmesi çok önemli bir anlam taşımaktadır. Hep birlikte elimizi taşın altına koyalım. Yeter ki barış olsun.