• Ana Sayfa
  • Gündem
  • Tutuklanan gazeteciler için açıklama: ‘Özgür basın susmayacak’

Tutuklanan gazeteciler için açıklama: ‘Özgür basın susmayacak’

Gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in öldürülmesini Şişhane’de protesto etmek isteyen 7’si gazeteci dokuz kişinin tutuklanmasına ilişkin İstanbul’da basın açıklaması yapıldı.

Tutuklanan gazeteciler için açıklama: ‘Özgür basın susmayacak’
Tutuklanan gazeteciler için açıklama: ‘Özgür basın susmayacak’
Eylül Deniz Yaşar
  • Yayınlanma: 25 Aralık 2024 14:42

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği adına İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nde yapılan basın açıklamasında tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması çağrısı yapıldı.

Suç duyurusunda bulunulacak

Tutuklanan gazetecilerin avukatları tutuklu müvekkillerinin yaşadığı hak ihlallerine ilişkin 27 Aralık’ta suç duyurusunda bulunacaklarını duyurdu.

Açıklamayı okuyan Yeni Yaşam gazetesinden Ezgi Çadırcı gazetecilik mesleğinin giderek en tehlikeli meslekler arasına girdiğinin altını çizdi.

Çardırcı, “Mafya baronları, uyuşturucu tacirleri, kadın ve çocuklara şiddet uygulayan, katleden, taciz, tecavüz, istismar saldırısında bulunanlar, yolsuzluk yapanlar güven içinde hareket ediyor ve yaşıyor. Bugün bu ülkede gazeteci olmak, mafya baronu olmaktan daha tehlikeli” dedi.

Özgür basın mensuplarının payına iki kat baskı düştüğünü söyleyen Çadırcı, “Özgür Basın çalışanları yaptıkları haberler için sadece dava, hapis, gözaltı ile uğraşmıyor,  hayatlarıyla da sınanıyor. Nazım Daştan ve Cihan Bilgin bunların son halkası oldu” diye konuştu.

Silahlı çatışma bölgesinde görev yapan gazetecilerin korunmasına ilişkin kurallar, Uluslararası İnsancıl Hukukun bünyesindedir” diyen Çadırcı, gazetecilerin hedef alınmasının suç olduğunu hatırlattı.

‘Tutuklu gazeteciler serbest bırakılsın’

Şişhane’de açıklama yaparken gözaltına alınan ve tutuklanan gazetecilere de dikkat çekilen açıklamada, şunlar belirtildi:

“İstanbul’da anayasal bir hak olan basın açıklamasına katılmak isteyen gazeteci arkadaşlarımız, tüm yasalar çiğnenerek, anayasa ayaklar altına alınarak işkence ile gözaltına alınmıştır. Gazeteci arkadaşlarımız Gülistan Dursun, Pınar Gayıp, Serpil Ünal, Hayri Tunç, Enes Sezgin, Osman Akın, Can Papila ile gazetecilerle dayanışan yurttaşlardan Hacı Ugis ve İmam Senol tutuklanmıştır.

Bununla yetinmeyen iktidar, gazetecilerin katledilmesine tepki gösteren bir paylaşım yapan gazeteci Seyhan Avşar, olayı haberleştiren T24, hukuku hatırlatan İstanbul Barosu’na da soruşturma açmıştır. Yetmemiş Gazeteci Özlem Gürses hakkında da Suriye’deki gelişmelere dair söylediği sözler yüzünden ev hapsi verdi.” 

“Halkın gerçeğin gücünü keşfetmesi her baskıcı iktidarın kabusudur. İşte gazeteciler bu keşfin aracılarıdır ve o yüzden hedeftir” denilen açıklamada, “Gazeteciliğin onurunu her koşulda savunacağız. Gazeteci arkadaşlarımız derhal bırakılmalıdır” denildi.

‘Sadece turkuaz kartı olanlar mı gazeteci?’

Gözaltına alınıp adli kontrol ile serbest bırakılan gazeteci Mahsum Sağlam da söz alarak “Sadece turkuaz basın kartı olanlar mı gazeteci? Muhalif medyaya siz gazeteci değilsiniz diyen bir anlayış söz konusu. Biz kendi köyümüzün ötesinde, tepenin ardında yaşananları haberleştiriyoruz. Savaşın hakikatlerini halka ulaştıran arkadaşlarımızın öldürülmesini protesto etmek istedik. Ancak keyfi bir gözaltı yaşadık. Bir acaba gözaltında işkence abartılıyor mu diye düşünüyoruz ama hayır, yazdığımız işkenceler az bile. Yazdıklarımızın on katı işkenceye maruz kaldık” dedi.

Gözaltında ‘sarı torba tehdidi’

Araç içerisinde saatlerce ters kelepçeli tutulduklarını aktaran Sağlam gözaltında yaşananlara dair tanıklığını anlattı. “Sarı torba ile tehdit edildik” diyen Sağlam, şöyle devam etti:

“Belki yedi sekiz saat ters kelepçe ile bekletildik. Polisler bizi sarı torbayla tehdit etti. Sarı torba ne demektir? Sarı torba ölüm demektir, biz bunu çok iyi biliyoruz.”

Sağlam tutuklanan gazetecilerden gelen, “Nazım ve Cihan’ın kalemini yere düşürmedik. Dışarıdaki arkadaşlarımız da eminiz bizim kalemimizi düşürmeyecek.” notunu da iletti.

 Yoleri: Tutuklamalar hukukun ilkeleriyle bağdaşmıyor

İHD İstanbul Şubesi başkanı avukat Gülseren Yoleri de açıklama sonrası konuştu.

Kişi özgürlüklerinin soyut gerekçeli tutuklamalarla ihlal edildiğine dikkat çekeb Yoleri,  “Artık akıl dışı diye tarif edebildiğimiz ve hiçbir şekilde hukukun ilkeleriyle açıklayamadığımız gerekçelerle insanlar tutuklanıyor artık. Hepimiz her an soyut gerekçelerle tutuklanabiliriz. Suçlu ilan edilen biriyle telefonda görüşmek ya da telefonlarımızın aynı yerden sinyal vermesi bile tutuklama gerekçesi yapılıyor” dedi.

Son yaşanan olaylarla ilgili de konuşan Yoleri “Bugün insan haklarını savunan herkesin birinci derecede sorumluluğu gazetecilerin yanında olmaktır. Bizler insan hakları savunucuları olarak gazetecilerin ve halkın haber alma hakkını yanında olmaya devam edeceğiz” diyerek sözlerini noktaladı.

‘Özgür basın susmayacak’

DEM Parti İstanbul milletvekili Çiçek Otlu ise yaptığı açıklamada, “Nazım ve Cihan’ın hikayesine baktığımızda bütün özgür basının tarihini onlarda görebiliriz. Taybet Ana’nın cenazesi Silopi’de sokakta bırakıldığında bu haberi Nazım duyurmuştu. Biz o gün Sur, Cizre, Nusaybin’de yaşananları yeniden hatırlatmak isterken Nazım’ın ölüm haberi geldi” dedi.

HDP eski milletvekili Musa Piroğlu ise  “Gazetecileri tutuklayarak susturmaya çalışıyorlar ama özgür basın asla susmayacak çünkü özgür basının direnen Polonez işçisinin sesi, fabrikadan atıldığı için direnen işçilerin sesi, ezilen yoksulların sesi. Bu saldırılara karşı hep birlikte direnmek zorundayız” ifadelerini kullandı.