Siyaset Bilimci Prof. Dr. Ufuk Uras, son dönemde Suriye’de yaşanan gelişmeler ve Türkiye’deki Kürt sorununun çözümüne dair önemli değerlendirmelerde bulundu.
Uras, MHP lideri Devlet Bahçeli’yle görüşmesine ilişkin, “Aklı başında olan herkes bunu bein tek başıma yapacağım bir şey olmadığını anlayacaktır diyerek sürecin DEM Parti ile koordinasyon halinde ilerlediğini belirtti. Uras görüşmeye ilişkin, “Bu meselenin hep birkaç boyutu olduğunu söylemiştik. İçeride bu görüşmenin (Abdullah Öcalan – DEM Parti görüşmesi) kendisinin çok kıymetli olması, Öcalan ile yapılan görüşmenin tarihsel önemi nedeniyle biz o görüşmeyi yapmıştık. Ve konu onunla sınırlı kaldı. Ama bunun bir uluslararası boyutu olduğunu da ifade etmiştik. Türkiye-Suriye ilişkisinin normalleşmesi perspektifi gibi” ifadelerini kullandı.
‘Abdullah Öcalan’ın sunacağı perspektif süreci hızlandırır’
Uras, Abdullah Öcalan ile yapılacak bir görüşmenin, sürecin hızlanmasına katkı sağlayacağını belirterek şunları söyledi: “Şu anda herkes Abdullah Öcalan DEM Parti görüşmesine bakıyor. O eşiktir. O eşiğin hızlı aşılması gerekiyor. İlk başta söylediğim gibi, eğer Suriye fotoğrafının netleşmesi bekleniyorsa, bence Abdullah Öcalan’ın bir görüşmesi var. Abdullah Öcalan’ın sunacağı perspektif bu fotoğrafın netleşmesine katkı sunar. O yüzden bu tür terkinlerde bulunan varsa, bir de bu açıdan baksınlar.” Uras, Dilek Odabaş’ın “Sürecin netleşmesi için beklemek yerine süreci netleştirmek adına önce bir görüşme olması gerektiğini işaret ettiniz” sözü üzerine “Evet, Abdullah Öcalan’ın bu süreci hızlandırıcı adımlar atacağından ve sürece zenginlik katacağından şüphem yok” ifadelerini kullandı.
‘CHP ve MHP’nin katkısı önemli’
Uras, geçmiş çözüm sürecinde Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin sürece dahil olmamasının eksiklik yarattığını ifade etti: “Cumhuriyet Halk Partisi’nin geçen açılım sürecinde olmamasının eksikliği, hakeza MHP’de öyle. Bu bize çok geniş bir mutabakat gerektiğini gösteriyor. Hani Bahçeli kapsama alanımızı genişletelim diyordu ya, kapsama alanımızı genişletelim deyip sonra kullandığımız dilde o kapsama alanını daraltıcı bir zeminden hep birlikte çıkmamız gerekiyor.”
‘Suriye’nin bütününe odaklanılmalı’
Ufuk Uras, Suriye’de çözümün parçalı yaklaşımlarla sağlanamayacağını, ülkenin bütünlüğüne yönelik bir diyalog zeminine ihtiyaç olduğunu ifade etti: “Parça başı Suriye’de çözüm olmayacağına göre, Suriye’nin bütününe yönelik bir süreç yürütülmeli. Esad’ın masaya oturması ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması bu süreçte önemli.”
‘Rojava’nın hassasiyeti göz ardı edilemez’
Kuzey ve Doğu Suriye konusuna da değinen Uras, bu bölgenin yalnızca Kürtler için değil, tüm Suriye’nin dokusal bağları açısından önemli olduğunu belirtti: “Ahmet Türk’ün hep ifade ettiği gibi Suriye’nin kuzey ve güney arasındaki dokusal bağlar ortak değil. O akrabalık, akrabalık vesaire çok önemli.” Uras, Rojava’ya yönelik güvenlik kaygılarının karşılıklı hassasiyetlerin giderilmesiyle çözülebileceğini ifade ederek, “Eğer Rojava’ya ilişkin bir güvenlik endişesi varsa, bölgenin güneydeki askeri birlikler tarafından güvenliğinin sağlanması, kuzeyde ise Türkiye ile Rojava arasında optimum bir dengenin kurulması mümkün” dedi.
‘Kürt siyasi hareketi pozitif bir tutum içinde’
Uras, Kürt siyasi hareketinin bu süreçte yapıcı bir tutum sergilediğini belirtti: “Kürt hareketinin bu meselede açılan her kapıyı değerlendirmekten yana olduğunu görüyoruz. Bazı kişilerin ‘onu beğenmedim, bunu beğenmedim’ gibi yaklaşımlarının manası yok. Kürt siyasi hareketi, AK Parti’nin pragmatizmini görmüş ve bu pragmatizme yönelik pozitif bir tutum almıştır. Bu bir polyanacılık değil, real siyaset gereği.”
‘Diyalog siyasette şarttır’
Siyasette diyalogun vazgeçilmez olduğunu belirten Uras, süreçte sert açıklamalar ve tehditler olsa dahi diyalogdan geri adım atılmaması gerektiğini ifade etti: “Bu tehdit boyutuna gelen noktaları eleştirmekten sakınmayarak, doğru olanı göstererek bu süreci yürütmek gerekiyor. Siyasette ‘küstüm oynamıyorum’ diye bir şey olamaz.”
‘Pozitif çözüm modelleri geliştirilmeden çıkış yok’
Son olarak Uras, çözüm sürecinde öneri geliştirilmesi gerektiğini belirtti: “Rojava örneğinde olduğu gibi pozitif çözüm modelleri geliştirilmeden, bu süreci ilerletmek mümkün değil. İktidar açısından da başka bir çıkış yolu görünmüyor.”