• Ana Sayfa
  • Kadın
  • Van’da son iki yılda 28 kadının ölümü şüpheli olarak kayıtlara geçti

Van’da son iki yılda 28 kadının ölümü şüpheli olarak kayıtlara geçti

Van’da son iki yılda en az 28 kadın şüpheli şekilde yaşamını yitirdi; vakaların çoğu “intihar” veya “kaza” olarak kayıtlara geçti, etkin soruşturma yürütülmedi: “Her şüpheli ölümün arkasında bir cezasızlık politikası var.”

Van’da son iki yılda 28 kadının ölümü şüpheli olarak kayıtlara geçti
Van’da son iki yılda 28 kadının ölümü şüpheli olarak kayıtlara geçti
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 7 Kasım 2025 10:16

Kadınlara yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve cinayetler Türkiye genelinde artmaya devam ediyor. Van’da son iki yılda en az 28 kadın şüpheli şekilde yaşamını yitirdi.

Mezopotamya Ajansı’ndan Zeynep Durgut’un haberine göre, şüpheli kadın ölümlerinin en yoğun yaşandığı ilçe ise Özalp oldu. Kadınların ölümüyle sonuçlanan vakaların büyük çoğunluğu resmi kayıtlarda “intihar” veya “kaza” olarak geçerken, ölümlerin benzer koşullarda yaşanması ve soruşturmaların çoğunlukla kapatılması dikkat çekiyor. Evlerde, kırsalda veya kent merkezinde yaşanan bu ölümler, kadın örgütlerinin yıllardır dile getirdiği “etkin soruşturma yürütülmüyor” eleştirilerini doğrular nitelikte.

Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktivisti Felek Babur, kadın cinayetlerinin yaşanmasının nedeninin cezasızlık politikası olduğunu söyledi.

Felek Babur, “Kadın cinayetlerinin nedenleri hukuksuzluk ve cezasızlık politikasıdır. Kişinin ‘Ben öldürürüm, 1-2 yıl yatar, çıkarım’ mantığıyla durum bu hali alıyor. Özellikle biz TJA’ya gelen sorunlardan çok duyumlar oluyor. Biz, bu duyumlarla kadınlara ulaşmaya çalışıyoruz. Hiçbir kadının bile isteye intihar edeceğine inanmıyoruz. Kesinlikle intihara sürükleniyorlar. Feodal ve eril zihniyetli bir toplum. Ekonomik kriz, yoksulluk, psikolojik baskının yanı sıra özel savaş dediğimiz politikalar da gençler ve kadınlar üzerinden yaygınlaştı” ifadelerini kullandı.

‘Kimsenin malı ve namusu da değiliz’

Kent genelinde şüpheli kadın ölümlerinde artış yaşandığını söyleyen Felek Babur, “2015-2016 yıllarına baktığımızda bu oran yüzde 5’lerdeyken bugüne baktığımızda neredeyse yüzde 40’lara kadar çıkmış durumda. Bu, bizi tedirgin ediyor. Tamamen çürümüş bir toplumla karşı karşıyayız. Özellikle son yıllarda sosyal medya üzerinden gençler ve kadınların düşürüldüğü tuzaklar var. Sonrasında yaptıkları şantaj ve tehditleriyle ‘Bizim istediklerimizi yapmazsanız konuşmalarınız, fotoğraflarınız ailelerinize gönderileceğiz’ deniliyor. Bu sefer kadın korkuyor. Feodal bir toplumda yaşıyoruz. Kadın bir şekilde eşi, babası, ağabeyi, akrabaları tarafından zarar göreceğini biliyor. Kadına ‘namus’ gözüyle bakıldığı için bunlar kaçınılmaz oluyor. Ama biz, bunu kabul etmiyoruz, kimsenin malı ve namusu da değiliz. Erkek kendini kadın üzerinden güçlendirmeye ve kadını düşürmeye çalışıyor. ‘Benim istediklerimi yapmazsan senin hayatına son veririz’ diyorlar. Bunu en yakınları yapıyor. Hatta kendi çocuğunun eliyle hayatına son vermeye kadar gidiyor. Bir anne çocuğunun asla katil olmasını istemez, çocuğunu düşündüğü için bile hayatına son verebiliyor. Her şüpheli ölümün arkasında aile ve erkek var” diye konuştu.

TJA’nın kentte birebir kadın sorunlarıyla ilgilendiğini ifade eden Felek Babur, dönüşümün kadınlar eliyle yapılacağını belirterek, “Biz kadınlar olmazsak yaşam olmaz. Dönüştürmek biz kadınların elindedir. Demokratik toplum inşasını da beraber yapacağız” dedi.

Ekonomik şiddet

Ekonomik krizin de kadın ölümlerinde etken olduğunu kaydeden Felek Babur, “Tüm Türkiye’de olduğu gibi Van’da derin bir ekonomik kriz var. Kadın ölümlerin önemli nedenlerinden biri de işsizlik sorunudur. Okul okuduğu halde işsiz kalan kadın ve gençler var. Baktığımız zaman işsizlik diz boyu; ama Van’da her yerde iş ilanları görülüyor. Ben bazen özellikle gidip iş başvurusuna bulunuyorum; ‘iş var mı?’ diye. Yaşa bakıyorlar, öncelikle ‘Yok, olmaz, illa ki 16-17 yaşlarında gençler olsun’ diyorlar. Amaçları da kadınları ve gençleri kolayca sömürüp günübirlik çalıştırmaktır. Bunun beraberinde burada farklı ve güçlü bazı eller adı altında kadınlar düşürülüyor. Sosyal medyada ise iş imkanı adı altında kendilerine mecbur bırakıyor. Bu fuhşa, madde kullanım ve bağımlılığına kadar gidiyor. Her şüpheli ölümün arkasında bir cezasızlık politikası var” diye belirtti.

Ekonomik krizle mücadele ederek çalışmak isteyen kadınların aile olgusu ile karşı karşıya kaldığını söyleyen Felek Babur, “Yardım için gelen çoğu kadın ve genç ‘Ailem bilmesin’ diyor. Çoğu zaman anne ve kız kardeş beraber geliyor. Ama baba ve erkek kardeşin bundan kesinlikle haberi olmuyor. ‘Babam veya eşim bilirse öldürür’ diyorlar. Biz elimizden geldikçe destek veriyoruz ve konuşuyoruz. Gerektiği yerde psikolog ve avukat da getirerek yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ailelerin birçoğu bunların açığa çıkmasını istiyor. Ama maalesef birilerinin korkusu ve baskısıyla susmak zorunda bırakılıyorlar. Yine de eskiye oranla iyi bir açılım var. Çocuklarının yanında olup destek oluyorlar. Çünkü ailelerde özel savaş politikalarının farkındadır” şeklinde konuştu.

‘Herkesin kadının varlığının farkında olması lazım’

Mücadele hattı geliştirerek, kadınları komün yaşama dahil ettiklerinin altını çizen Felek Babur, şunları söyledi:

“Bizim de belli başlı projelerimiz var. Belediyelerle ortak yaptığımız kadın dayanışma evleri ve kadın sığınma evleri var. Özellikle kadının kendi üretimi olan ürünleri satıp ekonomik özgürlüğünü sağlaması için de bazı yerler yapıyoruz. Mesela biz bu yıl çoğu yerde kendi imkanlarımızla komün bir şekilde ekimler yaptık. Kadınlar kendi el sanatlarını sergilediler. Bu, sorun sadece Kürt halkı ve kadınlarını değil; bütün her kesimindir. Bugün burada oluyorsa yarın başka yerde daha da artacak bu sorun. Sonuçta aynı ortamda ve coğrafyada yaşıyoruz. Bunla mücadele etmek için herkesin ayaklanması ve duyarlı olması lazım. İş imkanlarının açılması ve verilmesi gerekiyor. Artık herkesin, kadının gücü ve varlığının farkında olması lazım.” (MA)