• Ana Sayfa
  • Gündem
  • Yaşam hakkı savunucuları alanlardan seslendi: ‘AYM yasayı iptal et’

Yaşam hakkı savunucuları alanlardan seslendi: ‘AYM yasayı iptal et’

Yaşam hakkı savunucuları ‘katliam yasası’na dur demek için bugün birçok ilde eş zamanlı miting ve eylemler düzenliyor.

Yaşam hakkı savunucuları alanlardan seslendi: ‘AYM yasayı iptal et’
Yaşam hakkı savunucuları alanlardan seslendi: ‘AYM yasayı iptal et’
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 29 Eylül 2024 18:56
  • Güncellenme: 29 Eylül 2024 22:21

Sivil toplum örgütleri, hayvan hakları savunucuları ve Yaşatacağız! Platformu, sokakta yaşayan hayvanlar için tüm yaşam hakkı savunucularının bugün düzenlediği eylemlerin adreslerinden biri de İstanbul Maltepe’ydi.

Yaşam hakkı savunucuları, 29 Eylül Pazar günü Maltepe Etkinlik alanında bir araya geldi.

“AYM yasayı iptal et”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz dostlarımızı vermiyoruz” , “öldürme yaşat” sloganlarının atıldığı mitingte “Cinayeti durdur” “Yasayı geri çek, öldürme yaşat”, “Köpekleri değil, katilleri topla” dövizleri taşındı.

Yaşam hakkı savunucuları yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Bir kere daha tüm öfkemizle haykırıyoruz; tek bir dostumuzu vermemek için, yasa iptal edilene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz! Ve buradan Anayasa Mahkemesinin başkan ve üyelerine sesleniyoruz: Halkın ezici çoğunluğu bu yasayı istemiyor, iptal başvurusunun ilk incelemesini yaparken yürürlüğünü durdurmadınız. Halk sizden bu katliam ve tecrit yasasını derhal iptal etmenizi bekliyor!”

“Ellerinde 20 yıldır imkan vardı. AKP 2004 yılında kendi çıkardığı kanundaki ‘kısırlaştır-aşıla-yerine bırak’ modelini uygulayabilirdi. Üretim ve ticareti yasaklayabilirdi, barınak diyerek güzellediği ölüm kamplarını inşa etmek yerine kısırlaştırma seferberliği ilan edebilirdi. Bunlar yapılsaydı birkaç sene içerisinde yüksek dedikleri popülasyon azalabilirdi. Devasa petshop fuarlarıyla, üreticiler ve yetiştiricilerle hayvan rantını sürdürmeyi durdursaydı, 4 yıl içerisinde yurt dışından nesneymiş gibi 3 milyon köpek satın almasaydı, bu sistemde dönen paradan vazgeçebilseydi yüksek dedikleri popülasyon azalırdı.”

‘Mahallelerde, meydanlarda, sokaklardayız’

“AKP kendi sorumluluğunu yerine getirmediğini bu katliam yasasıyla itiraf ediyor. Üstelik kendi sorumluluğunu yerine getirmediği için hayvanları hapsetmek, öldürmek istiyor. Sorumluluğunu yerine getirmeyen iktidar şimdi faturayı hayvanlara kesmeye çalışıyor. Tıpkı şiddete, tacize uğrayan kadınlara ‘O saatte orada ne işi varmış?’ dediği gibi, sokaklarda her gün şiddete uğrayan, mağdur olan hayvanları düşmanlaştırıyor.”

“Mahallelerde, meydanlarda, sokaklardayız. Katliam yasası iptal edilene kadar hayvan dostlarımız için sokaklarda olmaya devam edeceğiz. Mücadelemiz uzun da olsa, acı da olsa, zor da olsa bu bir avuç azınlığa hayvanları teslim etmeyeceğiz!

‘Unutmayacağız, affetmeyeceğiz’

“Hep söyledik. Yaşam hakkı göstermelik oylamalarla gasp edilemez. Bakın görüyorsunuz; bu halk, bu yasanın uygulanmasına izin vermiyor, vermeyecek. Hep birlikte, AYM’nin derhal yasayı iptal etmesi için her alanda, çok daha güçlü şekilde ses çıkarmaya devam edeceğiz. Biliyoruz ki, bizler, bu yasayı durdurabiliriz. AYM’nin bu yasayı iptal etmesi için bıkmadan usanmadan tüm gücümüzle haykıralım. Bizler biliyoruz, kazanacağız. Er ya da geç kazanacağız. Hayvanlar kazanacak, çocuklar kazanacak, yaşam kazanacak, barış kazanacak!”

Ankara 

Yaşatacağız Platformu, Sokaktayım Yanındayım, Hayvan Yaşam Özgürlük İnisiyatifi, KESK, Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından yapılan çağrı ile bugün çok sayıda kişi Kolej Metro çıkışında buluştu.  Kalabalık grup “Toplayamazsın, hapsedemezsin, öldüremezsin” pankartı arkasında sloganlarla yürüdü.

Sakarya Meydanı’na şarkılarla ulaşan grup adına ilk olarak ortak açıklama okundu. “Katliamı durduracağız, yasayı sokakta biz yazacağız!” başlıklı açıklamada şunlar belirtildi:

“Bir katliamın meclisin önüne getirileceğinin zikredilmesinden bu yana 129 gün geçti. Söylemesi kolay ama sindirmesi kolay değil. Türkiye’yi yöneten AKP-MHP bloğu, 129 gün önce sokakta yaşayan hayvanları katletmeye dönük yasa tasarısını meclisin gündemine getireceğini söyledi. O günden beri sokaktayız, dostlarımızın yanındayız.

Yasayı hızla komisyona taşıdılar, yaşam hakkı savunucularından kaçırarak, yasa aleyhine konuşma yapan vekil ve uzmanların sözlerini keserek komisyondan geçirdikleri yasayı, yine yangından mal kaçırır gibi meclise taşıdılar ve yasalaştırdılar.

Fakat biliyoruz ki, Türkiye’de hayvan katliamları bu yasayla başlamadı. 20 yıldır yürürlükte olan 5199 sayılı yasa çoğu belediye tarafından uygulanmadı! Yasanın 6. maddesinde yerel yönetimlere kısırlaştırma, aşılama ve yerinde yaşatma sorumluluğu veren, öldürmeyi değil yaşatmayı amaçlayan bu yasa 20 yıldır uygulanmadı! Görevini yerine getirmeyen belediyelere ses çıkartılmadığı gibi, toplanan, öldürülen, hapsedilen hayvanlar da görmezden gelindi. Yetmedi, hayvanlara dönük nefret cinayetleri işleyen failleri cezasızlıkla ödüllendirdiler. Tıpkı kadınları, LGBTİ+’ları öldüren erkekleri, işçileri “iş kazası” adı altında katleden patronları, çocukları öldüren kurumları, yetkilileri, bütün bir ilişkiler ağını cezasızlıkla ödüllendirdikleri gibi.”

Eskişehir

Yaşatacağız Platformu ve Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu ile Köprübaşı’ndan Yediler Parkı’na yürüyüş düzenledi. Yapılan açılamalarda “Katliam yasasını uygulatmayacağız” mesajı verildi.

Mitinglerde Meclis açılmadan önceki son pazar günü Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yasayı görüşüp iptal etmesi için çağrı yapıldı.

İzmir

İzmir Yaşam Hakkı Savunucuları büyük miting gerçekleştirdi. Konak Cumhuriyet Meydanı’ndan yürüyüşle başlayan miting, Gündoğdu Meydanı’na konuşmalarla devam etti.

Mitingde, yaşam hakkı savunucuları adına basın metnini İzmir Yaşam Hakkı Savunucularından Pınar Alpasil ve veteriner hekim Kaan Gencer okudu. Alpaslan ve Gencer, yasanın geri çekilmesi için Anayasa Mahkemesi’ne çağrıda bulundu.

‘Hayvanlara yönelik sistematik öldürme, işkence ve tecavüz cezasız kaldı’

İktidarın yıllardır süre gelen politikalarla hayvan hakları konusunda toplumu kutuplaştırdığını belirten Gencer, şunları söyledi:

“Hak savunucuları tarafından suç olarak görülen hayvanlara yönelik sistematik öldürme, işkence ve tecavüz cezasız kaldı. AKP’nin cezasızlandırma anlayışı, ister bireysel isterse sözde kamu kuruluşu olan belediyelerle net bir şekilde artış gösterdi. Biz sokaktaki bir canı beslemek, ona nispeten sağlıklı yaşam koşulu yaratmak ve uygun yuva bulabilmek için çabalarken, iktidarın yaratmış olduğu yaşam düşmanı siyasi atmosfer binlercesini caniyane bir şekilde katletti. Ve şimdi, Katliam Yasası ile sokakta yaşayan canlarımızı bizden almak istiyorlar! Bugün buradan bir kez daha tüm öfkemizle haykırıyoruz… Yasa iptal edilene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz!” 

Yasaya ilişkin komisyon görüşmelerinde iktidar tarafından öne sürülen ‘sokak köpekleri çocuklara saldırıyor’ savına da yaşanan çocuk cinayetleri ve tecavüzler üzerinden değinen Gencer, şunları kaydetti:

“Bize ‘önce çocukların yaşamı’ diye yalan laflar söyleyen iktidara soruyoruz. Önlenebilir hastalıklardan yılda 10 bin çocuğun ölmesinin sebebi kimdir? Her üç çocuğumuzdan birinin yatağına aç gitmesine neden olan sizin açtığınız sefalet değil midir? Okulda olması gereken 671 çocuğumuz son 11 yılda neden iş cinayetlerine kurban gitti? Neden 2017 yılından bu yana 132 çocuğumuz mayın patlamalarıyla,  katledildi ve bir kişi dâhi ceza almadı? 6 yaşındaki çocuklarımızı ‘rızası vardı’ diyerek, tarikatların istismarına maruz bırakan kim? Kutsal aile diyerek çocuk yaşta evlilliklerin önünü açan kız çocuklarını şiddete ve istismara karşı korumasız bırakan kim? Neden sizlerin öve öve bitiremediğiniz tarikat ellerinde aslında sürekli, ama size göre ‘münferit’ olarak çocuk tecavüzleri yaşanıyor? Rabia Naz, Narin gibi katledilen çocukların failleri  neden iktidar vekilleri tarafından korunuyor? Çocukların üzerinden kendi kanlı yasalarınızı temellendirmenize asla izin vermeyeceğiz!”

Alpaslan: “Hayvanların yaşadığı sorunun nedeni bizmişiz gibi gösteriyor”

Açıklamada konunsan Pınar Alpaslan ise hayvan hakları savunucularının ötekileştirildiğini belirterek şunları söyledi:

“Hayır biz elitist değiliz, bizler  korumalı lüks sitelerde yaşamıyoruz! Biz toplumun çeşitli katmanlarından insanlarız, bu katliam yasasına karşı çıkan milyonlarız, halkız! Bizden aldığınız vergilerle aslında sizin bakmakla yükümlü olduğunuz hayvanlara kendi imkanlarıyla bakan, hayvanları ölüm kampı barınaklara göndermemek için cebindeki son kuruşu harcayan gönüllüleriz, hayvan savunucularıyız!”

“Belediyelerle karşı karşıya gelecek ve böylece toplumsal bir huzursuzluk yaratılmış olacak”

İktidarın yasayla birlikte yerel yönetimleri de kıskaca almak istediğini ifade eden Alpaslan şöyle konuştu:

“Bu yasanın iktidar ve ortakları tarafından en cazip tarafı 31 Mart seçimlerinden sonra yerel yönetimlerin çoğunun ‘muhalefet’ belediyelerine dönüşmesidir. Belediyeler, katliam yasasına uymadıkları takdirde kayyum da dahil olmak üzere bir dizi yaptırım devreye giriyor. Şayet belediyeler katliam yasasını şu ya da bu oranda uygularsa ezici çoğunluğu yasa karşıtı olan halk, belediyelerle karşı karşıya gelecek ve böylece toplumsal bir huzursuzluk yaratılmış olacak. İktidarın bayrağını sallamaya hevesli, hayvanlara tecridi ve ölümü reva gören iktidar ya da muhalif  bu belediyeler halkın öfkesinden payına düşeni alacaktır!”

“Bu kanun derhal iptal edilmelidir”

Alpasian, Anayasa Mahkemesi’ne yasaya ilişkin son karar noktasında seslenerek şunları kaydetti:

“Dostlarımızı sizin vahşetinize teslim etmeyeceğiz! Biz yaşamdan yana olanlar; kana susamış bu iktidara, sahte haberlerle toplumu manipüle eden trol ordusuna, sosyal medyada tonlarca para döktüğünüz sahte bot hesaplara, kendisine gazeteci deyip meslek etiğini yok sayarak hayvanların yaşam hakkını anketler açarak bir avuç takipçisiyle tartışmaya açanlara, her gün bilimden uzak, yeni nefret söylemleri ile toplumu kutuplaştıranlara, halkın meclisine halkı almayanlara, protesto hakkını engelleyenlere, gözaltına alanlara karşı hayvanları, sokakta yaşayan köpekleri, dostlarımızı savunuyoruz! Savunmaktan vazgeçmeyeceğiz! Buradayız! Bir yere gitmiyoruz! Yasanın ağustos ayında meclisten geçirilmesinin ardından Anayasa Mahkemesi’ne 16 maddenin iptali için açılan dava yakın zamanda görülecek. Hayvanları Koruma Kanunu denilmesine rağmen kanunun adına, amacına, koruduğu değerlere açıkça aykırı olan bu kanun derhal iptal edilmelidir.

Anayasa Mahkemesi hukukun gereğini yerine getirmeli ve katliama dur demelidir. Her şeyin bittiğini söyleyenlere ufak bir mesajımız var; biz daha yolun başındayız ve biz bitti demeden bitmez! Sokakta yaşayan hayvanları bizden koparmak isteyen yasaya karşı, öfkemizi ve bilincimizi daha gür ve daha güçlü örgütlemeye devam edeceğiz”