Meclis’te gazetecilerle bir araya gelen DEM Parti Grup Başkan Vekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli, Anayasa değişikliği tartışmaları, yeni çözüm süreci ve gazeteci Amberin Zaman tarafından ortaya atılan İmralı-Kandil görüşmesi iddialarına dair açıklamalarda bulundu.
Çözüm süreci iddiaları
İmralı ile Kandil arasında telefon trafiği olduğu iddialarına dair DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın dün Diyarbakır’daki Özgürlük Mitingi’nde yaptığı açıklamayı hatırlatan Sezai Temelli, “Bu meseleyle ilgili bizde bir bilgi yok. Dolayısıyla bununla ilgili bizim dışımızda yapılan iletişimlerle ilgili yorum yapamayız. Ayrıca Eş Genel Başkanımız Tuncer Bakırhan’ın dediği gibi muhatap İmralı’dır. Gerçekten bir çözüm süreci başlayacaksa buyurun, İmralı orada. İkinci bir muhatap adres vardır, o da Meclis’tir. Biz de bu Meclis’in bir partisiyiz. Dolayısıyla buradayız ve bu ortak muhataplığı ve çözüm sürecine olan katkımızı belirleyecek adresteyiz. Dolayısıyla biz bu hat üzerinden hareket ediyoruz. Gerçekten görüşme trafiği başlayacaksa ve Kürt meselesinin çözümüne ilişkin adım atılacaksa DEM Parti sorumluluk almaya hazırdır. Meclis’tedir ve o muhataplığa adaydır.” diye konuştu.
DEM Parti Grup Başkan Vekili Gülistan Kılıç Koçyiğit ise, 44 aydır Abdullah Öcalan ile görüşülmediğini hatırlatarak, “Görüşme oluyor mu? Bilmiyoruz. İmralı’ya heyetler gidebilseydi öğrenebilirdik. Bunu teyit edebilme şansımız yok. Bir muhatabı hükümettir, diğer bir tarafı Kandil’dir. Dolayısıyla görüşüldüyse de İmralı’dır” sözleriyle olası çözüm sürecine dair görüşlerini aktardı.
Kılıç Koçyiğit, Devlet Bahçeli’nin DEM Partili milletvekilleriyle el sıkışmasına dair ise, siyaset iklimindeki ‘anormallik’ ve hükümetteki otoriterleşmeyi işaret ederek “Tokalaşmaları olağandı. Olağan olmayan bu süreçti. Olağandışılık olağan bir sahneyi bunun içine sürüklemiş oldu. Bu ülkede 10 yıldır devam eden otoriterleşme var, toplumun beklediği demokratik gelişmelerin önünü tıkayan bir anlayış var. Bu zaten olağandışıydı.” ifadelerini kullandı.
Kılıç Koçyiğit, bir ‘merhabadan’ çözüm süreci olamayacağını söyleyerek “Karşılıklı iyi niyet mesajlarıyla bu işin olmayacağını herkes çok iyi biliyor. Dolayısıyla bir adım olmalı. Türkiye’nin nasıl adım atılacağına dair geçmiş deneyimi de var. Sıfır noktasında da değil” dedi.
Kürt meselesinin 40 yılı çatışmayla geçen 100 yıllık bir sorun olduğunu belirten Kılıç Koçyiğit, “Bir çözüm süreci olacak mı bilmiyoruz. Öte yandan bu iyi niyet adımları ilerler mi? Bekleyip göreceğiz. AK Parti grubuna ve temsilcilerine somut adım atıp atmayacaklarını sormak gerekiyor” diye konuştu.
Bu süreci ancak ‘olağanüstü gergin bir siyasetin normaline dönmesi’ olarak okuduklarını ifade eden Kılıç Koçyiğit “Diğer türlüsü büyük çıkarımlar yapılmasıdır. En büyük tehlike toplumun manipüle edilerek olmayan bir şey varmış gibi göstermektir.” dedi.
Yeni anayasa ve Erdoğan’ın adaylığı tartışmaları
Sezai Temelli, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un Anayasa’nın 3. maddesine dair sözlerini şöyle değerlendirdi:
“Anayasa tartışmaları doğru yerden başlamadı. İlk dört maddeyi öncelikli mesele olarak ele almak yanlıştı. Bunun yerine nasıl bir anayasa meselesiyle başlamak, toplumla birlikte bu tartışmaları sürdürmek gerekiyordu. Ancak bunu kısır tartışmalarının içine sürüklemek maddelere boğmak, bence ‘Nasıl bir anayasa’ tartışmasının önünü tıkamak anlamına geliyor. Herkes sivil anayasa çağrısı yapıyor fakat bunun için önce 12 Eylül ruhundan kurtulmak lazım. Toplumla beraber anayasa yapacaksanız, o zaman şimdiden anayasanın formunu belirleyip, bunu maddeler üzerinden sürdürmek yerine, nasıl bir toplum sözleşmesi yapılabilir tartışmalarını öncelemek gerekir.”
DEM Parti ile hükümet arasındaki yeni anayasa görüşmelerinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir dönem daha cumhurbaşkanı seçilebilmesi için bir araç olarak kullanılmasına ilişkin soruya DEM Parti’nin otoriter bir rejimin tahkim edilmesine asla rıza göstermeyeceğini belirterek yanıt veren Gülistan Kılıç Koçyiğit, partinin seçimlerde kilit rol üstlendiğini söyledi.
Kılıç Koçyiğit, “Seçimi Erdoğan’ın aday olup olmama tartışmasına indirgemenin kendisi orada tıkayıcı bir rol” dedi.
Sezai Temelli ise yeni anayasa tartışmaları bağlamında, Selahattin Demirtaş’ın AİHM kararlarına rağmen sekiz yıldır cezaevinde olduğunu hatırlatarak “Anayasa bağlamında toplumsal barış ve sivil anayasa yan yana geldiğinde Selahattin Demirtaş’ın tutsak olduğu bir ülkede böyle bir anayasa yapabilir misiniz?” ifadelerini kullandı. (Medyascope)