Suriye’de 2011’de iç karışıklıklar olarak başlayan, giderek bölgesel ve küresel devletlerin dahil olduğu bir savaşa evrilen süreç, 2020 itibarıyla çatışmaların neredeyse bitmesinin ardından 27 Kasım’da Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) başlattığı saldırılar sonrası, 61 yıllık Baas rejimi ve 53 yıllık Esad ailesi iktidarının devrilmesiyle son buldu.
Böylece, Irak’ın 2003’teki ABD işgalinin ardından sona eren Saddam Hüseyin yönetimi sonrası, Ortadoğu’da bir başka Baas rejimi de devrilerek, bölgede 61 yıl boyunca hüküm süren ‘Baas Partisi’ iktidarı dönemleri de tarihe karıştı.
Suriye’yi toplamda 61 yıldır ‘demir yumrukla’ yöneten ve Oradoğu’da bir dönem bölgesel bir yönetim modeli olan Baas Partisi rejimi nedir, Suriye’de 13 Kasım 1970’te darbe yapan ve 12 Mart 1971’de Hafız Esad’ın resmen göreve başlamasıyla ülkede 53 yıllık bir iktidar kuran Esad ailesi kimdir? Ortadoğu’nun yarım asırdan fazladır devam eden, darbeler, savaşlar, çatışmalar ve bunların insani krize evrilen bir sonucu olarak göçlerle birlikte yazılan tarihine göz gezdiriyoruz.
Baas Partisi ve rejimleri
Arapça ‘diriliş’ ya da ‘rönesans’ anlamına gelen ‘baas’ kelimesini, Arap dünyasını tek bir devlette birleştirmeyi amaçlayan bir ideolojiye sahip olan ve bir dönem Ortadoğu’da birçok ülkeye yayılan Baas Partisi isim olarak benimsedi.
Rum Ortodoks Mişel Aflak ve Sünnî Müslüman Salahaddin el-Bitar tarafından, 7 Nisan 1947’de Suriye’nin başkenti Şam’da önce ‘Arap İhya Hareketi’ adıyla kurulan Baas Partisi, Ortadoğu’nun geçtiğimiz yüzyılının ikinci yarısına damgasını vuran siyasal hareketlerden biri oldu. Lübnan ve Suriye’deki Fransa kolonyalizmine karşı politikleşen Aflak ve Bitar’ın kurduğu Baas Partisi’nin sloganı “birlik, özgürlük, sosyalizm” olarak belirlendi.
1940’ta ‘Baas Partisi’ adıyla, Lazkiyeli bir Alevi olan Zeki Arsuzi tarafından bir başka siyasi hareket kurulmuştu. Ancak Aflak ve Bitar’ın kurduğu Arap İhya Hareketi daha popüler oldu ve Baas Partisi’nin tüm kadroları ona katıldı, ardından isim hakkı da Aflak-Bitar ikilisinin hareketine geçti.
Baas Partisi, 1952’de Ekrem Hurânî’nin kurduğu “Arap Sosyalist Partisi” ile birleşerek “Arap Sosyalist Baas Partisi” adını aldı
Arka arkaya gerçekleştirdiği darbelerle 1963’te Suriye ve Irak’ta iktidarı ele geçiren Baas Partisi, kendi içindeki kliklerin iktidar kavgasının bir sonucu olarak, aynı zamanda ihtilaflar ve bölünmelerle de anıldı.
Suriye ve Irak Baas yönetimleri arasındaki rekabetin yanı sıra, hem parti örgütleri içinde, hem de Lübnan, Libya, Ürdün, Yemen gibi farklı ülkelerdeki seksiyonlar arasında da sürekli bir sürtüşme ve gerilim yaşandı ve bunun sonucunda da Baas Partisi’nin örgütlenme yapısı ve ideolojisi kalıcı dönüşümlere uğradı.
Pan-Arabizm, Cemal Abdülnasır ve BAC
1950’lerin ortasında, Baas Partisi, o dönem Arap milliyetçiliğinin önde gelen isimlerinden Mısır Cumhurbaşkanı Cemal Abdülnasır’la yakın diyalog içindeydi. Gittikçe yoğunlaşan ilişkilerin sonucunda, Mısır ve Suriye’nin tek çatı altında birleşmesine karar verildi ve 1958’de Birleşik Arap Cumhuriyeti (BAC) kuruldu. Abdülnasır görünürde iyi ilişkiler kurduğu Baas Partisi’ni diğer yandan da rakip olarak görüyordu.
Mısır’la Suriye’nin kurduğu BAC, Abdülnasır’ın Şam’ı Kahire’ye tabi olmaya zorlaması nedeniyle 1961’de dağıldı. Baas Partisi de bu dağılma sonrası üçe bölündü.
Baas’ta Esad dönemi başlıyor
Bu bölünmeye karşın Baas Partisi, 8 Şubat 1963’te Irak’ta, bir ay sonra 8 Mart’ta da Suriye’de, askeri darbe yoluyla iktidarı ele geçirdi. Darbe sonrası Baas Partisi’nin Suriye kanadında, Aflak ve Bitar’ın liderlik ettiği sivil klikle, Salah Cedid ve Hafız Esad’ın önderlik ettiği askeri kanat arasında liderlik kavgası yaşandı. Bunun sonucunda, kurucular Aflak ve Bitar 1966’da tasfiye edildi.
1960’ların sonu ve 1970’lerin başı bir taraftan da Filistin’de silahlı mücadelenin öne çıkmaya başladığı bir dönemdi. Salah Cedid’in, 1970’de Ürdün’de Kral Hüseyin iktidarına karşı Filistin Kurtuluş Örgütü tarafından başlatılan ve ‘Kara Eylül olarak bilinen kapsamlı ayaklanmaya destek vermesi, buna karşı olan Hafız Esad’ın harekete geçmesine yol açtı. 13 Kasım 1970’de Esad’ın gerçekleştirdiği parti içi darbeyle Salah Cedid görevden uzaklaştırıldı ve hem Baas Partisi’nde, hem de Suriye’de 8 Aralık 2024’te sonlanacak olan ‘Esad dönemi’ başladı. Hafız Esad darbe sonrası 21 Kasım fiilen ülkede yönetime el koyarken, 12 Mart 1971’de resmen ‘Suriye Devlet Başkanı’ olarak göreve başladı.
Suriye’de ‘Esad dönemi’
Baas Partisi’nin çok sayıda yöneticisini hapse attıran Hafız Esad, 1983’te kardeşi Rıfat Esad’ın kendisine karşı kalkıştığı darbe girişimindeki kısa bir belirsizlik dönemi hariç, 10 Haziran 2000’deki ölümüne kadar Suriye Baas Partisi’ni ve dolayısıyla Suriye’yi yönetti.
Baas Partisi’nin kurucularında Mişel Aflak’ın Irak’a sığınmasının ardından Hafız Esad bölgedeki en önemli siyasi rakibi Saddam Hüseyin’in eline bir koz kaptıracaktı. Paris’e yerleşen ve oradan rejime muhalefet eden diğer kurucu Bitar ise, 21 Temmuz 1980 günü, Paris’teki ofisinde vurularak öldürüldü. Bitar uzun süredir Suriye istihbaratı El Muhaberat tarafından izleniyordu.
Soğuk Savaş döneminde SSCB ile yakın ilişkileri geliştiren Hafız Esad’ın bu dış politika hamlesi, SSCB’nin dağılması sonrası Rusya ile sürdü. 2011’de başlayan savaş sonrası Beşar Esad bu yakın ilişkiyi geliştirerek, 2016’da Rusya’nın askeri desteğiyle Halep ve Humus’u cihatçı güçlerden geri alarak ülkedeki Esad döneminin ‘bir süre daha’ devam etmesini sağladı.
1983’te ağabeyi Hafız Esad’a darbe girişiminde bulunan Rıfat Esad ise, 1984’te Paris’e sürgüne gönderildi. 1982’de Hama’daki Müslüman Kardeşler isyanını sert biçimde bastırdığı için ‘Hama Kasabı’ olarak bilinen Rıfat Esad, 1966’daki parti içi darbeye katılmış ve herhangi bir hukuk eğitimi olmamasına rağmen 1975’te Anayasa Mahkemesi Başkanlığı görevini üstlenmişti. Rıfat Esad, 2021’de Hafız Esad’ın oğlu Beşar Esad tarafından ‘affedilerek’ Suriye’ye geri döndü.
Hafız Esad’ın 10 Haziran 2000’de ölümünün ardından Suriye Devlet Başkanı ‘seçilen’ Beşar Esad, yüksek öğrenimini Şam Üniversitesi’nde tamamladıktan sonra, Londra’daki Western Göz Hastanesi’nde göz hastalıkları uzmanlığı için 1992’de İngiltere’ye taşındı. Beşar Esad, abisi Basil Esad’ın Ocak 1994’teki ölümü üzerine Londra’dan çağrıldı ve orduya katıldı.
Beşar Esad, yönetimi devralmasının ardından kısa süren bir ‘yumuşama’ döneminde basın özgürlüğü üzerindeki kısıtlamaları kısmen kaldırdı ve birkaç yüz siyasi mahkumu serbest bıraktı.
Yönetimde ilk 10 yılın ardından Esad, muhalifleri bastırmaya yönelik bir politika izledi. 2005 yılında kabine değişikliğine giden Esad, Hafız Esad döneminden kalan yetkilileri görevden aldı. Beşar Esad, 27 Mayıs 2007’de yapılan Devlet Başkanlığı seçimlerinde tekrar seçildi. Bu seçimlerin ”adil olmadığına” yönelik eleştiriler yapıldı.
Mart 2011’de Tunus’ta başlayan Arap Baharı Mısır, Libya, Yemen, Bahreyn’in yanı sıra, Suriye’yi de etkiledi. Mart 2011’de Şam’da yapılan protestonun ardından Dera’da duvarlara Esad karşıtı sloganlar yazan çocukların tutuklanmasıyla protestolar birbirini izledi. Dera’da kolluk güçlerinin göstericilere ateş açması protestoları daha da artırdı. Birçok şehirde Esad’ın istifası talebiyle gösteriler yapıldı. Kısa süre içerisinde hükümet ve silahlanan gruplar arasında çatışmalar başladı. Rusya ve İran destekli silah örgütler Esad güçlerini desteklerken, Batı, Türkiye ve Körfez ülkeleri silahlı grupları destekledi. Birleşmiş Milletler (BM) ve Arap Ligi’nin ateşkes çabaları bir sonuç vermezken çatışmalar önce iç savaşa, ilerleyen yıllarda küresel devletlerin de dahil olduğu vekalet savaşına dönüştü.
Beşar Esad, karşı çıktığı 2003’teki Irak işgali sonrası, ABD destekli Bağdat yönetimine karşı Sünni cihatçıları destekledi. Esad’ın bu desteği, 2011’deki savaş sonrası, kendisine karşı kullanılan en önemli silah oldu ve ülkedeki Esad-Baas döneminin devrilmesiyle sonlandı.