2015 yılında İran, ABD, Çin, Rusya, İngiltere, Fransa ve Almanya ile nükleer faaliyetleri kapsamında uranyum zenginleştirme, bunları depolama ve araştırma çalışmalarına kısıtlama getiren bir anlaşma imzalamıştı.
İran’ın yarı resmi ISNA haber ajansının Dışişleri Bakan Yardımcısı Kazem Gharibabadi’ye dayandırdığı haberine göre, İran ile E3 ülkeleri olarak da bilinen İngiltere, Fransa ve Almanya arasındaki nükleer görüşmelerin bir sonraki turu 13 Ocak’ta İsviçre’nin Cenevre kentinde yapılacak.
Nükleer görüşmelerine dair bir açıklamada İran Dışişleri Bakanı Arakçi’den geldi. Arakçi, Tasnim News’e yaptığı açıklamada, “ABD maksimum baskı uygularsa, biz de buna uygun şekilde karşılık vereceğiz” dedi.
İran’ın nükleer müzakerelerinde adil bir yaklaşım görmesi halinde görüşmelere açık olduğunu belirten Arakçi, “Eğer karşı taraf adil müzakereleri reddederse, son yıllarda olduğu gibi kendi yolumuzu takip etmeye devam ederiz” dedi .
İran Dışişleri Bakanı, müzakerelere olan ilgiyi artıran faktörlerden birinin de İran’ın askeri gücü olduğunu ifade ederek, “Füze kabiliyetlerimiz, müzakereleri zorlayan önemli bir faktör” diye konuştu.
Arakçi, askeri güçlerinin müzakerelerdeki etkisinin de altını çizdi.
İran’ın nükleer programının barışçıl amaçlarla sürdürdüğünü söyleyen Arakçı, Tahran’ın müzakerelere açık kalmasının, ancak dışarıdan gelen saygıya dayalı bir çerçevede mümkün olacağını dile getirdi.
ABD’nin maksimum baskı stratejisi devrede
Kasım ayında Financial Times’ın aktardığına göre, Trump yönetimi İran’a karşı “maksimum baskı” stratejisini yeniden uygulamaya sokmayı planladığını belirtmişti.
Bu strateji ile özellikle İran’ın petrol ihracatına yönelik daha sıkı yaptırımlar uygulanması ve Tahran’ın ekonomik istikrarının bozulmasının hedeflendiği ifade edilmişti.
