Dün gerçekleşen DEM Parti heyetinin MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yle görüşmesinin ardından, heyette bulunan Ahmet Türk görüşmenin detaylarını ve sürece ilişkin gelişmeleri anlattı.
Gazeteci İsmail Saymaz’ın sorularını yanıtlayan Ahmet Türk, Bahçeli’nin kendilerini çok iyi karşıladığını ve insani ilişkilerinin sıcak ve samimi olduğunu belirterek, “Düşüncelerini açıkça ifade eden bir tavrı vardı. Bizim tek derdimiz, 1000 yıllık Türk-Kürt kardeşliğini yeniden inşa etmektir. Türkler ve Kürtlerin dost olması, Ortadoğu’daki geleceği belirler ve demokratik bir geleceğe öncülük eder” dedi.
‘Başka şansımız yok’
Birilerinin süreci farklı bir noktaya çekmeye çalıştığını belirten Ahmet Türk görüşmeye ilişkin şunları kaydetti:
“Bizim tek derdimiz şudur; geçmişte 1000 yıllık Türk-Kürt kardeşliğinin yeniden inşasıdır. Türklerle Kürtlerin dost olması Ortadoğu’daki geleceğini belirler, demokratik bir geleceğe öncülük yapmış olur. Ortadoğu’nun nereye evrileceğini bilmediğimiz bir dönemde Türkler ve Kürtler yeniden kucaklaşmalı. Yeniden kardeşçe ortak bir geleceği oluşturması gerekiyor. Bizim derdimiz budur. Bunun dışında ne belediyeyi ne de seçimleri düşünüyoruz. Elbetteki demokratik bir anayasa, kürtleri kucaklayan bir anlayış ortaya çıktığı zaman bizim için mesele yok. Kimseyle pazarlığımız yok. Bizim pazarlığımız bu ülkede demokrasinin kalıcı hale gelmesidir. Buna ihtiyaç var, Ortadoğuda yarın ne olacağını kimse bilmiyor. Bugün Ortadoğu’da 50 milyonluk bir Kürt nüfusu var ve hepsinin yüzü Türkiye’ye dönük, kendilerini Türkiye’nin bir parçası olarak görüyorlar. Bunu kalıcı hale getirmek lazım. Yani yersiz tartışmalar yapılıyor, henüz işin başlangıcındayız. Neler olacağını nasıl gideceğine dair henüz ortaya çıkmış bir durum yok. Kimseyle de bir pazarlık yok ama şu var ki bu seferki hem gelişmeler Kürtler ve Türklerin bir arada olmasını zorlayan bir süreç, zorunlu kılan bir süreç başka şansımız yok, eskisi gibi çok uç şeyleri gündeme getirmemek gerekir çünkü bir pazarlığa dönüşüyor, seçimle bunun ilgisi yok, bir pazarlık yok. Zaman içerisinde çok açık bir şekilde meclisle kamuoyuyla toplumla partilerle paylaşılacak. Bu bir ilk adımdır, ikinci, üçüncü adım nasıl gelişir biz de bilmiyoruz.”
‘Bahçeli’yle aynı bakış ve yaklaşımdayız’
Bahçeli’nin tutumu ile ilgili Ahmet Türk şunları kaydetti:
“Çok iyi bir tutumu vardı. Gerçekten Sayın Bahçeli’nin tutumunu görünce insan şok oluyor, samimi olduğunu da insan fark ediyor. Artık Kürtlerle Türklerin oturup kendi sorunlarını kendilerinin çözmesi zamanıdır. Çok acılı, sancılı süreçler yaşandı. Toplumda bir ayrışmanın bir gerginleşmenin olduğu bir noktada, emperyalizmin tüm güçleriyle Ortadoğu’ya saldırdığı bir noktada kendi meselemizi kendimizin çözmesi gerek. O da aynı bakışta, aynı yaklaşım gösterdi.”
Erdoğan ile görüşülecek mi?
İkinci bir görüşme yapılmasının olasılığını belirten Ahmet Türk, Abdullah Öcalan’a gitme ihtimalini de dile getirdi. Erdoğan ile görüşmeye ilişkinse, “Hedefimiz tüm siyasi partilerle buluşmak, ancak bazıları randevu vermeyebilir. O bizim meselemiz değil” dedi.
PYD ile şu an için bir görüşme olmadığını belirten Türk, “Türkiye, PYD ile dostane bir ilişki kursun. Şu çok nettir Ortadoğu’nun en seküler halkı kürtlerdir. Türkiye’nin Kürtleri kucaklaması Ortadoğu’da etkili bir aktör olmasını sağlar.” diye konuştu.
Kayyım tweeti soruldu
Dünkü görüşmelerin ardından sosyal medya hesabından paylaşım yapan AK Parti eski Milletvekili Şamil Tayyar, Ahmet Türk’ün heyette olmasıyla ilgili partisine ve hükümete bazı sorular yönetmişti. Tayyar, “DEM’li Mardin Belediyesine kayyım atadık. Terör iltisaki nedeniyle Ahmet Türk’ün başkanlık görevine son verdik. Ahmet Türk, terör sorunun çözümü için akil kişi, trafiğin kilit ismi oldu. Devletin muteber saydığı akil kişi ise niye kayyım atadık?” dedi.
İsmail Saymaz, Şamil Tayyar’ın tweetini Ahmet Türk’e sordu. Cevabı ise şu şekilde oldu:
“Burada partimin verdiği bir karar üzerine heyete katıldım. Orada bir çelişki yok, bizim için kayyım atanmış bilmem ne bizim tepkimiz halkın iradesine konan ipotek, mevki makam peşinde değiliz. Benim heyete katılmamın devletle ilgisi yok, partimin verdiği karardır.”