İlke TV Eminönü’nde yurttaşlara Ramazan alışverişinin ne kadara mal olduğunu sordu. Yurttaşlar çeşitli cevaplar vererek pahalılıktan şikayetçi oldu.
Alışveriş yapıp yapmayacağı sorulan emekli bir yurttaş “Alışveriş yapacağız da işte nasıl yapacağımızı düşünüyorum yani. Aldığımız bu parayla şimdi biz kira mı ödeyelim, alışveriş mi yapalım? Nasıl yapacağız Otuz senedir emekliyim ben. Aldığım para on dört bin lira aylık. E kiramız var bunun yanında. E kirayı da veriyoruz. Hala çalışıyoruz yani. Mecbur çalışacağız çünkü yok yetişmeyecek.”
‘Alamadıktan sonra hayat yaşamışım ne olmuş?’
“Yani gönlüm ister ben de geleyim buradan hurmamı alıyım. Mesela Ramazan’ın diyorlar olmazsa olmazı. Pastırma diyorlar. Çok canım çekiyor. Ama nasıl alacağız? 12 bin lira aylıkla bu işin olacağı yok. Bakıyorum fiyatlar aşırı pahalı. 100 gram kuzu eti çevirme 460 lira. Görüyor musunuz? 460 lira bakın. Burada da çevirmesi. Ancak bir zamanlar rahmetli Kemal Sunal’ın cama basıp da tavuk ızgara yaptığı gibi biz öyle bir şey yapacağız. 460 lira 100 gram kuzu çevirme. Bu ne demek ya? Kim yiyecek bunu?. Yüz gram dediğin bir avuç et. Ben bunu alamadıktan sonra hayat yaşamışım ne olur? Ben de diğerleri gibi alışverişimi zevkle yapamaz mıyım?”
Bir diğer yurttaş ise “Fiyatlar malum. Türkiye’nin durumu malum. Yani fiyatlar çok yüksek evet. Ramazan için küçük bir hurma yani yarım kilo bir hurma aldım. Kilosu altı yüz TL.” dedi.
İlke TV mikrofonu uzatılan bir diğer yurttaş ise “Bir aldığımız kahve bir de peynir. Altı yüz lira para verdim şuraya. Altı parça. Tek maaşlıyım. İki ihtiyarız. Artık nasıl yiyeceğiz biliyor musunuz? Böyle kuş gibi ısıra ısıra.” diyerek maaşının yetmediğini vurguladı.
‘Emekli maaşıyla geçinmek çok zor’
Emekli maaşı aldığını belirten yurttaş “Emekli maaşıyla geçinmek çok zor. Benim faturam var. Hasta bir kocam var. Emekli değil. Hasta bir kocam var. Kalp hastası bir sürü hastalığı var. Pil takıldı. Yani çocukların maaşın şeyinden ay sigortasına bağlı pili takıldı. Ama tekrar hastalandı, tekrar hastalandı. İlaçlarına bir gidiyorum, bir ilaç parası veriyorum. Bir sürü yedi yüz lira para veriyorum. Nasıl geçinebilirim? Ya on dört bin beş yüz lirayla ben nasıl geçinebilirim? Siz düşünün yani. Fatura geliyor. Ben yakmasam adam üşüyor. Yaşlı seksen altı yaşında. Üşüyor, titriyor.” diyerek ekonomik şartlardan yakındı.
“Canımız istiyor ama alamıyoruz”
Alışveriş yapmaya maddi olanakları olmadığını belirten yurttaş “İstediğimi almak istiyorum. Canımızı istiyor ama alamıyorum. İnsanın canı o kadar hani meşhur bir laf vardır. İnsanın canı cennet istiyor ama inşallah oraya girebiliriz. Ama alamıyoruz maalesef.” dedi.
Yapılan zamlar ve artan maliyetleri de göz önünde bulunduran bir başka yurttaş ise, “Bir akbile yüzde yirmi zam koydular, bir suya ise yüzde üç yüz zam geldi. Belediyenin emeklisi olarak, doğalgaz dağıtımının Büyükşehir Belediyesi’ne ait olduğunu biliyoruz. Ama bu kadar yüksek artışlar zorlayıcı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, gelir açısından dünyanın altıncı büyük belediyesi. Bu kadar büyük bir şehirde, kişi başına düşen gelir artışlarının da buna paralel olarak yükselmesi gerekiyor.” şeklinde konuştu.
