ABD’nin İran’da nükleer tesislerine yönelik hava saldırısından hemen sonra Washington’dan ilk değerlendirmelerini paylaşan Amerikalı gazeteci Mark Stone şunları söyledi:
“Bu Başkan (Trump) için zar atmaktan (dice roll) farksız. Bence bölgedeki Amerikan varlıkları, üsler, askeri personel ve Amerika’ya yakın olduğu düşünülen diğer sivil hedefler için bu büyük bir tehlike anı.”
“Trump hızlı çözüm (quick fix) istiyor. Vurduk, başardık, bitti ve şimdi barış zamanı diyor. Onun beklentisi bu yönde.”
“Amerikan perspektifinden bakıldığında bunun bu gece gerçekleşeceğine dair bir beklenti olduğunu sanmıyorum. Son bir iki gündür hislerimiz Trump’ın diplomasiye bir şans vermeye istekli olduğu yönündeydi.”
Trump’tan ilk bilgiler: B-2 hayalet bombardıman uçakları ve Tomahawk füzeleri kullanıldı
Donald Trump, İran’a saldırı sonrası Fox News’ten Sean Hannity’ye verdiği demeçte, ABD’nin Fordow’a yönelik saldırılarında B-2 hayalet bombardıman uçaklarından atılan altı adet 30,000 lb’lik sığınak bombası kullandığını söyledi.
Ayrıca Nanatz ve İsfahan tesislerine yönelik saldırılarda ABD denizaltılarından fırlatılan 30 Tomahawk füzesi kullanıldı.
ABDli senatörlerden Trump’ın İran’ı vurma kararına ilk tepkiler
Güney Carolina Senatörü Lindsey Graham Trump’ı kutluyor ve “doğru kararı verdiğini” söylüyor. İran rejiminin bunu hak ettiğini de sözlerine ekliyor.
Cumhuriyetçi Senatör Roger Wicker da Trump’ın İran’ın yarattığı “varoluşsal tehdidi” ortadan kaldırmak için ‘bilinçli’ ve “doğru” bir karar verdiğini söylüyor.
Eleştirenler de var: Kentucky’den Cumhuriyetçi Senatör Thomas Massie “bu Anayasal değil” dedi.
Demokrat Partili California temsilcisi Sara Jacobs, saldırıların “ABD’yi sonu gelmez ve ölümcül bir savaşa daha sokma riski taşıyan bir tırmanma” olduğunu söyledi.
Analiz: Trump şimdi barış zamanı diyor ama savaş daha yeni başlıyor olabilir
Türkiye’den Berk Esen: “ABD üslerine misilleme yapılması ya da Hürmüz Boğazı’nın kapatılması hâlinde çatışma hızla büyüyebilir” derken uluslararası medyaya da benzer tonda analizler düşmeye başladı.
BBC Kuzey Amerika temsilcisi Jake Kwon da şöyle yazıyor:
“ABD bölgede yaklaşık 40,000 asker bulunduruyor. Sadece İran değil, bölgedeki vekillerinden biri olan Yemen’deki Husi isyancıları da ABD İran’a saldırırsa Süveyş kanalından Kızıldeniz’e geçen Amerikan gemilerini vuracağını açıklamıştı. Başkan Trump İran’a ‘bu savaşı bitir’ çağrısında bulunmuş olsa da, bu savaş yeni başlıyor olabilir.”
Analiz: ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırılarında geçmişin yankıları
Nick Paton Walsh imzali CNN analizinde Trump’ın bu saldırı kararında ABD’nin 2020’de İran Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin öldürülmesinden edindiği tecrübenin etkisine vurgu yapıldı:
“O dönemde ABD’nin ölümcül hava saldırısı eşi benzeri görülmemiş, hatta pervasızca bir saldırı olarak değerlendirilmişti ama nihayetinde İran’ın karşılık verecek gücü sınırlıydı ve misillemesinin etkisi de asgari düzeydeydi.”
“Beyaz Saray, Tahran’ın ABD’ye karşılık vermek için 2019’da sahip olduğundan daha az seçeneği olduğunu değerlendirmiş olabilir. İsrail’le bir hafta süren karşılıklı saldırıların ardından füze stokları tükenmiş ve belki de bazı analistlerin tahmin ettiğinden daha az etkili hale gelmiştir.”
Uluslarası hukuk uzmanları ne diyor?
The Guardian”a konuşan uluslararası hukuk uzmanı Donald Rothwell, ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine düzenlediği bildirilen saldırıların uluslararası hukuk çerçevesinde yasal olduğunu savunmanın “neredeyse imkansız” olduğunu söyledi.
BM sözleşmesinin 51. Maddesi uyarınca devletlerin kendilerini silahlı bir saldırıya karşı savunmak için güç kullanmalarına izin veriliyor.
Uluslararası hukuk uzmanları tüzüğün, İsrail’in 13 Haziran’da Tahran’ın nükleer tehdidini bertaraf etme gerekçesiyle İran’a düzenlediği saldırılar gibi önleyici saldırılar için daha geniş bir hak sağlamadığını savunuyor.
Avustralya Ulusal Üniversitesi’nde profesör olan Rothwell, İran’dan ABD’ye yönelik doğrudan bir tehdit olmadığı için Trump’ın söz konusu saldırısının haklı gösterilemeyeceğini söyledi:
“Bence ABD’nin bu temelde (saldırılar için) inandırıcı bir hukuki argüman ileri sürmesi neredeyse imkansız.”
Rothwell, ABD’nin İran saldırılarının diğer ülkelerin “meşru müdafaa argümanını” kendi önleyici saldırıları için nasıl kullanabileceklerine dair bir “emsal” teşkil edebileceğini söyledi.
Hürmüz Boğazı ve ‘petrol krizi’ endişesi
Al Jazeera’da yayımlanan bir analizde şu ifadelere yer verildi:
ABD’nin İran’a yönelik hava saldırılarıyla çatışma eşiği kritik bir seviyeye ulaştı. İran’ın bu saldırılara nasıl ve ne zaman karşılık vereceği belirsizliğini korurken, uzmanlar çatışmanın tüm bölgeyi kapsayacak şekilde hızla yayılabileceği uyarısında bulunuyor.
Tahran’ın, Basra Körfezi’ndeki ABD üslerini hedef alması, İran yanlısı Iraklı silahlı grupların yeniden sahaya inmesi ve Yemen’deki Husilerin ABD savaş gemilerini hedef alacaklarını açıklaması, savaşın coğrafi kapsamının genişleyeceğine işaret ediyor.
Lübnan’daki Hizbullah henüz bir eylemde bulunmamış olsa da, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada İran’a destek verebileceğini duyurmuştu.
Bölgede yaşanacak olası bir çatışma, sadece askeri değil, ekonomik sonuçlar da doğurabilir. İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatma ihtimali dile getiriliyor. Dünyadaki petrol arzının yaklaşık yüzde 20’sinin geçtiği bu stratejik geçidin kapanması, küresel enerji piyasasını sarsabilir.
İsrail’in gerçekleştirdiği hava saldırılarında şimdiye kadar yüzlerce İranlı sivilin yaşamını yitirdiği belirtiliyor. ABD’nin doğrudan savaşa dahil olması, daha geniş çaplı ve yıkıcı saldırılarla birlikte, can kayıplarının da artacağına işaret ediyor.
Bu analiz, çatışmanın sadece İran ve İsrail arasında kalmayıp tüm Orta Doğu’yu etkisi altına alabileceğine dikkat çekiyor.