Şairleri de vururlar
Özgün Enver Bulut 29 Haziran 2025

Şairleri de vururlar

Savaşın yıkımına dair yığınlarca belgeye, yakılan, yıkılan şehirlere, katliamlara ve vahşete rağmen değişen bir şey yok. Dünya hep savaş için dönüyor sanki. Bütün savaşların nedeni ise “özgürlük, demokrasi, dünya barışı ve birleşik ülkeler” söylemlerine sığdırılıyor. Kapitalizm ne zaman bunalıma girse “güzel dönemler” derhal bitiyor ve ortağı faşizm dünyayı kasıp kavuruyor. Faşizm, arkasına ırkçılığı, dini, yağmayı alarak kanlı topraklar oluşturuyor. Her şey kutsal ve yapılanlar herkesin kitabında yazılı. Savaş için gerekli mücbir sebepler orada zaten.

Savaşlar en çok kadınları, çocukları, hayvanları etkiler. Her savaşın ilk kurbanı onlar olurlar. Masum olanlar. Bir de şairler. Çünkü şairler bazen asıl hedef, bazen de dediğimiz masumların arasındadır. Daha yeni İsrail’in İran’a bomba yağdırdığı günlerde genç bir şair ve kadın katledildi. Parnia Abbasi. Onun da Jina Mahsa Amini’nin ölümünden bir farkı yok. Katilleri aynı. Ne söylüyor Parnia Abbasi: “Her ikimiz için ağladım/ senin için/ ve benim için/ Sen yıldızlara üflersin,/ Senin dünyanda/ ışığın özgürlüğü/ benimkinde/ gölgenin kovalamacası.” Sanki Jina Mahsa Amini’ye söylenmiş bir şiir. Şiirin öngörüsü ve tanıklığıdır bu. Sevdadan, düşten, kalpten dökülen sözcükler çok şeyin tanıklığına düşer. O nedenle öngörülüdür şairler. “Dünyanın en güzel şiiri/ Lal olur/ Bir yerde/ Sen başlarsın/ Yaşamın fısıltısını/ Haykırırsın/ Bin yerde/ Ben sona ererim/ Yanarım/ Sönen bir yıldız olurum/ Senin gökyüzünde duman olan.” Parnia Abbasi’nin bu şiirini çok şeye bağlayabiliriz. Kendine ağıttır. Halkına sesleniştir. Geleceğe mirastır.

Gözyaşı savaşın yas tarihidir ve gücü ellerinde tutanların kararlarından bu yasa izin verenler sorumludur. İktidarları ve savaşı belirleyen bu seçimlerdir. Güç yoksulların gözünü kamaştırdıkça, iktidarlar o kadar güçlenir. Önce kendilerinin sonra da başka halklara zalimi olurlar. Ölüm meşru olduğuna inandırılan söylevlerin içine yerleştirilir ve gerisi çorap söküğü gibi gelir. Bombalar, füzeler yağar. İdamlar, kurşunlananlar, kaybedilenler… Hepsi evlerin içinden izlenir. Bir şey olmamış gibi kanallar değiştirilip, yemek programları, aldatma hikayeleri izlenir. İşte şiirin gücü tam da buradadır. İsyanın sesi ve örgütleyicisidir şair. Günahı o nedenle çoktur. Hallac-ı Mansur kırbaçlanır ve parçalara ayrılır, Seyyid Nesimi’nin derisi yüzülür, Pir Sultan’a ip reva görülür. Vezir Bayram Paşa’ya yazdığı taşlama nedeniyle, boğularak öldürülür Nef’i. Lorca ve Vapstarov kurşuna dizilir. Metin Altıok, Behçet Aysan, Uğur Kaynar yakılır. Macar lirik şairi Miklos Radnoti faşistlerce katledilir. Yine bir diğer lirik Şair olan Sandor Petöfi bir savaşta yaşamını yitirir. Küba’nın önder şairlerinden Jose Marti Küba’nın bağımsızlığı için çalışırken bir çatışmada öldürülür. Nikaragualı şair Fernando Gordilo Servantes’i ve Mollaların Kürtçe şiir yazdığı için idam ettiği Kürt Şair Ahmet Nuaymi’yi unutmamak gerek.

İlk anda aklıma gelen isimleri yazdım. Şiirin tarihi direnmenin tarihidir aynı zamanda. İktidar tanımaz. Nerede bir haksızlık ve yanlış varsa şiir oradadır. Doğal olarak o şiirlerin yaratıcısı olan şair de. O nedenle şiir de şair de hep mazlumların yanında olmuştur. Hedef olmalarının ve katledilmelerinin temel nedeni budur. Bütün despotlar ve onların nutukları tarihin hiçbir sayfasında yer almaz. Ancak verdikleri savaş kararları, ölüm emirleri ile isimleri anılır. Onlar için çarpışanların ise isimleri bile bilinmez. Tarihin sayfaları çevrildiğinde savaşa hayır diyenlerin şiirleri, o şiirleri söyleyen şairlerin isimleri vardır.

Despotlar bu dünyayı bozmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bir de güzelleştirenler var. Sömürüye, savaşa, doğa talanına direnenler. Şiir bu taraftadır. Barışın, güzelliğin, direnmenin ve hukukun safındadır. Yakılana ağlar. Kurşuna dizilenin ismini dizelerine taşır. Derisi yüzülenin şiirlerini ezberler. İdam edilenin yasını tutar. Her yerde ve her koşulda faşizme geçit yok der. No pasaran. Ahmet Nuaymi ile bir kez daha no pasaran.

“Ben şairim!

Ölümden korkarsam

Şiir yüzüme, gözüme dursun!”

*Parnia Abbai’nin şiirleri Simurg Art Yayınları’nın X hesabından alınmıştır.

 

 

* ilketv.com.tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar İlke TV’nin kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.