62 sivil toplum örgütü, Ahmet Mattia Minguzzi davasıyla kamuoyu gündemine gelen ve suça sürüklenen çocuklara yönelik cezaların ağırlaştırılması, çocukların yetişkin gibi yargılanması yönündeki taleplerin, hem kamuoyunda hem de siyasi alanda karşılık bulmasına karşı kaygılarını dile getiren ortak bir çağrı yaptı.
‘Cezalandırmaya Değil, Korumaya ve Önlemeye Dayalı Bir Yaklaşım Hak Temelli Bir Çocuk Adalet Sistemi İçin Ortak Çağrımızdır’ başlıklı açıklamada, suça sürüklenen çocuklarla ilgili, söz konusu taleplerin Türkiye’nin de imzacısı olduğu uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan çocuk haklarına ve çocuk hukukunun evrensel ilkelerine aykırı olduğu belirtildi.
Ortak çağrıda 15 yaşındaki Ahmet Mattia Minguzzi davasında, çocuklara yönelik şiddet, çocuk suçluluğu ve adalet sistemine ilişkin alınmayan önleyici tedbirlerin sonuçlarının görüldüğü belirtilerek şu ifadelere yer verildi:
“15 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi’nin akranları tarafından öldürülmesi, çocuklara yönelik şiddet, çocuk suçluluğu ve adalet sistemine ilişkin alınmayan önleyici tedbirlerin sonuçlarını bir kez daha ortaya koydu. Bizler, Mattia Ahmet Minguzzi’nin ailesinin acısını derinden paylaşıyor, şiddet sonucu yaşamını yitiren tüm çocukların yasını tutuyoruz. Ve bir kez daha söylüyoruz: Yaşam hakkı en temel haktır; hiçbir çocuk bu haktan mahrum bırakılmamalıdır.
Tıpkı 2024’te akran şiddeti sonucu yaşamını yitiren en az 13 çocuk ve 2025’in ilk beş ayında hayatını kaybeden en az 7 çocuk gibi, Mattia Ahmet’in ölümü de önlenebilirdi. Bu vakalar münferit değil; Türkiye’de çocuklara yönelik ihmal ve hak ihlalleri zincirinin sonucudur. Yalnızca akran şiddeti değil, farklı nedenlerle yaşamını yitiren tüm çocuklar açısından da, çocuk koruma sisteminin bütüncül ve hak temelli bir yaklaşımla yeniden yapılandırılması zorunludur.
Bir çocuk suçla ilişkilenmeden önce çoğu zaman fark edilebilir ve bu durum önlenebilir. Devlet; eğitimden sosyal hizmete, sağlıktan kolluk güçlerine kadar tüm ilgili kurumlarıyla, çocukları suça sürükleyen riskleri önceden fark etmek ve gereken tedbirleri almakla yükümlüdür. Bu sorumluluklar gerektiği gibi yerine getirilirse, pek çok çocuğun yaşamı korunabilir, suça sürüklenmesi engellenebilir.
Çocuk adalet sisteminin öncelikli ve asıl amacı cezalandırmak değil; onarmak, dönüştürmek, desteklemek ve yeniden suçla ilişkilenmeyi önlemektir. Çocuklara yapılacak müdahale de asıl olarak bu amaca hizmet etmelidir.
Çocuklar, suç faili olsalar bile, adli süreç boyunca önleyici ve onarıcı yaklaşımlar göz ardı edilmemelidir. Ancak Türkiye’de çocuk adalet sistemi, sadece cezalandırıcı bir anlayışla işlemekte2, çocukları korumak yerine toplumdan dışlamakta ve böylece yeniden suçla ilişkilenmelerine zemin hazırlamaktadır. Gündemdeki yasa değişikliği önerileri ise yasal çocukluk kavramını tartışmaya açma, çocukların özgürlüğünü daha fazla kısıtlama ve çocuk hapishanelerini olağanlaştırma riski taşımaktadır. Oysa çocuk suçluluğu yalnızca bireysel bir davranış değil; şiddet, ihmal, yoksulluk, sosyal dışlanma, eşitsizlik, ayrımcılık ve eğitimden kopma gibi çok boyutlu hak ihlallerinin, toplumsal ve yapısal etkenlerin sonucudur. Bilimsel araştırmalar da göstermektedir ki; çocuklara yönelik ağır cezalar, ne suç oranlarını azaltmakta ne de yeniden suça sürüklenmeyi engellemekte etkilidir. Buna karşılık, güçlü aile bağları, okul aidiyeti, güvenli sosyal çevre, nitelikli sosyal hizmetler, toplumsal cinsiyet eşitliği ve çocuk dostu kurumlar gibi koruyucu unsurlar, çocukların suçla ilişkilenme riskini azaltmada belirleyici rol oynamaktadır.
Ortak çağrıda, 45 sivil toplum örgütünün çocuklara yönelik koruyucu ve önleyici bir adalet sistemi için şu taleplerine yer verildi:
- İstismara ve ihmale maruz kalan çocuklar zamanında tespit edilmeli; çocuk koruma sistemi kapsamındaki tedbirler eksiksiz uygulanmalıdır.
- Erken uyarı ve destek mekanizmaları güçlendirilmeli; çocukların haklarının ihlaline yol açan ihmaller engellenmelidir.
- Çocuk adalet sistemi, hak temelli, onarıcı, dönüştürücü ve koruyucu bir anlayışla yeniden yapılandırılmalıdır.
- Ceza sorumluluğu bulunmadığı yasal olarak kabul edilen 0-12 yaş arası çocukların suçla ilişkilenmelerine neden olan ortamlardan uzaklaştırılması amacıyla eğitim, sağlık, danışmanlık veya bakım tedbiri kararları alınmalıdır. Ayrıca, uluslararası çocuk hakları standartları gözetilerek ceza sorumluluğu yaşı, bilimsel gelişim verilerine göre yükseltilmelidir.
- Çocuk adalet sistemi bütüncül bir şekilde işletilmeli, hiçbir çocuk –yaşı, suçu ya da koşulları ne olursa olsun– bu sistemin dışına itilmemelidir. 15-18 yaş arası çocukları, istisnalar üzerinden sistem dışına çıkarmaya yönelik girişimlere son verilmelidir.
- Suça sürüklenen tüm çocuklar hakkında sosyal inceleme raporu hazırlanması ve çocukların sosyal hizmet uzmanı desteğinden faydalanması yasal olarak zorunlu hale getirilmelidir.
- Yargı süreçlerinde, çocuk hakları konusunda uzmanlaşmış profesyoneller yer almalıdır.
- Tutuklama yalnızca istisnai durumlarda uygulanmalı; toplum temelli destekleyici tedbirler esas alınmalıdır.
- Çocuk hapishanelerinin sayısı artırılmamalı; bu kurumların yerine, toplum temelli destek sistemleri geliştirilmeli ve çocukların özgürlüğünden yoksun bırakılması yerine alternatif tedbirler esas alınmalıdır.
- Çocuklarla ilgili yasalaşma süreçlerinde, çocuk ve kadın hak temelli çalışan sivil toplum örgütlerinin, baroların, akademinin ve çocukların bizzat kendilerinin görüş ve önerileri dikkate alınmalıdır.
Ortak çağrıya imza atan 45 sivil toplum örgütünden bazıları ise şöyle:
- 29 Ekim Kadınları Derneği
- AltıÜstü Çocuk ve Gençlik Sanat Kolektifi
- Antalya Kadın Danışma Merkezi ve Dayanışma Derneği 4. Antikapitalist Kadınlar
- Aralık Feminist Kolektif
- Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Derneği
- Atakent Mahallesi Kadın Meclisi Küçükçekmece
- Bakırköy Çocuk Masası Platformu
- BoMoVu Sosyal Güçlendirme için Spor ve Beden Hareketi Derneği 10. Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği
- Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği
- Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği – CEİD
- Çember Dergi – Çocuk Politikası Dergisi
- Çocuğum Haklıyım!
- Çocuk Alanında Çalışan Avukatlar Ağı (ÇAÇAv.) 16. Çocuk Çalışmaları Birimi
- Çocuk Hakları Savunucuları Ağı
- Çocuk Hakları Zirvesi ve Kalkınma Derneği
- Çocuk İhmali ve İstismarını Önleme Derneği
- Çocuk İşçiliğini İzleme ve Önleme Derneği
- Çocuklar İçin Adalet Derneği
- Deniz Yıldızı Kadın Dayanışma Derneği
- Denizli Otizm Derneği
- Dünya Evimiz Uluslararası Dayanışma Derneği 25. Engelsiz Erişim Derneği
- EŞİTİZ – Eşitlik İçin Kadın Grubu
- Eşit Haklar İçin İzleme Derneği
- Fisa Çocuk Hakları Merkezi – Fikir ve Sanat Atölyesi Derneği 29. Gaziantep Nar Bilim Kültür ve Sanat Derneği 30. Her Yer Çocuk Derneği
- İnsan Hakları Derneği
- İnsan Hakları Gündemi Derneği
- İzmir Feminist Kolektif
- İzmirli Kadın Girişimciler Derneği
- Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu
- KADAV- Kadın Dayanışma Vakfı
- KESK Amed Kadın Meclisi
- Kırkayak Kültür Sanat ve Doğa Derneği
- LGBTİ+ Aileleri ve Yakınları Derneği (LİSTAG) 40. Lotus Kadın Dayanışma Derneği ve Yaşam Derneği 41. Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı
- Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği
- Rengarenk Umutlar Derneği
- Romani Godi
- Roots & Shoots Türkiye (Kökler ve Filizler Derneği) 46. Rosa Kadın Derneği
- Sivil Düşler Derneği
- Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Amed Şubesi 49. Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği
- Sosyal İklim Derneği
- Sporda Adalet ve Haklar için Sahadayız Derneği 52. Sulukule Gönüllüleri Derneği
- Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği 54. Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı
- Türk Kadınlar Birliği Bayraklı Şubesi
- Türk Tabipleri Birliği İnsan Hakları Kolu 57. Türk Psikologlar Derneği Genel Merkezi 58. Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı 59. Türkiye İnsan Hakları Vakfı
- Uluslararası Çocuk Hakları Elçileri Derneği – ICHILD 61. Uluslararası Göçmen Kadınlar Dayanışma Derneği 62. Yaşamevi Kadın Dayanışma Derneği