Suriye’de Şam yönetiminin Alevilere yönelik mezhepçi şiddeti devam ediyor. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), temmuz ayında belgelediği cinayetlerin raporunu yayımladı.
Rapora göre sadece temmuz ayında Şam yönetiminin kontrolündeki ‘gözaltı merkezlerinde’ 8 sivilin ağır şiddet görerek öldürüldüğü belgelendi.
SOHR, Şam yönetiminin kontrolündeki cezaevlerinde ve gözaltı merkezlerinde işkenceyle öldürülen tutuklu sayısında keskin bir artış olduğunu duyurdu.
SOHR’a göre, Suriye’nin farklı bölgelerinde geçen ay keyfi şekilde tutuklanan farklı kökenlerden en az sekiz sivil, işkenceyle öldürüldü. SOHR, sadece fiziksel şiddeti değil, aynı zamanda kasıtlı aşağılama ve mezhepçi suistimalleri de ortaya koyan çok sayıda vakayı da belgelediğini duyurdu.
Söz konusu hak ihlallerinden biri, 23 Temmuz’da Tartus’taki bir kontrol noktasında yaşandı. Dört Alevi genç, Şam’a bağlı ‘Genel Güvenlik’ güçlerince tutuklandı.
Raporda, Ahmed Khaour isimli gencin mezhebi nedeniyle hakarete uğradığı, “köpek” gibi havlamayı reddettiği için — dövülerek öldürüldüğü belirtildi.
Diğer üç genç ise herhangi bir suçlama yöneltilmeksizin gözaltına alındı. SOHR’a göre yetkililer, Khaour’u köyünün dışına gizlice gömmeye çalışarak gerilimi daha da artırdı.
SOHR 29 Temmuz’da, Şam’a bağlı silahlı güçler tarafından Aralık 2024’te Vadi al-Dhahab’da düzenlediği baskında alıkonan beş sivilin Humus’ta öldürüldüğünü de belgeledi.
Rapora göre, söz konusu siviller arasında bulunan bir baba ve iki oğlunun ailesi, gözaltına alınmalarından kısa süre sonra işkence sonucu öldüklerinden habersiz şekilde onlara aylarca yiyecek, giyecek ve para göndermişti. Bu ölümler konusunda yakınlarına resmi bildirim yapılmadı, cesetleri de teslim edilmedi.
Aynı bölgede gözaltına alınan iki kişinin daha işkenceyle öldürülüp Tel el-Nasr mezarlığına sessizce gömüldüğü belirtildi.
30 Temmuz’da ise bir başka genç öldürüldü. SOHR’un aktarımına göre Almanya’da yaşayan genç kısa bir ziyaret için ülkesine dönmüş ve Şam’daki Emevi Camii’nin yakınlarında tutuklanmıştı. Yoğun morluklar ve yaralar dahil gözle görülür işkence izleri bulunan cesedi ailesine daha sonra teslim edildi.
SOHR, Şam yönetimine bağlı güçlere atfedilen bu şiddet olaylarını insan haklarının ve işkenceyi yasaklayan uluslararası sözleşmelerin açık ihlali olarak kınadı.
Beşar Esad döneminde muhaliflere yakınlığı ile bilinen Londra merkezli SOHR, gözaltındaki tüm ölümlerin şeffaf şekilde soruşturulması ve faillerin hesap vermesini sağlayacak bağımsız yargı organlarının kurulması çağrısında bulundu. Ayrıca, keyfi biçimde gözaltına alınan tüm kişilerin derhal serbest bırakılması, güvenlik güçlerinden müdahale olmaksızın yasal haklarının korunması çağrısı yapıldı.
Suriye’de Alevi nüfusun yoğun olduğu sahil kentlerinde 6 Mart’ta yükselen mezhepçi şiddet sonrası yine SOHR tarafından üç gün içinde belgelenen en az 55 katliamda yüzlerce Alevi sivil öldürülmüştü.
Alevilerin katledildiğine dair çok sayıda video, bizzat failler tarafından sosyal medyada paylaşılmıştı. Silahlı kişilerin silahsız Alevi erkekleri yerde sürünmeye, köpek gibi havlamaya zorladığı, sokaklarda infaz ettiği onlarca video sosyal medyada dolaşıma girmişti.