Türkiye’de Kürt sorununun çözümü için başlayan yeni sürem Meclis’te kurulan komisyonla birlikte devam ederken, süreçle ilgili tartışmalar da sürüyor. Antropolog Sibel Özbudun, sürece dair MA’ya yaptığı değerlendirmede Türkiye’nin Kürt meselesini hâlen bir “terör” sorunu olarak gördüğünü ifade etti.
Özbudun, son dönemdeki gelişmelerin uluslararası standartlardaki barış süreçlerinden uzak olduğunu belirterek, “İktidarın ‘terörün tasfiyesi’ yaklaşımı ile Kürt siyasetinin ‘barış ve demokratik toplum’ vurgusu arasındaki uçurum, tarafların beklentilerinde derin bir uyumsuzluk yaratıyor. Bu şeyin, uluslararası arenada yüzyılı aşkın süredir biriken deneyimlerle biçimlenen barış süreçleri pratiğiyle uzaktan yakından ilgisi yok” dedi.
‘Temel koşullar yok’
Afrika ve Latin Amerika’daki örnekleri hatırlatan Özbudun, barış süreçlerinin ancak tarafların karşılıklı tanınması, şeffaflık, hesap verebilirlik, uluslararası gözlem ve kamuoyunun sürece dahil edilmesiyle ilerleyebileceğini vurguladı. Türkiye’de ise bu temel koşulların bulunmadığını söyledi.
‘Derin uyumsuzluk’
Özbudun’a göre devletin beklentisi PKK’nin feshedilmesi ve Suriye’deki YPG/SDG güçlerinin entegrasyonu. Kürtlerin statüsü konusunda herhangi bir değişikliğin gündemde olmadığını belirten Özbudun, “Devlet, konuyu yalnızca ‘terör’ meselesi olarak görüyor; kısmi af dışında Kürtlerin mevcut statüsünde bir değişimi aklının ucundan dahi geçirmiyor” dedi.
İsrail faktörü
Sürecin başlamasında iktidarın iki motivasyonu olduğuna dikkat çeken Özbudun, bunlardan ilkinin Ortadoğu’da Kürtleri tehdit unsuru olmaktan çıkararak manevra alanını genişletmek, ikincisinin ise içerideki ekonomik kriz ve siyasal baskı ortamında hem milliyetçi tabanı hem de Kürt seçmeni konsolide etmek olduğunu söyledi.
