Yoksulluk raporu: Türkiye gelir eşitsizliğinde Avrupa birincisi

DİSK/Genel-İş’in raporuna göre Türkiye, Avrupa’da gelir adaletsizliğinin en yüksek olduğu ülke oldu. Her 10 kişiden 2’si yoksul, 6’sı borçlu.

Yoksulluk raporu: Türkiye gelir eşitsizliğinde Avrupa birincisi
Yoksulluk raporu: Türkiye gelir eşitsizliğinde Avrupa birincisi
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 6 Ekim 2025 14:48

DİSK/Genel-İş Araştırma Dairesi (emar) tarafından hazırlanan 2024-2025 dönemi Gelir Eşitsizliği ve Yoksulluk Raporu, Türkiye’deki ekonomik bunalımın derinleştiğini gözler önüne serdi.

DİSK/Genel-İş’in Ekim 2025’te sunduğu kapsamlı rapor, yüksek enflasyon, kitleselleşmiş işsizlik ve büyük gelir adaletsizliği gibi sorunların 2025 yılında daha da derinleştiğini belirtti. Türkiye, 2013’ten bu yana dünyanın en kırılgan beş ekonomisi arasında yer alırken, ekonomik krizin faturasının en çok emekçi sınıflara kesildiği vurgulandı.

Rapora göre, her 10 kişiden 2’si yoksul kaldı ve çalışan yoksulluğu AB ortalamasının çok üzerine çıktı. En zengin yüzde 20’lik kesim, en yoksul yüzde 20’lik grubun yaklaşık 9 katı gelir elde ediyor.

Her 10 kişiden 2’si yoksul

Rapordaki TÜİK verilerine dayanan bulgular, ülkedeki yoksulluğun geldiği noktayı somutlaştırdı:

Türkiye’de en az 17 milyon 821 yurttaş en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayacak gelire sahip olamadı. Yoksulluk oranı yüzde 21,2’ye yükselirken, her on yurttaştan ikisi yoksul hale geldi.

Yoksulluk sınırı, 2014 yılındaki 6.665 TL’den, 2024’te 81.742 TL’ye yükseldi ve son 10 yılda tam 12 kat artış gösterdi. Bu artış, özellikle 2022 sonrası dönemdeki yüksek enflasyonla hızlandı.

Asgari ücret krizi

Rapor, çalışanların büyük bir bölümünün asgari ücret düzeyinde maaş aldığını ve bunun yoksulluğun kitlesel bir hal almasına yol açtığını belirtti.

2024’te Türkiye’de çalışanların yoksulluk oranı yüzde 10,7 oldu, bu da her 100 çalışanın 11’inin yoksul olduğu anlamına geliyor. Bu oran, yüzde 8,2 olan AB ortalamasının 2,5 puan üzerinde.

Ağustos 2025 verilerine göre açlık sınırı 26 bin 149 TL ve yoksulluk sınırı 90 bin 450 TL olarak belirlendi. Buna karşın, asgari ücret yalnızca 22 bin 104 TL seviyesinde kaldı.

2025’in ikinci yarısında Türkiye’deki asgari ücret sadece 558 Euro’ya denk geliyordu. Bu rakam, Avrupa’nın birçok ülkesindeki 1.000 Euro’nun üzerindeki ücretlerin gerisinde bulunuyor.

Türkiye’deki gelir dağılımındaki adaletsizlik, ülkeyi Avrupa’da en yüksek gelir eşitsizliğine sahip ülke konumuna getirdi.

AB ülkelerinin ortalama Gini katsayısı 0,344 iken, Türkiye’nin Gini katsayısı 0,461 ile Avrupa’daki en yüksek seviyede gerçekleşti.

En zengin yüzde 20’lik grup ile en yoksul yüzde 20’lik grup arasındaki gelir farkını gösteren S80/S20 oranı, AB ortalamasında 4,66 iken, Türkiye’de 9,06 olarak tespit edildi. Bu, en zengin kesimin, en yoksul kesimin gelirinin yaklaşık 9 katı gelir elde ettiği anlamına geliyor.

Gini Katsayısı nedir?

Gini Katsayısı, bir ülkedeki gelir dağılımının veya eşitsizliğinin düzeyini ölçmek için kullanılan temel bir istatistiksel araçtır. Değeri 0 ile 1 arasında değişir. Katsayı 0’a ne kadar yakınsa, o ülkedeki gelir dağılımı o kadar eşit demektir (herkesin geliri eşittir). Katsayı 1’e ne kadar yakınsa gelir dağılımındaki eşitsizlik o kadar yüksek demektir. Bu nedenle, Türkiye’nin 0,461’lik (yüzde 46,1) Gini katsayısı, ülkenin gelir eşitsizliğinde Avrupa’da en yüksek seviyede olduğunu gösterir.

2024 itibarıyla Türkiye’de kişi başına düşen milli gelir 15 bin 463 dolar olup, Avrupa ortalaması olan 36 bin 590 doların oldukça altında kaldı.

İşgücü ödemelerinin milli gelir içindeki payı 2024’te yüzde 37 iken, sermayenin aldığı pay (net işletme artığı) hala bu oranın yaklaşık iki katıdır.

Çocuk ve kadın yoksulluğu arttı

Yoksulluk ve ekonomik krizin en ağır yükü çocuklar ve kadınlar üzerinde hissedildi. 2024 yılında 18 yaşından küçük çocukların yüzde 38,9’u yoksul ya da sosyal dışlanma riski altında bulundu. Bu oran, diğer yaş gruplarının üzerinde.

Kadınların yoksulluk veya sosyal dışlanma riski yüzde 31,5 iken, erkeklerde bu oran yüzde 27,1 olarak belirlendi.

Hanehalkı tüketim harcamaları i̇ki katına çıktı

Yüksek enflasyon, temel ihtiyaç kalemlerindeki harcamaları ciddi ölçüde artırdı:

2024 yılında kurumsal olmayan nüfusun yüzde 60,9’u borçlu hale geldi. Nüfusun yüzde 12,5’i ise borçlarını ödemekte çok zorlanıyor.

Toplam hanehalkı başına aylık ortalama tüketim harcaması, 2023’te 24 bin 383 TL iken, 2024’te neredeyse iki katına çıkarak 45 bin 344 TL’ye ulaştı.

Harcama kalemleri arasında konut ve kira harcamalarının payı yüzde 23,9’dan yüzde 26’ya yükseldi ve en büyük harcama kalemi olmayı sürdürdü. Gıda ve alkolsüz içecekler harcaması da nominal olarak 5 bin 025 TL’den 8 bin 138 TL’ye yükseldi.

Acil politika önerileri

Rapor, gelir eşitsizliği ve yoksullukla mücadele için acil çözüm önerileri sundu:

Krizin faturasını halka ve işçilere yükleyen ekonomi politikalarından vazgeçilmesi gerekiyor.

Asgari ücret ve tüm ücret düzeyleri insan onuruna yaraşır seviyeye çekilmeli ve hesaplama en az 4 kişilik bir ailenin giderleri üzerinden yapılmalıdır.

Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınması uygulamasına gidilmeli.

Yoksulluktan en çok etkilenen kesimler olan kadınlar ve çocuklar için sosyal koruma politikaları hayata geçirilmelidir.