Yeni Yol’un ‘İmralı’ kararına müdahale iddiası

Sürecin başından beri Abdullah Öcalan’la görüşme konusunda olumlu mesajlar veren Yeni Yol’un yapılan baskı ve müdahalelerle İmralı’ya üye göndermekten vazgeçtiği iddia ediliyor. 

Yeni Yol’un ‘İmralı’ kararına müdahale iddiası
Yeni Yol’un ‘İmralı’ kararına müdahale iddiası
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 23 Kasım 2025 12:32
  • Güncellenme: 23 Kasım 2025 14:24

Meclis Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu kurulduğundan bu yana yanıtı merak edilen soru, 21 Kasım Cuma günü komisyonda yapılan oylamayla yanıt buldu.

AK Parti, MHP ve DEM Parti’den birer üyenin yer aldığı bir heyetin İmralı Adası’na giderek Abdullah Öcalan’la görüşme planı kesinleşti.

CHP’nin İmralı görüşmeleri için temsilci göndermeme kararı ve hemen ardından Demokrasi ve Atılım Partisi’den (DEVA) 9, Saadet Partisi’nden 9 ve Gelecek Partisi’nden 4 olmak üzere Meclis’te 22 milletvekiliyle temsil edilen Yeni Yol Grubu’nun aynı yönde adım atması, kulislerde “operasyon çekildi” iddiasını gündeme getirdi.

MA’nın kulis haberinde de konuyla ilgili bilgiler yer aldı.

Devlet bürokrasini yakından takip eden bir kaynağın aktarımlarına göre, iktidarın CHP başta olmak üzere muhalefet partilerinin Abdullah Öcalan’la görüşmesini istemediği, görüşmenin AK Parti ve MHP ile sınırlı tutmayı amaçlandığı, muhalefetin de bu tuzağa düştüğü ifade edildi.

Kaynak, CHP’nin iktidarın istediği tercihi yapması üzerine iktidar ve bürokrasi içindeki süreç karşıtı kesimlerin Yeni Yol Grubu’na operasyon çektiğini ve İmralı’ya gitmekten vazgeçirdiğini kaydetti.

 Yeni Yol Grubu’na müdahale mi?

Söz konusu kaynağa göre, CHP’nin İmralı’ya üye vermemesinde etkili olan yapı, Yeni Yol Grubu’na da müdahale ederek, partinin İmralı’ya üye verme kararını engelledi. Bir diğer iddiaya göre ise Yeni Yol Grubu’nda bulunan partilere bürokrasideki üst düzey bürokratlar aracılığıyla doğrudan İmralı’ya vekil göndermeme yönünde karar alması için ciddi bir baskı uygulandı.

Yeni Yol Grubu üyesi Mehmet Emin Ekmen, Barış Araştırmaları Derneği QAD’ın “Birlikte Yaşamı Şekillendirmek” başlıklı konferansında, grubunun İmralı heyetine neden üye vermediği ve neden komisyon toplantısına katılmadığı sorusunu yanıtladı.

Ekmen, Yeni Yol Grubu’nun kararının ardında, toplumun sürece güveni düşükken, İmralı’ya komisyondan bir heyet gitmesine karşı olmasının rol oynadığını söyledi.

Süreçte yapılan yönetim hatalarının tansiyonu artırdığını belirten Ekmen, “Erdoğan’ın süreci yönetme kurnazlığına” karşı da bir tepki olduğu görüşünü dile getirdi. Ekmen bu konuda çok az konuşan Erdoğan’ın, AK Parti lideri olarak süreci sahiplenmekten kaçındığına dikkat çekti. Yasal düzenlemelerin gecikmesini de hatırlatan Ekmen, “Eğer beklenen yasa mayıs ayında çıksaydı, bugün kimse İmralı’ya kimin gittiğini konuşmazdı” ifadelerini kullandı.

Ekmen, toplumdan gelen tepkilerin yanında, grubu oluşturan partilerin yönetim kurullarının liderler üzerinde oluşturduğu baskının da mevcut kararların alınmasında etkili olduğunu vurguladı.

Mehmet Emin Ekmen: Süreç yönetim hataları tansiyonu biriktirdi

 Gelecek Parti’li Torun, ‘Ben de giderim’ demişti

Gelecek Partisi Bursa Milletvekili Kani Torun, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, “Hiç kimse bu ziyarete yanaşmayacaksa alırım yanıma 3 arkadaşımı; İmralı’ya gitmekten imtina etmem” sözlerine sosyal medya üzerinden destek vermiş, açıklamasında şunları ifade etmişti:

“Elbette Milliyetçi Hareket Partili vekiller Sayın Bahçeli’yi yalnız bırakmayacaktır. Ancak kayıtlara geçsin diye belirtmek isterim ki, ihtiyaç oluşursa Sayın Bahçeli ile İmralı’ya gitmeye ben de varım.” Yeni Yol’da yer alan Gelecek Parti’li Kani Torun’un bu açıklamaları gündemde yer alırken, partisinin bileşeni olduğu Yeni Yol’un İmralı’ya giden heyete üye vermemesi ise, “Ne oldu da bu karar alındı” sorusunu gündeme getirdi.

Davutoğlu’ndan SEGBİS önerisi: Öcalan 51 kişilik komisyona hitap edilsin

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, sosyal medya hesabından videolu paylaşım yaparak, bir yılı geride bırakan sürecin daha hızlı ilerlemesi gerektiğini söyledi ve son aylarda tartışmaların tek bir başlığa sıkıştığını öne sürdü:

“Komisyonun önünde çok önemli dosyalar varken, yani yasal hazırlıkların yapılması ve sürecin topluma mal edilmesi gerekirken tartışmalar neredeyse tamamen İmralı ziyaretine indirgenmiş durumda. Oysa komisyonda Öcalan’ın dinlenmesine kimsenin itirazı yoktu. Sorun usulün doğru yönetilmemesi.”

İktidarın süreci dar bir AK Parti–MHP–DEM üçgeninde yürüttüğünü söyleyen Davutoğlu, diğer partilerin hassasiyetlerinin dikkate alınmadığını iddia etti.

CHP’nin komisyona katılmama ihtimali ortaya çıktığında sürecin siyasi krize dönüşmemesi için yeni bir yöntem önerdiklerini belirten Davutoğlu, şunları aktardı:

“Öcalan’ın yalnızca birkaç kişiye değil, SEGBİS üzerinden 51 kişilik komisyona hitap etmesi gerektiğini teklif ettik. Bu öneri HÜDA-PAR, DSP, TİP ve EMEP tarafından desteklendi. Mutabakat mümkün olabilirdi ancak iktidar kendi tutumunda ısrar etti.”

Mevcut tıkanıklığın aşılması için hem iktidar hem muhalefeti içine alan yeni bir formül öneren Davutoğlu, “AK Parti–MHP–DEM heyeti İmralı’ya gitsin, görüşmelerini yapsın. Ancak görüşme biter bitmez SEGBİS üzerinden komisyona bağlanılsın. Öcalan da Türkiye’nin bütünlüğü, demokratik düzen ve Türk–Kürt ilişkileri konusunda açık mesajlarını doğrudan versin.” dedi.

 DEVA Partisi de mi aynı baskı altında?

1 Ekim 2024’ten bu yana Yeni Yol içinde bulunan DEVA Partisi de çözüm sürecine olumlu bakıyor ve Kürt meselesinin Meclis’te çözülmesini savunuyordu. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da benzer şekilde, “Kürt vatandaşlarımızın sorunlarının çözümü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden geçer” demişti. Buna rağmen DEVA Partisi, son anda Meclis’te kurulan komisyonda üye vermekten vazgeçti. Kürt meselesinin Meclis’in çatısı altında çözülmesini savunan Babacan’ın partisinin, bu komisyonda yer almaması kafalarda soru işaretleri bıraktı.

 Saadet Partisi: Hep beraber çözmek zorundayız

Yeni Yol Grubu içerisinde yer alan Saadet Partisi de Kürt meselesinin çözümüne dair olumlu imaj çizdi. Saadet Partisi Grup Başkanı Bülent Kaya da geçtiğimiz günlerde Mezopotamya Ajansı’na verdiği demeçte, komisyonun İmralı’ya gidişine dair şunları söylemişti: “Komisyon kurulmadan önce de nihayetinde kamu bürokrasisi, güvenlik bürokratları aracılığıyla devlet gerekli görüşmeleri yapıyordu. Hem belirlenmiş olan İmralı Heyeti, hem DEM heyetinin zaman zaman gidiş gelişlerini, yine güvenlik bürokrasisinin İmralı’da Öcalan’la görüşmesi hepimizin bildiği konular. Zaman zaman bunun kamuoyuna yansıyan mesajları da söz konusuydu. Komisyon bu bağlamda birçok kesimi dinledi; ama henüz komisyonun gündemine bu konu taşınmadığı için yani komisyona Öcalan’ında kanaatlerini düşüncelerini iletmesiyle ilgili husus, komisyonun gündemine geldiği zaman bunu hep beraber değerlendirmiş oluruz.” Kaya, devamında, “Demokrasi, özgürlük ve hukukun herkes için sağlandığı bir Türkiye’yi hep beraber başarmak zorundayız” diye eklemişti.

Özetle, önümüzdeki dönemde sürecin, partiler arası güç dengeleri ve derin kliklerin müdahaleleriyle daha da karmaşık bir tablonun oluşacağını işaret ediyor.