Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) 2026 yılı için asgari ücret talep ve önerilerini açıkladı.
İstanbul Barosunda yapılan basın toplantısına DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve DİSK Yönetim Kurulu üyeleri katıldı.
Arzu Çerkezoğlu , milyonlarca işçi ve emekçiyi ilgilendiren asgari ücretin insanca yaşamayı olanaklı kılması gerektiği vurgulandı:
“Somut olarak söylersek, 2025’e zaten resmi enflasyona göre 15 puan alacaklı giren asgari ücret başta olmak üzere tüm ücretler yıl boyunca eridi. Hükümet, yüksek enflasyona rağmen yıl boyunca asgari ücreti artırmadı. Bugün bir ailede anne, baba ve iki çocuk çalışsa bile ailenin geliri yoksulluk sınırının altında kalıyor. Açlık sınırı 30 bin liraya dayandı, yoksulluk sınırı 90 bin lirayı çoktan aştı.”
Arzu Çerkezoğlu, Türkiye’de işçilerin yarısının asgari ücretli olduğunu belirtirken milyonların geçim ücreti olan asgari ücretin geçen yıl sadece ilk üç ay (ocak, şubat, mart), 2025’te ise sadece bir ay (ocak) açlık sınırının üzerinde olduğunu söyledi. Arzu Çerkezoğlu, şunları da söyledi:
– Hatırlanacağı gibi yüksek enflasyonun yaşandığı 2022 ve 2023 yıllarından farklı olarak bütün ısrarlarımıza rağmen asgari ücret 2024 ve 2025’te yıl ortasında artırılmadı. Oysa gerek 2024 ve gerekse 2025 yıllarında yüksek enflasyon ile hayat pahalılığı devam etti. Yüksek enflasyon koşullarında asgari ücretin yılda bir kez artırılması reel ücretlerde ciddi bir kayıp yarattı. Bu nedenle, enflasyon tek haneli rakamlara düşene kadar asgari ücret yılda en az iki kez güncellenmelidir.
– Yine hatırlayacağınız gibi 2024 yılı yıl sonu resmi enflasyonu yaklaşık yüzde 45 olarak açıklanmasına rağmen asgari ücrete “hedef enflasyon” doğrultusunda yüzde 30 zam yapıldı.
– Bu yıl asgari ücretin enflasyon karşısında 10 aylık kaybı 6 bin 322 liraya ulaştı. 2025 yılı resmi enflasyonu yıl sonunda yüzde 33,8 olarak gerçekleşirse asgari ücretteki kayıp 7 bin 471 TL’ye yükselecek. Asgari ücretle çalışanın 2025 yılı boyunca yaşanan kaybı ise 50 bin TL’yi aşmış olacak. Yani satın alma gücü olarak 14 bin liralara gerilemiş bir asgari ücret üzerinden 2026 asgari ücretini konuşuyor olacağız. 2026 asgari ücreti belirlenirken bu kayıpların giderilmesi şarttır.”
‘Hedeflenen enflasyon kadar ücret artışı kabul edilemez’
– Ülkemizde enflasyon hedefi en son 16 yıl önce 2009’da tutturulmuştu; bu gelenek bozulmadı ve 2025 enflasyonu da hedeflenenden yüksek gerçekleşiyor. Emek gelirleri üzerine çok büyük baskı getirecek olan “hedeflenen enflasyon kadar ücret artışı” dayatması asla kabul edilemez.
– Ülkemizde asgari ücret dediğimizde bir süredir kelimenin dar anlamıyla genel ücreti konuşuyoruz. Bu nedenle asgari ücret ülkemizde dünyada hiç olmadığı kadar gündem olmaktadır. Bu koşullar altında asgari ücretin istisnai bir ücret olarak değil insanca yaşanacak bir ücret olarak saptanması şarttır. “
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na ilişkin tartışmalar
Arzu Çerkezoğlu, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na ilişkin tartışmalara da değindi:
“Önemle vurgulamak isteriz ki; bize göre asıl mesele Komisyonun yapısı ve bileşimi değildir. Komisyon yapısının daha demokratik olması kuşkusuz mümkündür ancak asıl mesele asgari ücretin saptanmasına ilişkin kurallardır.”
Asgari ücret saptanırken, en düşük kamu işçisi ücreti ve en düşük memur maaşının da referans alınması gerektiği belirtildi.
‘Asgari ücretli 2005’ten bu yana 22 Cumhuriyet altını kaybetti’
Arzu Çerkezoğlu şunlara da dikkat çekti:
– Raporumuzdaki bir başka çarpıcı veri de asgari ücretlinin 2005’ten bu yana 22 Cumhuriyet altını kaybettiği gerçeğidir. 2003 yılında asgari ücretin yıllık tutarıyla 25,4 ve 2005’te 31,5 altın alınabilmekte iken 2025 yılı kasım ayında ancak 9,5 Cumhuriyet altını alınabilmektedir.
– Sonuç olarak Türkiye işçi sınıfı Avrupa’nın en düşük asgari ücretlerinden birine mahkûm edilmiştir. 2015’te Avrupa’da Türkiye’den Euro cinsinden düşük asgari ücreti olan 14 ülke varken, 2025 yılında sadece 2 ülke vardır. Euro cinsinden Türkiye’den daha düşük asgari ücrete sahip ülkeler Arnavutluk ve Bulgaristan’dır.
– AB ülkelerinde asgari ücret civarında çalışanların oranı Türkiye’ye göre oldukça düşüktür. Asgari ücretin kapsamına AB ülkeleri ve Türkiye açısından bakıldığında Türkiye’de asgari ücret kapsamının grafikte yer alan AB ülkelerinden 4 ila 18 kat yüksek olduğu görülmektedir.
– Raporumuzda detaylı biçimde ortaya konan bu veriler ışığında temel sorunumuz şudur: Asgari ücret civarında çalışanların kapsamı ülkemizde çok yüksektir. Asıl meselemiz Türkiye’yi bir asgari ücretliler ülkesi olmaktan kurtarmaktır.
– Bunun da bir tane yolu vardır; sendikalaşmanın ve toplu pazarlık kapsamının artırılmasıdır. Çünkü sendikanın olduğu yerde asgari ücret olmaz. Araştırmamızda da göreceğiniz gibi ülkemizde Toplu İş Sözleşmesi kapsamındaki işçilerin sosyal haklarla birlikte aylık ortalama brüt kazancı toplu iş sözleşmesi kapsamında olmayan işçilerin yüzde 54 üzerindedir.”
DİSK-AR’ın 2026 raporu
DİSK-AR tarafından hazırlanan asgari ücret raporunun da sunulduğu basın toplantısında, asgari ücret civarında ücret alanlar da dahil edildiğinde 9,5 milyon kişinin, asgari ücret civarı ve altında ücretle yaşamını sürdürmeye çalıştığının altı çizildi. Araştırmada Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısına ilişkin öneriler yer aldı.
Asgari ücret tespitinin yalnızca işçi için değil, bakmakla yükümlü olunan aile bireyleri de dikkate alınarak yapılması gerektiği belirtilerek, “Asgari ücret değil toplu sözleşme kapsamı genişletilmelidir. Bu hüküm mevzuata yazılmalıdır” denildi. Ücret belirlemesinin genel ücret düzeyi ve ekonomik büyümeyle bağlantılı şekilde toplu pazarlıkla yapılması gerektiği vurgulandı.
‘Asgari ücret enflasyonun sebebi değil’
Raporda, işçilerin yüzde 46,7’sinin asgari ücret ve altında gelir elde ettiği belirtilerek, kadınlarda bu oranın yüzde 60,1 olduğu ifade edildi. Raporda, asgari ücret artışlarının enflasyon veya istihdam kaybına yol açtığı iddiasının gerçeklerle uyuşmadığı belirtildi ve “Asgari ücret enflasyonun sebebi değil” denildi.
‘AB’de TİS kapsamı yükseldikçe, asgari ücretli oranı düşüyor’
1951–1974 arasında uygulanan bölgesel asgari ücret uygulamasının yeniden gündeme getirilmesine karşı çıkılan raporda, verimlilik artışının asgari ücrete yansımadığı vurgulandı.
Türkiye’nin, Avrupa’nın en düşük asgari ücretli ülkelerinden biri haline geldiği belirtildi. AB ülkeleriyle karşılaştırmada, sendikalaşma ve toplu iş sözleşmesi kapsamının belirleyici olduğuna dikkat çekildi ve “AB’de TİS kapsamı yükseldikçe, asgari ücretli oranı düşüyor” denildi.
Raporda özetle şu bulgular yer aldı:
- TİS kapsamındaki işçilerin ücretleri, kapsam dışında kalan işçilere göre yüzde 40 daha fazla.
- Brüt asgari ücretin kişi başına GSYH’ye oranı 1974’te yüzde 80,6 iken, 2025’te yüzde 43,6’ya geriledi.
- Asgari ücret açlık ve yoksulluk sınırının altında kaldı. 24 ayın sadece 4 ayında açlık sınırının üzerinde gerçekleşti.
- Asgari ücretli, 2005’ten bu yana 22 Cumhuriyet altını kaybetti.
- Asgari ücrette vergi istisnası, vergiden indirim yöntemi yerine matrahtan indirim şeklinde uygulanmalı.
- Gelir vergisinin ilk dilimi, 2000’de asgari ücretin 22 katıyken, 2025’te 6,1 katına geriledi.
- 2010’da 3,8 milyar TL olan prim desteği, 2024’te 267,8 milyar TL’ye yükseldi.
Asgari ücretle ilgili öneriler
Türkiye’de 11,2 milyon işçi (yüzde 62,5) asgari ücretin yüzde 20 fazlası ve altında ücret ile çalıştığı vurgulanan açıklamada asgari ücretle ilgili öneriler şu şekilde:
- “Asgari Ücret Tespit Komisyonunun yapısından önce kural belirlenmeli. Asgari ücret ‘ortalama ücret’ haline geldiğinden Türkiye’de asgari ücret küçük bir azınlığın değil, işçilerin çoğunluğunun ücreti. Tespit sürecinde bu gerçek asla unutulmamalı.
- Asgari ücret, uluslararası standartlara (ILO, BM) uygun olarak sadece işçinin kendisi için değil, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin de geçim şartları dikkate alınarak hesaplanmalı.
- Asgari ücret sadece enflasyona göre değil, genel ücret düzeyi, toplu pazarlık ve ülke ekonomisindeki büyüme (kişi başına GSYH) dikkate alınarak saptanmalı.
- Somut öneri: Asgari ücret, kişi başına gayrisafi yurt içi hasılanın (KB GSYH) belirli bir oranına örneğin yüzde 60’ına endekslenmeli. 2025 yılı için aylık ortalama KB GSYH beklentisi 60 bin TL ise net asgari ücret bunun yüzde 60’ı seviyesinden az olmamalı. Aynı durum 2026 yılı için de geçerli olmalı.
- Asgari ücret değil, toplu iş sözleşmesi kapsamı genişletilmeli. Kamu işçileri toplu sözleşmelerinde asgari ücret bir referans noktası olmalı.
- Asgari ücret artışında ‘hedef enflasyon’ değil, geçim şartları esas alınmalı.
- Yüksek enflasyonda asgari ücret yılda iki kez belirlenmeli.
- Asgari üvcret ‘açlık ve yoksulluk sınırı’ ile uyumlu olmalı.
- Gelirde ve vergide adalet sağlanmalı. işçiye de prim desteği verilsin. Bütçeden işverenlere 15 yıldır sağlanan ‘SGK prim desteği’ aynı oranda işçilere de sağlanmalı. İşçilerin sosyal güvenlik primlerinin desteklenen kısmı Hazine tarafından karşılanarak net ücretler artırılmalı.
- En düşük emekli aylığı asgari ücret düzeyine yükseltilmeli.
- Devletin kamu işçisi için belirlediği asgari ücret ile özel sektördeki asgari ücret arasındaki uçurum kabul edilemez. Asgari ücret saptanırken, en düşük kamu işçisi ücreti ve en düşük memur maaşı referans alınmalı.




