DİSK Ankara yürüyüşünü sürdürüyor: Bursa’da binlerce işçiyle buluştu

“Gelirde, vergide adalet, insanca yaşanılacak ücret” talebiyle yürüyüş başlatan DİSK üyeleri Bursa’ya ulaştı. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu,”TÜİK’in hedef enflasyonuyla asgari ücret belirlenmesini asla kabul etmiyoruz” dedi.

DİSK Ankara yürüyüşünü sürdürüyor: Bursa’da binlerce işçiyle buluştu
DİSK Ankara yürüyüşünü sürdürüyor: Bursa’da binlerce işçiyle buluştu
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 22 Aralık 2025 15:29

“Gelirde, vergide adalet, insanca yaşanılacak ücret” talebiyle İstanbul’dan yola çıkan DİSK üyeleri Bursa’ya ulaştı.

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Bursa’da Kent Meydanı’nda yaptığı basın açıklamasında, dün İstanbul Kartal Meydanı’ndan “vergide adalet, insanca ücret” için Ankara’ya doğru yola çıktıklarını belirtti.

Milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin insanca yaşam taleplerini Ankara’ya götürmek için başlattıkları yürüyüşün milyonların talepleriyle her adımda, her durakta güçlenerek devam ettiğini söyleyen Çerkezoğlu, “Dün öğlen saatlerinde Kartal’dan başladık, ardından saat 14.00’te işçi kenti Gebze’de binlerce sınıf kardeşimizle buluştuk. Ardından akşam saatlerinde yine işçi kenti Kocaeli’de işçi kardeşlerimizle bir araya geldik. Bugün de Bursa’dayız” dedi.

‘Asgari ücret ortalama ücret haline geldi’

Bursa’daki binlerce iş yerinde, fabrikada, atölyede, belediyede, hastanede bütün sınıf kardeşlerinin taleplerini alarak Ankara’ya gittiklerini ifade eden Çerkezoğlu, şunları kaydetti:

“Biliyoruz ki ‘gelirde adalet, vergide adalet, insanca yaşanacak ücret’ talebi milyonların talebidir. O nedenle bu yürüyüş milyonların yürüyüşüdür. Tam da asgari ücretin belirlendiği bu süreçte artık bir ortalama ücret haline gelmiş olan asgari ücretin yeniden belirleneceği bu süreçte attığımız bu adımlar evine ekmek götürmeye çalışan, 22 bin 104 lirayla, hatta alım gücü olarak 16 bin liralara gerilemiş olan bu asgari ücretle evini geçindirmeye çalışan milyonlarca asgari ücretlinin taleplerini Ankara’ya götürmektedir. Bugün asgari ücret Türkiye’de bir ortalama ücret. Çalışanların yarısından fazlası asgari ücretle hayatını sürdürmeye çalışıyor. Özellikle ortalama ücret haline gelen asgari ücretin belirlenme süreci, devletin toplumla yaptığı en büyük toplu sözleşme sürecidir. Ama bugün yıllardır o masada hükümet ve işveren eliyle asgari ücreti belirleyenler ‘Asgari Ücret Tespit Komisyonu’ masasında işçilerin bulunmamasını bir sorun olarak görmemektedir.”

‘TÜİK’in hedef enflasyonuyla asgari ücret belirlenmesini asla kabul etmiyoruz’

Çalışma Bakanı’nın ağzından dökülen sözlerin iktidarın zihniyetini gösterdiğini belirten Çerkezoğlu, “O sözler, 23 yıldır bu ülkeyi yöneten AKP iktidarının işçiye, emekçiye, halka ve topluma nasıl baktığını göstermektedir. Yani bizleri yok sayan, bu ülkenin tüm değerlerini ve güzelliklerini üretenleri yok sayan ve attıkları her adımda, her politikada tek amaçlarının kurdukları bu düzeni işçiden alıp patrona vermek için, yoksuldan alıp zengine vermek için bu düzenin çarklarını devam ettirmek içindir. Çünkü Türkiye’de öyle bir düzen kurdular ki düzenin bütün çarkları zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapmak için dönüyor. O nedenle açlık sınırının altındaki 22 bin lira olan asgari ücretle milyonların yaşamasını reva görüyorlar. Şimdi de 2026 asgari ücretinin belirleneceği bu süreçte, TÜİK’in baskılanmış resmi enflasyonuyla bile değil, o hiç tutmayan hedef enflasyona göre asgari ücreti belirlemeyi konuşuyorlar. Asla kabul etmiyoruz. Bizi açlığa, yoksulluğa mahkum eden bu politikaları değiştirmek, insanca yaşanacak bir ücret için yürüyoruz. Vergide ve gelirde adalet olması için yürüyoruz. Ürettiğimiz değeri hakça paylaşmak için yürüyoruz. O nedenle bu yürüyüş milyonların sesidir” dedi.

‘Ödediğimiz vergi yükü nedeniyle aldığımız ücretler sürekli azalıyor’

Çerkezoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

“DİSK olarak yıllardır ‘Asgari Ücret Tespit Komisyonu’ masasında olmamamıza rağmen bu mücadeleyi iş yerlerinden meydanlara, alanlara, Ankara sokaklarına taşıyoruz. Bugün de asgari ücretin insanca yaşayacak bir ücret olması için, bir işçinin ailesiyle beraber geçineceği bir ücret olması için, asgari ücretin milli gelir artışından payını alması için, asgari ücretin kişi başı milli gelirin en az yüzde 60’ı olması için, milyonların geçim ücreti olan asgari ücretin en azından bir evde iki kişi çalıştığı zaman o eve yoksulluk sınırı kadar gelir girmesi için bu taleplerle Ankara’ya yürüyoruz. Adalet talebimiz gelirde adalettir. Aynı zamanda vergide adalet talebidir. Çünkü dünyanın en adaletsiz vergi sistemi Türkiye’de. Türkiye’yi patronundan daha çok vergi veren işçilerin ülkesi haline getirdiler. Bu ülkede canı istediği zaman, canı istediği kadar vergi veriyor. Ama biz emekçiler daha ücretimizi almadan peşin vergi ödüyoruz. Dünyada başka ülke yok ki işçilerin, emekçilerin ücreti aylar geçtikçe yıl içerisinde artmak yerine düşsün. Ödediğimiz vergi yükü nedeniyle  aldığımız ücretler sürekli azalıyor. Ocakta aldığımızı mayısta, mayısta aldığımızı ağustosta alamıyoruz. Oysa Anayasa’da çok açık bir şekilde herkes gelirine göre vergi vermelidir der. O nedenle az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınan adil bir vergi sistemi için yürüyoruz. 

‘En düşük emekli aylığı en azından asgari ücrete yükseltilsin’

Bu ülkede emekliler açlık sınırının altındaki asgari ücrete bile hasret hale getirildi. 16 bin lira en düşük emekli aylığıyla yaşamaya mahkum edilen milyonlarca emekli var bu ülkede. O nedenle emeklilikte adalet için yürüyoruz. En düşük emekli aylığının en azından asgari ücret düzeyine yükseltilmesi ve bütün emekli aylıklarının artırılması için yürüyoruz. Emeklilerimiz, emekçilerimiz, geleceğimiz dediğimiz çocuklarımız için, her gün şiddet ve ayrımcılıkla karşı karşıya kalan kadınların talepleriyle Ankara’ya yürüyoruz. Bu yürüyüş attığımız her adımda daha da güçleniyor. Bu talepler milyonların talebi. Bizi yok sayanları, sesimizi duymayanları, gözleriyle görmeyenleri bir kez daha uyarmak için, milyonların sesini Ankara’ya taşımak için yürüyoruz. Biliyoruz ki bu ülkede her türlü koşulda, her türlü baskıya rağmen işçinin, emekçinin hakkını savunarak var olan konfederasyonumuz DİSK dün olduğu gibi bugün de koşullar ne olursa olsun her türlü baskı ve zorluğa rağmen bu mücadeleyi büyüterek devam ettirecektir. (ANKA)