AB’nin yeniden silahlanma stratejisinin beyhudeliği
Yıldız Önen 19 Mart 2025

AB’nin yeniden silahlanma stratejisinin beyhudeliği

“Avrupa savunma harcamalarını büyük ölçüde artırmaya hazır.” Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, 6 Mart’ta Avrupa Birliği’nin “Avrupa’yı Yeniden Silahlandırma” toplantısında yaptığı konuşmada, içinden geçtikleri dönemi en iyi özetleyen cümleyi kurdu.

Bu yeni stratejiye göre AB genelinde hükümetler artık savunma harcamalarını GSYH’nin %1,5’i oranında artırabilecek. Savunma sektörünün “yeniden canlandırılması” için 800 milyar Euro harcanacak, buna ek olarak Avrupa Yatırım Bankası, üye devletlerin savunmaya yönelik daha fazla sermaye finansmanı için 150 milyar Euro’ya erişimini sağlayacak.

Avrupa çılgın bir şekilde silahlanma yarışına girmiş durumda. Tüm Avrupa ülkelerinde silahlanma harcamalarının ülkelerin gelirlerinin yüzde 5’ine ulaştırılmasından söz ediliyor.

AB ülkeleri, birliğe dahil olmayıp, NATO üyesi olan İngiltere ile birlikte yaklaşık 20 trilyon dolarlık bir yıllık gelire sahip. Bunun yüzde 5’ini askeri harcamalara ayırmak demek, her yıl 1 trilyon doları silahlanmaya harcamak demek.

Şubat ayında yayınlanan Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IISS) raporuna göre 2024 yılında ABD’nin askeri harcaması 968 milyar dolar, Avrupa’nın askeri harcaması ise 435 milyar dolar oldu.

Avrupalı liderler, halklarını savaşla korkutarak bu 435 milyar doları 1 trilyon dolara çıkarmayı hedefliyorlar. Avrupa ülkeleri, neredeyse ABD’nin yaptığı harcamanın üstünde bir askeri harcama yapmayı hedefliyor.

Silahlanma yarışı için hep çılgınlık deriz, Avrupa’nın 1 trilyon dolarlık silahlanma harcamasını hedeflemesi, çılgınlıktan öte bir durum. Ekonomik kriz ile boğuşan halkların sırtına vergilerle çok daha büyük yükler eklenecek.

Küresel Silah Ticareti Rekorlar Kırıyor

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) 2024 Küresel Silah Ticareti raporu, dünyadaki silahlanma çılgınlığını rakamlarla ortaya koydu.

ABD, 2020-2024 döneminde silah ihracatını 2015-2019 dönemine göre %21 artırarak bu alandaki liderliğini korudu. ABD şirketlerinin küresel silah ihracatındaki payı 2015-2019 yıllarında %35 iken, 2020-2024’te %43’e yükseldi. Fransa, 2020-2024 döneminde 65 ülkeye silah sağlayarak dünyanın en büyük ikinci silah tedarikçisi oldu. Fransa’nın küresel silah ihracatındaki payı %9,6’yı buldu. Rusya’nın küresel silah ihracatındaki payı ise %21’den %7,8’e gerileyerek üçüncülüğe düştü. Bunun nedeni hem ürettiği silahları savaş yüzünden kendisinin kullanması, hem de ambargo yüzünden daha az satış yapması.

Dünyanın ikinci büyük ekonomisine sahip Çin’in kendisi için daha fazla silah üretmesi nedeniyle dünya ihracatı içindeki payının yüzde 21’e gerilemesi dikkati çekti. Çin, 2020-2024 döneminde küresel silah ihracatının yüzde 5,9’unu gerçekleştirerek en büyük dördüncü silah ihracatçısı oldu.

Rusya-Ukrayna savaşı sonrası artan güvenlik tehditlerinin ardından Avrupa’da birçok ülke silahlanma harcamalarını artırma kararı aldı.  Avrupa, 2020-2024 döneminde küresel silah ithalatının yüzde 28’ini gerçekleştirdi. Bu oran 2015-2019 döneminde yüzde 11 idi.

Elbette silahlanma harcamaları ülkeler için sadece dışardan silah satın almaktan ibaret değil. Ülkeler kendi silah sanayilerinden de önemli miktarda alımlar yapmaktalar.

Avrupa, geçen yıl gerçekleştirdiği 435 milyar dolarlık silahlanma harcamasının 65 milyar dolarını ABD’den gelen silahlara verdi. 15 milyar doları diğer ülkelerden (İsrail, Türkiye, Güney Kore vb) gelen silahlar için harcandı, geri kalan 355 milyar dolarlık harcama ise kendi silah sanayilerinin sattıklarıydı.

Yani Avrupa, ekonomik krizden bir türlü çıkamamışken, yüzde 1-2 büyüme oranları ile cebelleşirken, şimdi bir de silahlanmaya en az 2,5 kat daha fazla harcama yapacak, 435 milyar dolar olan silahlanma harcamasını 1 trilyon dolar seviyesine çıkaracak.

Her şey Trump’ın tehditleri ile başladı

Yukarıdaki rakamlara baktığımızda yeni AB stratejisinin çaresizliğini görüyoruz.

Trump ikinci Başkanlığı döneminde yaptığı açıklamalar özellikle Ukrayna konusunda aldığı tavırla Avrupa’ya şu mesajı iletmiş oldu: ABD artık Avrupa için güvenilir bir koruma garantörü değil, NATO uçurumun eşiğinde, Avrupa artık kendi ayakları üzerinde durmalı.

Trump Avrupa’yı çok yoğun bir güvenlik kaygısı içine düşürdü. Avrupa’da sokaktaki insanın kafasına, “güvenliğimiz her şeyden önce gelir, ekmek bulamasak da silahlanmamız daha önemli” fikrini yerleştiriyor.

Bu silahlar sonuçta en çok yine ABD’den alınacak.  ABD 2024 yılında, ihraç ettiği 185 milyar dolarlık silahın 65 milyar dolarlık bölümünü Avrupa’ya sattı. Yirmi yıldır ilk kez, Avrupa 2020-2024 döneminde yüzde 35 ile ABD’nin silah ihracatında en büyük payı aldı. Orta Doğu ise yüzde 33 ile ikinci sıraya geriledi.

Her ne kadar Avrupa, “Avrupa’yı Yeniden Silahlandırma” projesiyle milyarlarca Dolar’ı savunmaya harcıyor olsa da birçok uzman, AB’nin Amerika’ya bağımlılığından kopmasının mümkün olmadığını belirtiyor. ABD, savunma alanında teknolojik ve lojistik üstünlüğe sahip. Avrupa ülkelerinin en gelişmiş silah sistemleri bile Amerikan desteği olmadan işlevsiz hale gelebiliyor. Örneğin Avrupa’nın gelişmiş bir uydu sistemi yok, ABD istihbaratına muhtaç.

Hava savunma sistemleri olan Patriot’lar ABD’nin füzesi olmadan kullanılamıyor. HIMARS füzeleri ABD’nin verdiği GPS koordinatlarına bağlı. ABD, F-35 savaş uçaklarının havalanmasını teknik olarak engelleme kapasitesine sahip.

Trilyon dolar harcayıp aldığınız silahları Amerika izin vermezse kullanamayacaksınız. Ursula von der Leyen’in ilan ettiği “Avrupa’yı Yeniden Silahlandırma” stratejisinin beyhudeliği ortada.

Gerçek güvenlik, barış ve dayanışma ile mümkün

Dünya hızla artan bir askeri harcama sarmalına sürüklenirken, barışın ve diplomatik çözümlerin sesi giderek daha fazla kısılıyor. Oysa silahlanmaya ayrılan her bir dolar; sağlık, eğitim, altyapı ve sosyal refah gibi alanlardan eksiliyor. Avrupa’nın güvenliği, daha fazla silaha değil, daha güçlü diplomasiye ve uluslararası iş birliğine bağlıdır.

Silah öyle bir metadır ki, yenmez, içilmez, yıllarca depolarda durur, modası geçer, eskiler atılır, yerine yenileri konulur, onların da kimseye faydası dokunmaz.

Silahlanmaya ayrılan 1 trilyon dolarla Avrupa her yıl 20 milyon yeni konut inşa edebilir. Sağlık veya eğitim harcamalarının yarısını karşılayabilir.

Silahlanma yarışı, yalnızca çatışmaları derinleştirir ve halkları yeni savaşların eşiğine sürükler. Barışın ve insani çözümlerin yerine silahları koyanlar, nihayetinde yalnızca savaşın kazananlarını yaratır: Silah tüccarları ve savaş ekonomisinin çıkar sahipleri.

Gerçek güvenlik, barış ve dayanışma ile mümkün. Avrupa ve dünya halklarının ihtiyacı olan, daha fazla silah değil, daha fazla diyalog, dayanışma ve adalet temelli bir küresel sistemdir.

 

* ilketv.com.tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar İlke TV’nin kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.