• Ana Sayfa
  • Manşet
  • Af Örgütü: Lübnan’da İsrail ordusunun sivillere ait mülklere yönelik kasıtlı yıkımı ‘savaş suçu olarak soruşturulmalı’

Af Örgütü: Lübnan’da İsrail ordusunun sivillere ait mülklere yönelik kasıtlı yıkımı ‘savaş suçu olarak soruşturulmalı’

Uluslararası Af Örgütü’nün yeni raporu, İsrail ordusunun Lübnan’ın güneyinde evler, camiler, yollar ve tarım arazileri dahil binlerce sivil yapıyı kasten yok ettiğini, bu yıkımların savaş suçları olarak soruşturulması gerektiğini ortaya koydu.

Af Örgütü: Lübnan’da İsrail ordusunun sivillere ait mülklere yönelik kasıtlı yıkımı ‘savaş suçu olarak soruşturulmalı’
  • Yayınlanma: 26 Ağustos 2025 16:27
  • Güncellenme: 26 Ağustos 2025 16:28

Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) yeni raporunda “İsrail ordusunun Lübnan’ın güneyinde sivil mülkleri ve tarım arazilerini kapsamlı ve kasıtlı biçimde yok etmesi savaş suçları olarak soruşturulmalıdır” dedi.

“Geri Dönecek Yer Yok: İsrail’in Güney Lübnan’daki Kapsamlı Yıkımı” başlıklı rapor, İsrail güçlerinin 24 belediyede evler, camiler, mezarlıklar, yollar, parklar ve futbol sahaları dahil sivil yapıları yok etmek için elle yerleştirilmiş patlayıcılar ve buldozerler kullandığını belgeliyor.

Rapor, 1 Ekim 2024’te İsrail’in Lübnan’a kara harekâtının başlamasından 26 Ocak 2025’e kadar olan dönemi inceliyor ve bu süreçte 10 binden fazla yapının ağır hasar gördüğünü veya yıkıldığını ortaya koyuyor. Yıkımın büyük bölümü 27 Kasım 2024’te İsrail ile Hizbullah arasında ateşkes anlaşması yürürlüğe girdikten sonra gerçekleşti.

İsrail ordusu, bölgelerde kontrolü sağladıktan sonra – yani çatışma dışında – bu yıkımları gerçekleştirdi. Bu koşullarda, uluslararası insancıl hukuk (UİH), zorunlu askeri ihtiyaç olmadıkça sivil mülklerin yıkılmasını yasaklıyor. Amnesty International’ın araştırması, birçok durumda İsrail ordusunun sivil yapılara yönelik yıkımlarının zorunlu askeri ihtiyaç olmaksızın ve UİH’yi ihlal ederek yapıldığını gösteriyor.

Amnesty International Araştırma, Savunuculuk, Politika ve Kampanyalar Kıdemli Direktörü Erika Guevara Rosas konuyla ilgili açıklamasında şunları söyledi:

“İsrail ordusunun sivil evleri, mülkleri ve arazileri yok etmesi, Lübnan’ın güneyindeki geniş bölgeleri yaşanmaz hale getirdi ve sayısız hayatı mahvetti. İncelediğimiz kanıtlar, İsrail askerlerinin bölgeden geçerken bilerek bir yıkım izi bıraktığını açıkça gösteriyor. Yok ettikleri topluluklara karşı bu açık umursamazlık dehşet verici. Bu yıkımlar kasıtlı ya da pervasızca gerçekleştirildiyse, savaş suçu olarak soruşturulmalıdır.”

Amnesty International’ın Kriz Kanıt Laboratuvarı, uydu görüntüleri ve 77 doğrulanmış fotoğraf/video dahil görsel kanıtlarla bu yıkımları inceledi. Ayrıca İsrail ordusu ve Hizbullah tarafından yayımlanan resmi açıklamalar, haber raporları ve bölge halkıyla yapılan görüşmeler de analize dahil edildi.

İsrail ordusu bazı yıkımların gelecekteki saldırıları önlemek amacıyla yapıldığını, bazı yapıların Hizbullah tarafından kullanıldığını savundu. Ancak Amnesty International’a göre, gelecekteki saldırıları önlemek için sivil mülklerin geniş çaplı yıkımı zorunlu askeri ihtiyaç kapsamında değerlendirilemez. Bir sivil binanın geçmişte taraflardan biri tarafından kullanılmış olması da onu otomatik olarak askeri hedef haline getirmez.

Amnesty International 27 Haziran 2025’te İsrail makamlarına sorular yöneltti, ancak yayımlanma tarihine kadar yanıt alınmadı.