Ayda yılda bir
Sarkis Güreh 1 Eylül 2024

Ayda yılda bir


Ayda Bir

Ayda bir, Müslüman-Hıristiyan-Yahudi, Rum-Ermeni-Türk-Kürt, Ortodoks-Katolik-Sünni-Alevi, gerçekleşmesini istediğimiz dileklerimiz için Tanrı’ya birlikte yakarırız. İstanbul’un tarihî semtlerinden biri olan Vefa’da konumlanan küçük bir Rum Ortodoks Ayazması’nda. Her ayın birinde.

Geçmişte Hıristiyanlar için kutsal sayılan bazı emanetlere ev sahipliği yaptığı öne sürülen Panayia Vlaherna Meryem Ana Kilisesi ve Ayazması, tarihte bazı efsanelere de konu olmuş. Ayın Biri Kilisesi olarak bilinen ibadethanenin, günümüzdeki popülaritesini gazeteci Ayşe Arman’a borçlu olduğu söylenebilir. Arman’ın kiliseyi ziyaret ettikten sonra bebek beklediğini duyurmasının ardından her dinden ve etnik kökenden insanın ilgisini çekmeye başlamış.

Böyle yerlerde bulunmayı, sırada beklerken etrafı dinlemeyi ve sohbet etmeyi seviyorum. Mesela sırada önümde ve arkamda bekleyen kadınlar Müslüman’dı. Biri işinde yükselmek, terfi etmek istiyordu. Arkamdaki ise kızı için evlilik duasına gelmişti. Bir başkası kızı için ettiği duaların kabul olduğunu söyleyip yanında getirdiği tatlıları kilise avlusundaki herkesle paylaştı. Sırada bekleyen ve İzmirli olduğunu söyleyen bir başka kadın ise Levanten komşularıyla din-inanç farkı gözetmeksizin yaşadıkları güzel zamanları anlatıyordu

Bu gibi mekânlarda birey olarak diğer tüm kimliklerimizi bir anlığına da olsa unutup en doğal halimizle kalıyoruz. Aynı ruh hali, benzer dilekler ve paylaştığımız ortak insanlık değerleriyle sohbet edip, dertleşiyoruz. Sıradayken önünüzdekinin veya arkanızdakinin kimliği debulanıklaşıyor. Başı açık veya kapalı olmasının, boynunda haç takmasının veya çantasında hangi kutsal kitabı taşıdığının bir önemi kalmıyor.

Bu manzara bize çok kültürlü yaşam pratiklerinin toplumlarımızın belleğinde hâlâ yer tuttuğunu gösteriyor. ‘İnanca saygı’ hususunu da aşıp, birbirimizin manevi değerleriyle beslendiğimiz ve yüceldiğimiz ortak bir kültürün taşıyıcıları olduğumuzu hatırlatıyor. Öyle ya, neticede biz de ezan sesi duyduğunda kendi dilinde ve dininde Allah’a şükreden insanların torunlarıyız

Yılda Bir

1 Eylül Dünya Barış Gününü düşünerek Panayia Vlaherna Meryem Ana Kilisesi ve Ayazması üzerinden bir arada yaşama kültürünün basit bir örneğini vermek istedim.

Beş gün sonra ise 67 Eylül 1955 Pogromu’nun yıldönümü. Yılda bir o gece yaşananları hatırlar, kınar ve kurbanları anarız.

O gece 4 bin 214 ev, 1004 işyeri, 73 kilise, bir sinagog, iki manastır, 26 okul ve aralarında fabrika, otel ve bar gibi yerlerin bulunduğu 5 bin 317 mekânın saldırıya uğrağı biliniyor. Yaşanan pogromun tanıklarından olan Ekümenik Patrikhane’nin fotoğrafçısı DimitriosKalumenos, Hıristiyanlığın Çarmıha Gerilişi kitabında o gece 200 kadar kadına tecavüz edildiğini, rahiplerin dövülüp sünnet edildiğini, bir kız çocuğuna cinsel istismarda bulunulduğunu aktarıyor.

O gece saldırıya uğrayan kiliselerden biri de mucizelerin gerçekleştiğine inanıldığı ‘Ayın Biri Kilisesi’ydi. Tahrip edilen kilise daha sonra Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce restore edilmiş…

Nasıl bir gelecek istediğimiz, biraz da tarihe nasıl baktığımızla alakalı. Panayia VlahernaMeryem Ana Kilisesi ve Ayazması, hem büyük bir insanlık trajedisinin hatırlatıcısı, hem de halkların bir aradalığının günümüzdeki canlı örneklerinden biri. Demokratik, adil ve halkaların kardeşçe yaşadığı bir gelecek için geçmişle yüzleşebilir ve ‘Ayın Biri Kilisesi’ gibi ortak insanlık değerlerini öne çıkaran daha fazla kamusal alan ve ortam yaratabiliriz.

* ilketv.com.tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar İlke TV’nin kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.