• Ana Sayfa
  • Ekoloji
  • Balıkesir’de altın madenine karşı eylem: Türkmen Dağı İliç olmasın

Balıkesir’de altın madenine karşı eylem: Türkmen Dağı İliç olmasın

Balıkesir’de altın madenine karşı eylem: Türkmen Dağı İliç olmasın
Balıkesir’de altın madenine karşı eylem: Türkmen Dağı İliç olmasın
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 30 Temmuz 2024 11:22
  • Güncellenme: 30 Temmuz 2024 11:23

Türkmen Dağı Çevre Platformu, Balıkesir’in İvrindi ve Altıeylül ilçelerinde CVK Madencilik tarafından yapılmak istenen altın-bakır madeni ve cevher zenginleştirme/atık depolama tesisine karşı Balıkesir’de Ali Hikmet Paşa Meydanı’nda bir eylem düzenledi. Eylemde en az 16 köyü etkileyeceği belirtilen projeye karşı açtıkları davaların devam ettiği ancak yasadışı olarak henüz dava sürecinde şirketin köylerde faaliyete geçtiği ifade edildi.

Basın açıklaması yapan eylemciler, altın madeni projesinin bölgelerine vereceği zararları ve yaşam alanlarını yok edeceğini anlattı. Eylemciler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Sırtımızda yumurta küfesi var” ifadesine referansla “Bizim de sırtımızda küfelerimiz var, ancak içinde isyanımızı, öfkemizi, kararlılığımızı simgeleyen imzalı dilekçelerimiz var. Dilekçelerimizi Balıkesir Valiliği’ne küfeler içinde taşıyarak teslim edeceğiz ve şirketin çalışmasının durdurulmasını ve çalışma ve işletme ruhsatlarının iptalini bir kez daha talep edeceğiz” dedi. 

 

Boyunlarına altın yerine yetiştirdikleri sebzeleri takan eylemciler “Türkmen Dağı İliç olmasın, Valilik, sesimizi duy, ruhsatı yok et” dedi.

Basın açıklamasından öne çıkan bir bölüm şöyle:

Proje kapsamında 2 adet açık ocak, dört adet yer altı galerisi, kırma eleme tesisi, zenginleştirme tesisi, atık barajı, pasa depolama alanları, bitkisel depolama alanları bulunmaktadır.

Açık ocaklardan büyük olanı, Sarıalan köyünün hemen 250 metre yakınında, diğeri de Dallımandıra göletinin üstündedir. Yer altı galerileri ise, Çamköy’ün altında, Gökçeyazı, Sofular ve Sarıalan köylerinin çok yakınlarındadır.

Madende her gün patlatma ve susuzlaştırma yapılacaktır. Patlatmalar başlamıştır.

Zenginleştirme işlemi sırasında siyanür, tuz ruhu, kostik başta olmak üzere 23 çeşit kimyasal kullanılacaktır.

Siyanürlü, kimyasallı atıklar, Gökçeyazı köyünün hemen yakınında yapımına başlanan devasa atık barajında depolanacaktır.
Proje, büyük bir deprem oluşturması beklenen Gökçeyazı fay hattına çok yakındır.

ÇED alanı içinde ve çevresinde Çamköy, Sarıalan ve Gökçeyazı köylülerinin tarlaları, meraları ve çam fıstıklıkları vardır.

ÇED alanına 3 km’den az mesafede zeytinlikler vardır. Proje Zeytincilik Kanunu’na da aykırıdır.

Projenin 40 metre olan sağlık bandı oldukça yetersizdir. Üstelik bu mesafe, açık ocak yakınlarında 5 m’ye kadar düşürülmektedir.

ÇED alanı içinde İş Yeri Açma ve Çalışma Yönetmeliği’ne aykırı bir şekilde, Çamköy’e ve Sarıalan köyüne ait evler, yerleşim yerleri bulunmaktadır.

Çeşmeler, dereler, sulama kanalları proje alanında kalmaktadır.

Ülkemizde 22 adet altın madeni projesi bulunmaktadır. Hiçbir kamu yararı olmayan, Kazdağları’nda, Fatsa’da, Bergama’da, Kışladağ’da, Madra Dağı’nda, ülkenin her yanında yer alan bu projeler yeraltı ve yerüstü sularımızı, havamızı, toprağımızı zehirlemektedir. Bölgemizde ayrıca çok sayıda arama ve işletme projeleri de devam etmekte, her gün yeni maden alanları ihale edilmektedir. Şirketlere tanınan imtiyazlar, muafiyetler ve teşviklerle ülkemiz iktidar tarafından madenciler için dikensiz gül bahçesi haline getirilmiştir. Çokuluslu şirketler ve yerli iş birlikçisi maden şirketleri iktidarın koruma ve kollaması ile ülkemizde cirit atmaktadır.

Yerli olduğunu iddia eden CVK Madencilik geçtiğimiz günlerde Hollandalı bir şirket olan Virtus Mining ile evlilik yapmıştır. CVK Madencilik ayrıca, Çanakkale’de bulunan ve çokuluslu Pilot Investment ve Teck Madencilik’a ait “TV Tower Projesi” için de yüzde yüz yabancı sermayeli olan Orta Truva Madencilik ile anlaşma yapmıştır. Ayrıca İngiliz-Amerikan kredi kurumlarından da fon sağladığını duyurmuştur. Şirkete verilen teşvik belgesi sürekli güncellenmektedir. 12 Temmuz 2024’de yapılan duyuru ile şirketin yatırım teşvik belgesi yenilenerek şirkete iktidar tarafından ilave destekler verilmiştir. Bizlerden, halkın vergilerinden sağlanan gelirler, şirketlere teşvik, destek olarak aktarılmaktadır.

Gökçeyazı ovamızda yeni yapılan sulama kanalları ile dört mevsim tarım yapılabilmektedir. Coğrafi işaret almış olan İvrindi kuzusu bölgemizde yetiştirilmekte, bölgemizin sütü ve peyniri için ülkemizin her yanından talep gelmektedir. Bizim, yerin üstündeki altınlarımız olan sebzelerimiz, meyvelerimiz, tahıllarımız, ormandan sağladığımız mantarlarımız, kekiklerimiz, kızılcıklarımız, yetiştirdiğimiz hayvanlarımızdan el ettiğimiz ürünlerimiz bize yetmektedir. Bizim siyanürlü, kirli, kanlı altın madenine ihtiyacımız yoktur.

Altın madenciliği sonucunda, hem çevre, hem de insan sağlığını bozulmaktadır. Altın madenciliği, zaten su fakiri olan ülkemizde susuzluğa, kuraklığa, iklim değişikliğinin daha da artmasına yol açmaktadır. Karı şirketlere, zararı, riski ise yoksul halka olmaktadır. Bizler, ölmek, hastalanmak, yoksullaşmak, köylerimizi terk etmek istemiyoruz. Bizler İliç gibi olmak istemiyoruz. Köylerimizi terk etmek, tarım alanlarımızı, ormanlarımızı, su varlıklarımızı kaybetmek istemiyoruz.
Şirketin mücadeleyi bölmek amacıyla itibar sarsıcı söylem, iftira ve faaliyetleri ve hiçbir baskı ve yıldırma politikaları bizleri yıldıramayacaktır. Mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.

Anayasa’nın 56. maddesinden aldığımız hakla, yaşam alanlarımızı ve geçimlik kaynaklarımızı koruyacağız.