Tarihin tekerinin hipersonik hızla döndüğü bir döneme denk geldik. Hız artık herşey demek. Bilgiye hızla erişmek, onu hızla değerlendirmek ve hızla gereğini yerine getirmek doğal seleksiyon koşullarında hayatta kalabilmenin tek koşulu. Yaklaşık bir yıldır insan mezbahasına döndürülen Gazze’deki dramın etkisinde açıklayalım:
Ateşin ve tekerleğin faydalanılabir bir meta olduğunun insanlık tarafından keşfedildiği uzak geçmişe gitmeden örneklersek, barutun sevk ettiği
mermi ya da top güllesinin hızıyla yarattığı etkinin, kol gücüyle sevkedilen ok ve mızrağın yarattığı etkiyle kıyaslandığında hangisinin sonuç alıcı olduğu tartışma götürmez.
Mısır firavunlarıyla Napolyon’un ordularını sevk ederken kullandığı teknoloji aynıydı: at, manda, fil arabaları ya da rüzgar ve insan gücünden faydalandıkları yelkenliler… Aydınlanma dönemi ve merkantilist dönemde bilimi sermaye ile buluşturup endüstriyi kuran insanlık; buhara boyun eğdirip emrine amade kılınca buharlı gemileri, lokomotifleri ve nihayetinde akaryakıtlı motorlarla otomobilleri üretti ve elektriği, elektroniği ve interneti hayata dahil ederek, hız ile hayatta kalma ve hayatın neresinde olunacağına dair kopmaz ilişkiyi ortaya koydu. Burada sözü edilen hızın sadece bir kütlenin bir yerden bir yere sevkiyle ilgili olmayıp görsel ve işitsel bilginin de sevki olduğu izahtan varestedir.
Eskiden hız ölçütü olarak ses hızı limit kabul edilir; bu hızı aşan hava araçlarına süpersonik araçlar denirdi. Ulaşımda ve savaşta bu hızı aşanlar büyük avantaj sağlarlardı ama artık süpersoniğin yavaşlığı ifade ettiği hipersonik hızların emre amade kılındığı dönemlere girdik.
Teknolojinin her yönüyle hayata dahil olduğu günlerde söz ağızdan çıktığı, düşünce yazıya döküldüğünden itibaren yaşanmakta olana karşı eskimeye başlıyor. O yüzden yazılanı, söyleneni, filmin bir karesinde görülenin ifadesi olarak görüp filmin tümünden koparmadan, akışın içinden değerlendirmek en doğru olanı. Tabii ki burada asıl ustalık, filmin nereye sarıyor olduğunun doğru öngörülmesidir ki bu da doğru bilgi ve saplantıların esiri olmayan temiz bir vicdanın rehberliği ile mümkün.
Teknolojinin hayat serüvenimizde yarattığı bu değişikliklerin bilgisini aktarmaktaki maksadım; yayın hayatımıza yeni giren ilketv.com.tr‘de, bölgemizde ve dünyada olup bitenleri, vicdanımın süzgecinden geçirip, sürecin hızlılığıyla yarışamayacak ama filmin nereye aktığının farkında olarak ve de çok da yüz eskitmeden sizlerle paylaşacağımı ifade etmek içindi.
Ayda iki ya da üç yazıyla bana katlanacak olmanızdan dolayı şimdiden her bir okuyucuma tahammül diler, görüşlerimi paylaşma imkanı verdikleri için site yöneticilerine şükranlarımı arz ederim. Faydalı olmak ümidiyle.