TEK GIDA-İŞ sendikasına üye oldukları gerekçesiyle işten çıkarılan Polonez fabrikası işçilerinin iki ayı aşkın süredir eylemleri devam ediyor. Fabrika önündeki eylem alanlarına geri dönmek için bu kez Çatalca Kaymakamlığı önünde eyleme başlayan işçiler anayasal haklarının uygulanmasını istedi. Kaymakamlık önünde 24 saat nöbet tutan işçilere bu sabah Çatalca Müftüsü Ahmet Mehmetalioğlu müdahale etti.
İşçilerin gürültü yaptığını belirten ve “Böyle hak aranmaz” diyen müftü işçilerle tartıştı, olanı biteni görüntülemeye çalışan bir işçiyi de “Benden izin almadan çekemezsin” diye engelledi.
Konuyla ilgili ANKA Haber Ajansı’na açıklama yapan TEK GIDA-İŞ örgütlenme uzmanı Yunus Durdu, şunları söyledi:
“Polenez işçileri olarak bizler bir şey istiyoruz. Bizler yasal direniş hakkımızın olduğu alana geri dönmek istiyoruz. Ve Anayasa’nın 90. maddesi ve yasalardan doğan hakkımızı bize uygulanmasını istiyoruz. Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Bugün sabah bir olay oldu. Çatalca Müftüsü buraya geldi. Bize ‘hastalar var’. Yok ‘insanlar rahatsız oluyor’. Oysa ses kısık olduğu halde, ben kendisine bu konunun emniyet güçlerine bildirmelerini gerektiğini istirham ettim… Ondan sonra arkadaşlarımıza yok onu yapamazsınız, sizin burada yaptığınız doğru değil diye. Sanki kolluk kuvveti. Bizim burada talebimizi herkesin net bilmesi gerekiyor. Biz bir ekmek mücadelesi veriyoruz.”
‘Müftünün tavrını kınıyoruz’
“Müftünün şöyle bir şey söylemesini isterdim. Ebu Zer diyor ya; ‘Akşam aç yatıp da sabah kılıcına davranmayanın imanından şüphe ederim’ diye. Bizler hakkımız olan, ekmeğimiz için bir mücadele veriyoruz. Çocuklarımızın geleceği için mücadele veriyoruz. Keşke Çatalca Müftümüz de ‘Bu işçiler haklıdır’. Çünkü devletin bakanlığı bizi haklı bulmuş. Devlet haklı bulmuş. Ve maalesef patrona söz geçiremiyorlar. Biz ona söz geçirilmesi için baskı yaparken Çatalca Müftüsü’nün bu tavrını esefle kınıyoruz. Çatalca Müftüsü’nün işçilerden özür dilemesini ve işçilerin yanında olmasını talep ediyorum. Çatalca Müftüsü’nün bunu yapması abesle iştigaldir ve kendisine hiç yakışmamıştır.”