• Ana Sayfa
  • Manşet
  • DEM Parti Eş Genel Başkanları’ndan bütçe görüşmelerinde Ortadoğu’da barış vurgusu

DEM Parti Eş Genel Başkanları’ndan bütçe görüşmelerinde Ortadoğu’da barış vurgusu

DEM Parti Eş Genel Başkanları Hatimoğulları ve Bakırhan, Suriye’deki gelişmelere dikkat çekerek Türkiye destekli SMO’nun saldırılarının durdurulması, barış ve demokratik çözüm çağrısı yaptı.

DEM Parti Eş Genel Başkanları’ndan bütçe görüşmelerinde Ortadoğu’da barış vurgusu
DEM Parti Eş Genel Başkanları’ndan bütçe görüşmelerinde Ortadoğu’da barış vurgusu
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 9 Aralık 2024 21:49

TBMM Genel Kurulu’nda, 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin görüşmeleri başladı.

Bütçe görüşmeleri, belirlenen takvime göre 12 gün sürecek. Genel Kurul, Cumartesi ve Pazar günleri de dahil olmak üzere aralıksız olarak toplanacak ve gündemindeki maddeleri tamamlayana kadar çalışmalarına devam edecek. Görüşmelere ilk gününde, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlık ediyor.

Bütçe görüşmelerinde DEM Parti adına Eş Genel Başkanlar Tülay Hatimoğulları Oruç ve Tuncer Bakırhan konuşma yaptı.

DEM Parti adına ilk sözü alan Tülay Hatımoğulları Oruç, “Düşüncelerinden, siyasi çalışmalarından, özgür kalemlerini kullandıklarından dolayı hapishanede bulunan değerli arkadaşlarımıza, bu ülkenin aydınlık yüzü olani çektiği acılara rağmen barış demekten bir adım bile geri durmayan barış annelerine, her gün şiddete maruz kalan ama herşeye rağmen hakları için mücadele etmekten geri durmayan kadınlara selam olsun!” dedi.

Çatışmaların durması gerektiğini belirten Tuncer Bakırhan ise, “AKP iktidarını Suriye’ye dönük barış ve çözüm politikasını yürütmeye ve Kuzey ve Doğu Suriye yönetimi ile diyalog içerisine girmeye çağırıyoruz” dedi.

‘Açız, yoksuluz’ diyen insanı hapishaneye koyma başladılar’

Hatimoğulları, “Kapitalizmin neoliberal politikalarını en iyi uygulayan AKP olmuştur. Türkiye’yi küresel sermayenin ihtiyaçlarına göre dizayn etti ve yurttaşını adeta aslanın ağzına attı. Bundan dolayı da emperyalist güçler AKP’ye madalya takmalıdır” diyerek şunu ekledi:

“Türkiye’de en fazla özelleştirmeyi yapan, en fazla kamuya ait malları satan bu iktidarın ta kendisidir. Sonra çıkıp biz yerliyiz, milliyiz gibi yalanları ortaya atıyorlar. Erdoğan ‘ben bu ülkeyi şirket gibi yöneteceğim’ dedi, gerçekten şirket gibi yönetti ama şirketi de batırdı. İflasın üstünü örtmek için ‘açız, yoksuluz’ diyen insana terörist yaftası yapıştırdılar ve hapishaneye koymaya başladılar.”

Hatimoğulları’nın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

‘İktidarın eğittikleri Türkiye yurttaşlarının katili oldu’

“Emperyalist güçlerin müdahaleleri sonucunda uzunca bir zamandır Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da devam eden çatışmalar doğrudan Türkiye’yi de bizim evimizi de kapımızı da etkilemektedir. Suriye’deki bu gelişmelerin içinde İran’ın da olduğu daha büyük bir savaş ortamının ve koşullarının altının çizildiğini belirtmek isterim.

Emperyalist güçlerin imalatı olan El-Kaide, El-Nusra ve daha sonra El-Nusra’nın Suriye’deki uzantıları olan IŞİD ve HTŞ uzantıları dahil olmak üzere çok sayıda irili ufaklı örgütlerin türediğini iyi biliyoruz. Türkiye’deki iktidarın imalatı olan daha önce Özgür Suriye Ordusu olarak ismini bildiğimiz, daha sonra da Suriye Milli Ordusu olarak ismi değişen;Türkiye’de eğitilip donatılan bu çete örgütü şu anda yine Suriye’de faaliyet yürütmektedir. Suriye Milli Ordusu, Kuzeydoğu Suriye’deki Kürtlere ve Suriye halkalarına karşı kullanılmaktadır.

‘Kürt halkı mı komşumuz olsun, IŞİD mi olsun?’

Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşayan Kürtler, demokratik, farklı halklarla ortak yaşam kültürünü benimsemiş; kadın özgürlükçü bir anlayışa sahiptir. Biz bu kürsüden defalarca söyledik, ‘Kürt halkı mı komşumuz olsun, bu özelliklere hayiz olan Kürt halkı mı komşumuz olsun; IŞİD ve türevi örgütler mi komşumuz olsun?’ Kamuoyunda Rojava diye bilinen Kuzey ve Doğu Suriye… Oradaki topraklarda yaşayan insanları bu kürsüye çıkanlar biraz önce öyle bir anlattı ki sanki orada yurttaş yok, sivil yok, herkes eli silahlı beklemekte. Milyonlarca insanın yaşadığı koca kentlerden bahsediyoruz. Ankara’nın göbeğinde siz nasıl çocuklarınızı okula yolluyor, hastaneye gidiyorsanız, işe gidiyorsanız her sabah orada da işte böylesine sivil insanlar yaşıyor.

‘Silahlar derhal susmalıdır’

Suriye ile ilgili tavrımız çok nettir. Çetelerin kimi bölgelerde hala devam eden müdahaleleri son bulmalı, silahlar derhal susmalıdır. Suriye’nin kaderini, Suriye halkları demokratik, barışçıl bir zeminde belirlemeli ve orada demokratik bir anayasa yapım sürecine katkı verilmelidir. Dış müdahaleler derhal bitmelidir.

‘Minbiç günlerdir bombalanıyor’

Bugün elimize ulaşan haberlere göre Ayn İsa’da 12 sivil çoğu çocuk ve kadından oluşan 12 sivil TSK güçlerinin Sİ-HA larıyla katledildi. Minbiç, Minbiç günlerdir bombalanıyor ve orada sivillerin oturduğu yerler bombalanıyor. Türkiye’de iç barış diyeceğiz, barış diyeceğiz ama Minbiç’i, Ayn-İsa’yı, Tel-Rıfat’ı vuracağız. Buradan çağrımızdır. TSK orada gerçekleştirdiği bu saldırılara son vermelidir. Kürtlerin statüleri mutlaka ama mutlaka tanınmalıdır. Oradaki Kürt kardeşlerimizle beraber ortak yaşamın yollarını bulmalıyız, bunun için de bu parlamento çalışmalıdır.

‘Savaşa 3 trilyon dolar para harcanmış’

Yeryüzü ve özellikle coğrafyamız savaştan, kandan çok yoruldu. Bugün bütçeyi konuşurken savaşın ve çatışmaların, özel harp politikalarının maliyetlerini de konuşmalıyız. 40 yılı aşkın devam eden savaş ve çatışmalarda sadece Kürt sorunu odaklı olan harcamalara baktığımızda 3 trilyon dolardan daha fazla para harcanmış. Mermiye, tanka, topa, İHA’lara, SİHA’lara harcanmış. Bu kadar büyük bütçenin halklar için, işçiler, emekçiler için kullanıldığını düşündüğümüzde inanın Konya’daki, Trabzon’daki Türk işçi kardeşimizin de karnı doyacaktır.”

Bakırhan: Bütçeyi savaş baronlarına aktarıyorsunuz

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, 2025 yılı bütçesini eleştirerek hükümetin kaynakları savaş harcamalarına ve faize aktardığını söyledi. Bakırhan, bütçedeki çarpıklıklara dikkat çektiği konuşmasında, sosyal yardımlar için ayrılan payın 651 milyar TL olduğunu, buna karşın yalnızca faize ayrılan bütçenin 1 trilyon 950 milyar TL olduğunu vurguladı. Bakırhan, “Bu bütçe, yoksulun, işçinin, kadının, emekçinin, memurun bütçesi diyemezsiniz” dedi.

Bütçede yer alan 12 trilyon 800 milyar TL’lik gelir beklentisinin büyük çoğunluğunun yoksul halktan toplandığını ifade eden Bakırhan, bu paranın üç kesime aktarıldığını belirtti: Faize 1 trilyon 950 milyar TL, savaş ve güvenlik harcamalarına 1 trilyon 608 milyar TL, teşvikler ve vergi muafiyetleriyle sermayeye ise 3 trilyon TL. Bakırhan, “Halkın bahçesinden toplanan 12 elmanın 6 buçuğu faiz lobilerine, zenginlere, savaş baronlarına aktarılıyor. Geriye kalan 5 buçuk elmayı 85 milyon insan paylaşsın diyorsunuz” şeklinde konuştu.

 ‘KÜRTLERE HISIMLIK, KAZANDIRIR’

Bakırhan, konuşmasında Kürt sorununa da değindi. Türkiye’nin sınırları dışında yaşayan Kürtlerle diyalog kurulmasının, Türkiye’ye büyük kazançlar sağlayacağını belirterek, “Kürtlerle hasımlık değil, hısımlık kazandırır. Türkiye’nin sınırları dışındaki Kürtler, Türkiye için bir tehdit değil, bir barış imkanıdır” dedi.

Suriye’deki gelişmelere de değinen Bakırhan, şunları kaydetti:

“Suriye’de siyasal denklemin yeniden kurulacağı bir süreçte Kürtlerle diyalog emin olun Türkiye’ye de büyük kazandırır. Türkiye, izleyeceği barışçıl politikalarla Ortadoğu’da örnek olabilir. Türkiye’nin sınırları dışındaki Kürtler Türkiye için bir tehdit değil bir barış imkanıdır. Bunu Türkiye Cumhuriyeti Devletinin değerlendirmesi gerekir. İnkâr ve dışlama bir siyaset olamaz, olmamalıdır. Ortadoğu’da barışın sağlanması adına bölgesel bir ittifak, sosyal, ekonomik ve kültürel etkileşim şarttır. Bu konuda iktidarın atacağı adımlara her türlü desteği vermeye hazırız.

Kürt sorununun barışçıl demokratik bir şekilde çözümünden yana mısınız? Değil misiniz? Bunu gerçekten Türkiye hakları merak ediyor.”