DEM Parti Milletvekili ve eş genel başkan yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki ve DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli İlke TV’de Denizcan Abay’ın sunduğu “Haber Zamanı” programına katılarak gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nın ardından toplanan kongreye değinen Tiryaki, sürecin Ortadoğu halkları için tarihi bir dönüm noktası olduğunu söyledi.
‘Asrın Çağrısı amacına ulaşma yolunda’
Tiryaki, kongreyle birlikte çağrının bir adım öteye taşındığını belirterek, “Gerçekten Ortadoğu’da yaşayan her halk, her ulus, her topluluk için tarihi önemde olan Asrın Çağrısı’nın amacına ulaşması yolunda önemli bir eşik aşıldı” dedi.
‘Güvenlik adımı önemli bir gelişme’
Kongrenin toplanabilmesi için daha önce ciddi güvenlik tartışmaları yaşandığını hatırlatan Tiryaki, “Çatışmaların ortasında bu kongrenin yapılmasının zor olduğu söyleniyordu. Anlaşılıyor ki güvenlik konusunda da bir adım atılmış. Devletin de üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini söylemek önemli ve değerli” diye konuştu.
‘Tarihi bir eşik geçildi’
Kongrenin toplanmasının her şeyin bittiği anlamına gelmediğini vurgulayan Tiryaki, yine de 27 Şubat’tan bu yana yaşananlar içinde en kritik gelişme olduğunu dile getirdi. Alınan kararların henüz açıklanmadığını ancak kısa süre içinde kamuoyuna duyurulacağını belirten Tiryaki, “Bu gelişme, geleceğe daha güvenle bakmamıza olanak sağlıyor” ifadelerini kullandı.
‘Barışa dair tarihi bir sorumluluğumuz var’
Programda konuşmasının son bölümünde toplumsal sorumluluğa dikkat çeken Tiryaki, “Bu topraklara barış gelmesi, çatışmanın ve silahın coğrafyamızdan uzaklaşması için her birimiz çok daha tarihi bir sorumlulukla karşı karşıyayız. Biz parti olarak üzerimize düşeni yapacağız” dedi.
Tiryaki, barışın filizlendiğine inandıklarını ancak onun yaşam bulması için çabalarını sürdüreceklerini sözlerine ekledi.
Sezai Temelli: Silahlar bırakıldıktan sonra demokrasi mücadelesi büyüyecek
DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısının ardından toplanan kongrenin önemli bir dönüm noktası olduğunu belirterek, “Yeni bir Türkiye ancak demokratikleşmeyle mümkün olabilir” dedi.
PKK’den gelen açıklamalarda “Önderimizin açıklamasının arkasındayız ve gereğini yapacağız” denildiğini hatırlatan Temelli, şöyle devam etti:
“Altını çizdikleri nokta şuydu: Büyük bir demokratik dönüşüme vurgu yapılıyordu. Evet, yeni bir Türkiye ve yeni bir Ortadoğu, demokratikleşmeyle mümkün olacak. Dolayısıyla bu büyük demokratik dönüşümün gereklerinin yerine getirilmesine dair bir dönem başlıyor. Eğer siyaset eliyle başarılabilirse, o zaman gerçekten yeni bir Türkiye’den söz edebiliriz. Özellikle bu çağrı önemli; bu kongre kararı da öyle. Ancak bundan sonra atılacak adımlar da en az kongre kararları kadar kritik olacak. Türkiye’nin tam anlamıyla hukuk devleti olması, evrensel hukuk normlarına kavuşması ve her alanda demokratikleşmesi çok önemli.”
DEM Parti’nin süreçteki sorumluluğu
DEM Parti’nin sürece yönelik sorumluluğunu dair konuşan Temelli, partisinin kuruluşundan bu yana en temel misyonunun Kürt meselesinin demokratik zeminde çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi olduğunu ifade etti.
Temelli, “Biz her zaman çok net şekilde şunu söyledik: Kürt meselesi çözüme kavuşmadan Türkiye’nin demokratikleşmesi mümkün değil. Kürt meselesinin çözüme kavuşmasının birinci adımı barıştır ve ondan sonra da Türkiye’nin demokratikleşmesidir.” dedi.
‘Süreçten önemli dersler çıkarıp ilerlemek gerek’
27 Şubat çağrısının “Barış ve Demokratik Toplum” başlığıyla yapıldığını hatırlatan Temelli, şunları ekledi:
“Demokratik bir toplumun inşası, her şeyden önce ‘demokrasi’ dediğimiz meseleyi sahici bir zemine oturtan bir meseledir. Yani sadece belli şekil şartlarıyla ya da belli kurumlardaki dönüşümlerle değil, topyekun bir demokratikleşme süreci başlayacak.
Bugün evet, silahların bırakılması büyük bir heyecanla bekleniyor ama silahlar bırakıldıktan sonra aslında demokrasi mücadelesi büyüyecek. Kürt meselesi hem demokratik zeminde çözüme kavuşacak ama Kürt meselesi demokratik zeminde çözüme kavuştuğu andan itibaren de Türkiye’deki hem siyasette hem ekonomide hem toplumsal yaşamda birçok meselenin de bu anlamıyla bir değişim, dönüşüm geçireceği önemli. Neden önemli?
Eğer bu ‘birleşik kaplar hikâyesi’ deriz ya her zaman, bu böyle gerçekleştiği sürece birbirini besler. Yani bugün silahların bırakılması evet, kritik bir aşama. Ama neden silahlar vardı? Neden silahlar şimdi bırakıldı? Bütün bu süreci doğru bir tarihsel zeminde okumak ve bundan sonra bu süreçten önemli dersler çıkarıp, bu deneyimlerden önemli dersler çıkartıp bu yolda ilerlemek gerek.”