Sivil toplum karar alıcılar ve çatışmanın tarafları olan üst seviye aktörlerle çatışmadan etkilenen taban seviyesindeki aktörler arasında köprü görevi gören orta seviye aktörlerden önemli bir grup. Yereldeki talepleri ve ihtiyaçları karar alıcılara yönelterek, politika önerileri sunarak itici güç olma potansiyeli güçlü bir kesim. Kürt meselesi özelinde ise hak temelli sivil toplum örgütleri on yıllardır hak ihlallerini izleme, kaydetme ve raporlama; farkındalık, bilgilendirme ve savunuculuk faaliyetleri yürütülme ve psiko-sosyal destek, hukuki destek gibi alanlarda hizmet verme gibi önemli çalışmalar yürütüyor.
Söz konusu barış inşası olunca sürekli bir dünya deneyimleri örneklerine bakma ihtiyacı hissediyoruz, sivil toplumun bu alanda da yaptığı pek çok çalışma mevcut. O meşhur dünya deneyimlerine baktığımızda barış inşası için bir araya gelen ve ortak sesle barış mücadelesi veren sivil toplum örgütleri dikkatimizi çekiyor.
Benim de gönüllüsü olduğum OFF University, düzenlendiği eleştirel barış çalışmaları faaliyetlerinde, Türkiye’de hak temelli sivil toplumun bir araya gelme ihtiyacının ön plana çıktığı görünce Temmuz 2024’de bir çağrıda bulundu. Barış ve kesişimsel alanlarda çalışan sivil toplum örgütlerine yapılan bir araya gelerek bir barış ağı kurma çağrısından sonra bir kaç kapalı online toplantı yapıldı. Henüz barışa dair hiçbir emarenin olmadığı süreçte “ortada barış falan yok ne ağı” diyenler de oldu, “barışı gündemleştirmek için bir araya gelmemiz çok iyi olacak” diyen kurumlar da. Ekim ayında başlayan yeni süreçle birlikte sivil toplumun bir araya gelme kararının zamanlamasının da ne kadar iyi denk gelmiş olduğu anlaşılmış oldu.
11-12 Ocak 2025’de Diyarbakır’da yapılan kapalı bir çalıştayda bir araya gelen İstanbul, Ankara, Diyarbakır ve Berlin merkezli 15 sivil toplum örgütü birlikte Eleştirel Barış Ağı’nı kurdular. Eleştirellik önemli, zira 2013-2015 Çözüm Sürecinde sürekli söylenen sürecin pamuk ipliğine bağlı olduğu için eleştirilmemesi gerektiği tezi, masa üst seviye aktörler tarafından devrilince boşa çıktı. Barış Ağı bileşenleri sivil toplumun barış inşasında aktif bir aktör olarak rol alması için eleştirel olması gerektiği ve bu eleştirelliğin yerelden barış inşası için çok önemli olduğu konusunda hem fikir. Barış sürecinin sadece karar alıcıların iki dudağının arasına sıkışıp kalmaması ve topluma biçilen “bekle ve gör” pozisyonundan çıkılarak proaktif bir şekilde rol alınması, yani yerelden barış inşası için çatışmadan etkilenen her kesimin kendi sözü ve talebi ile var olabilmesi için sivil toplumda itici güç olmayı hedefliyor.
Eleştirel Barış Ağı’nın kurucu üyesi olan 15 sivil toplum örgütü barış ve onunla kesişimsel alanlarda çalışmalar yürüten insan hakları, eğitim, kadın, çocuk, LGBTİ+, azınlık, hafıza, kültürel miras vb alanlarda çalışmalar yürüten kurumlardan oluşuyor. Yani kapsayıcı ve toplumsal barışı önceliklendiren bir grup.
Ağ bileşenleri alfabetik olarak şöyle:
Barış için Akademisyenler Almanya Derneği (BAK Almanya)
Barış için Kültürel Araştırmalar Derneği (bakad)
Bilim Sanat Eğitim Araştırma ve Dayanışma Derneği (BİRARADA)
Dayanışmanın Kadın Hali Derneği (DAKAHDER)
DEMOS Araştırma Kolektifi
Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği (DKVD)
Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü (DİSA)
Hakikat Adalet ve Hafıza Çalışmaları Derneği (Hafıza Merkezi)
İnsan Hakları Derneği (İHD)
Kadın Zamanı Derneği
OFF University
Rengarenk Umutlar Derneği
Roman Hafıza Çalışmaları Derneği (Romanii Godi)
Rosa Kadın Derneği
Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV)
Mecliste kurulan komisyonun fikrine başvurmak için sivil toplum örgütlerini davet edeceği bir denklemde farklı alanlarda hak temelli çalışmalar yürüten ve barış inşası sürecine dair çok kıymetli bilgi ve birikimleri bulunan bu kurumların barış perspektiflerinin dinlenmesi ve önerilerine kulak verilmesi kıymetli.
Eleştirel Barış Ağı, 9 Ağustos’da yani bu cumartesi Diyarbakır’da 50 sivil toplum örgütü ile biraraya gelerek barış sürecini konuşacağı “Amed Barış Çalıştayı” düzenliyor. Barış ve kesişimsel alanlarda çalışmalar yürüten ve “farklı mahalleler” olarak adlandırılan sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin biraraya geleceği çalıştayda önemli konular tartışılacak. Diyarbakır’da bulunan kurumlar birlikte güncel barış sürecini değerlendirecek, sivil toplumun tanıklığında geçmişi hatırlayacak, sivil toplumun barış sürecinde nasıl rol alacağını tartışacak ve meclis komisyonuna sunmak üzere yol haritası için öneriler oluşturacak.
Çatışmanın tarafları arasındaki müzakereler, silahların bırakılması süreci, meclis komisyonunun çalışmaları ve AKP, MHP ve DEM Parti’nin halkı barışa ikna etme buluşmaları devam ederken sivil toplum da eş zamanlı olarak çalışmalar yürütüyor ve kolektif yol haritaları sunmak için hazırlanıyor.
Eleştirel Barış Ağı, Diyarbakır’dan sonra Ankara ve İstanbul’da da farklı kesimleri temsil eden ve farklı alanlarda hak temelli çalışmalar yürüten sivil toplum örgütlerinin davet edildiği barış çalıştayları düzenlemeye devam edecek ve her birinden çıkan değerlendirmeleri ve önerileri kamuoyuna ve “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu”na sunacak.
Bu çalışmalarla farklı kesimleri temsil eden sivil toplum örgütleri bir araya gelebilirse ve kolektif, eleştirel, kapsayıcı ve demokratik bir toplumsal barış tahayyülü için tartışabilecekleri bir zemin sağlanabilirse ne mutlu bize ve sivil topluma!