Abdullah Öcalan, 19 Haziran 2025 tarihli ve videolu olarak yayınlanan mesajında PKK’ye silah bırakma çağrısında bulundu. “Demokratik Toplum Manifestosu” başlığı altında 50 yıllık mücadelenin yeni bir aşamaya evrildiğini ifade eden Öcalan, artık silahlı mücadele döneminin sona erdiğini, bunun yerini demokratik siyaset ve hukukun alması gerektiğini belirtti. “Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım” ifadesini kullanan Öcalan, çağrının Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kurulması planlanan komisyonlar eliyle somutlaştırılmasını istedi.
Öcalan açıklamasında, “Varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir. Varlık tanınmış, dolayısıyla ana amaç gerçekleşmiştir” diyerek örgütün tarihsel misyonunu tamamladığını dile getirdi. Silah bırakmanın bir yenilgi değil, siyasi bir evrime işaret ettiğini savundu.
‘93’ten beri geliştirdiği paradigma nihai halini aldı’
Eyüp Burç, Öcalan’ın 1980’lerden itibaren geliştirdiği düşünsel zeminin bugün daha açık bir teorik form kazanmış durumda olduğunu belirtti. 1997’de Öcalan’la yaptığı uzun görüşmeleri hatırlatan Burç, Öcalan’ın o dönemden itibaren Türk-Kürt ittifakına dayalı demokratik bir paradigma geliştirme arayışında olduğunu vurguladı:
“1997’de Şam’da Öcalan’ın Mihri Belli ile yaptığı görüşmede bu paradigma ilk kez sistematik biçimde tartışılmıştı. 1993’ten bu yana ise bu fikri geliştirmeye devam etti.
Türkiye siyasetinin önemli isimlerinden Mihribelli ile Abdullah Öcalan’ın buluşmasının programını ben hazırlamıştım. Bu buluşmayı, konuşmayı ve tartışmayı “Büyük Buluşma” adıyla programlaştırdık. Daha sonra bu içerik kitap olarak da yayımlandı; adı “Büyük Dönüşüm”dü.
Mihribelli ve Abdullah Öcalan’ın buluşması kitaplaştı. O programları ben hazırladım. Sürecin içinde hem gazeteci hem televizyoncu olarak yer aldım. 1997’de yaptığımız bu programda, yani bu buluşmada da dile getirilen şey; Türk ve Kürt halklarının birlikteliği, tarihsel kardeşliği üzerinden yeni bir paradigma çabasıydı.
Bu, paradigmanın ilk taslak haliydi diyebilirim. Mihribelli ile yaptığı bu görüşme ve tartışma, Öcalan’ın fikirlerini daha açık bir teorik zemine taşıdığı, tarihsel arka planla birlikte çok geniş biçimde dile getirdiği bir andı. Zaten oradan itibaren, yani 1993’ten beri de bu motivasyonla hareket ederek süreci başlattı.”
‘Özgür irade vurgusu spekülasyonlara cevap’
Burç’a göre, videolu mesajın bir maddesi olan ‘özgür irade’ vurgusu, hem devlete yakın grupların hem de sürece muhalif kesimlerin öne sürdüğü spekülasyonlara doğrudan yanıt niteliğinde:
“Troller ve bazı kesimler Öcalan’ın bir tutuklu olduğunu, bu mesajların devlet tarafından dikte ettirildiğini öne sürüyordu. Öcalan bu iddialara net bir yanıt verdi.”
Gazeteci Eyüp Burç, son gelişmenin PKK için teorik, siyasi ve taktik düzlemde bir dönüşüm süreci olduğunu, Öcalan’ın bu süreci yönlendirmeye devam ettiğini ifade etti. Bu çerçevede TBMM çatısı altındaki DEM Parti başta olmak üzere tüm siyasi aktörlerin rol üstlenmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
