İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nde “Kurucu üyemiz Nimet Tanrıkulu ve üyemiz gazeteci Erdoğan Alayumat’ı serbest bırakın” çağrısı ile 26 Kasım sabahı yapılan polis baskınları ve gözaltılara ilişkin basın açıklaması düzenlendi.
Eren Keskin: ‘Can güvenliğimiz yok’
Açıklamada söz alan İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin: “Gözaltına alınan tüm arkadaşlarımız ya hak savunucusu ya gazeteci ya sivil siyasetçi. Kurucu üyemiz Nimet anne ve babasına bakan bir insan. Dün onu da gözaltına aldılar, saatler Ataköy polis merkezinde beklettiler. Sonra bir polis otobüsüyle Ankara’ya götürüldü. Bu bir işkence.”
Eren Keskin barış talebini yükselten sivil siyasetçilerin can güvenliği kalmadığına dikkat çekerek “Hiçbirimizin şu kapıdan çıktığında can güvenliğimiz yok. Yaşam haklarımız ihlal ediliyor. Büyük bir oyun oynanarak hak savunucularının hayatları paramparça ediliyor. Devlet Bahçeli ve Recep Tayyip Erdoğan bize hangi hayatı reva görürse o hayatı yaşıyoruz. Bir hukukçu olarak artık şu olsun bu olsun diyemiyorum çünkü hukuk yok. Ama yine de iç hukuku uygulayın diyorum” dedi.
Celalettin Can: ‘Cuma günü mahkemeye çıkmaları bekleniyor’
Gazeteci yazar Celalettin Can da söz alarak baskın anlarını anlattı.
“İçeri çok paldır küldür girdiler. Bir noktada dengeleyebildik. Nimet Tanrıkulu’nu almaya geldik dediler. Benim bilgisayarı da aldılar. Sonra kağıda baktık Nimet ile ilgili PKK, KCK, HDK, DEM, HDP, 78liler üyesi diye yazmışlar” dedi.
Can Nimet Tanrıkulu’nun gözaltına ilişkin “Karakolda bizi saatlerce beklettiler. Nimet saatlerce hücrede kaldı, avukat Eren Keskin kendisi ile görüşemedi” ifadelerini kullandı.
Keskin burada söz alarak “Ataköy’de önce görüştüreceğiz dediler. Sonra bir telefon görüşmesi oldu ve tavırları değişti. Nimet’e çok sert davranmaya başladılar” dedi.
Celalettin Can “Nimet ve diğer arkadaşların Cuma günü mahkemeue çıkarılmaları bekleniyor” bilgisini verdi.
‘LGBTİ+lar kriminalize ediliyor’
SPOD Derneği’ndan Berfin Atlı’nın çalışma arkadaşı da söz alarak “Arkadaşımız LGBTİ+ hakları aktivistidir aynı zamanda. Gözaltına alındığında uzun süre kendisinden haber alamadık. Sürece dair hiç bilgimiz yok. LGBTİ+lar kriminaloze edilerek bir örgüt olarak lanse ediliyor. Arkadaşımızın Eskişehir’e götürüldüğünü biliyoruz” dedi.
‘Arkadaşlarımızı barış mücadelesinden tanıyoruz’
Hak İnisiyatifi Derneği adıma yapılan konuşmada “Dünkü olaylarda Filistin’deki gibi bir insan dışılaştırma görüyoruz. Türkiye kendi yasalarını ayaklar altına alıyor. Filistin’de insanlık birikimi ayaklar altına alınırken burada da bunlar yaşanıyor.” ifadeleri kullanıldı.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) adına yapılan konuşmada “Biz arkadaşlarımızı tanıyoruz. Nimet her an ulaşılabilecek bir mücadele arkadaşımızdır. Bu hukuksuzluğun, bu karanlık tablonun hesabını sormaya dermanımız var. Arkadaşlarımız serbest bırakılmalı. Onların tanıyor ve biliyoruz. Barış içinde yaşama mücadelesinin unsurlarıdır arkadaşlarımız” denildi.
‘Barışı devlet dışında kimsenin konuşamayacağı bir atmosfer yaratılıyor’
Yazar Erdoğan Aydın söz alarak;
“Hukukun ayaklar altına alındığı bir süreç. Bu politikalar çözüm ve hukuktan ne kadar uzak olduklarını gösteriyor. Barışın devlet dışında kimse tarafından konuşulmayacağı bir atmosfer yaratılmak isteniyor. Tamamen teslimiyet dayatılıyor. Fakat bu beyhude bir çaba. Elbette bir gün bizim ülkemizde de halkların eşit olacağı, insanların keyfi şekilde gözaltına alınmayacağı günler de gelecektir. Tüm kamuoyunu bu keyfi uygulamalara ses çıkarmalı” dedi.
‘Davanın takipçisiyiz’
Gülseren Yoleri’nin “Dosyada gizlilik kararı olduğu için bilgi alamıyoruz. Avukat görüşleri yapılamadı. Sağlık sorunu yaşayan arkadaşlarımızın sağlık ihtiyaçlarına erişimde sorunlar var. Bugünleri dayanışma ile aşacağız. Bu davanın takipçisi olacağız. Arkadaşlarımızı özgür kılıncaya kadar da takipçi olmaya devam edeceğiz” sözleriyle açıklama sonlandırıldı.
Meslek örgütlerinden gözaltılara tepki: Geri adım atmayız
Eskişehir merkezli soruşturma kapsamında yapılan ev baskınlarından gözaltına alınan gazetecilere dair Diyarbakır’da bulunan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) önünde açıklama yapıldı. DFG, Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG), DİSK Basın-İş ile Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Diyarbakır Temsilciliği önünde yapılan açıklamaya çok sayıda gazeteci ve yazar katıldı. Açıklamada, “Özgür Basın susturulamaz” pankartı açıldı.
‘Korkmuyoruz’
DİSK Basın-İş Temsilcisi Hakkı Boltan, “Arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır. Bunlar, gazetecileri korkutma girişimidir. Arkadaşlarımızın yaptığı haberler suç gibi gösteriliyor. Bunları asla kabul etmiyoruz” dedi.
JINNEWS muhabiri Dilan Babat, gazetecilerin haberleri nedeniyle suçlandıklarını kaydetti. Dilan Babat, “Özgür Basın sürekli yaptıkları haberlerle suçlanıyor. Gazeteci arkadaşlarımızın yaptığı haberler suç değildir. Bizleri meclis kürsülerinde, televizyonlarda tehdit edenler bilsin ki bizler korkmuyoruz, gücümüzü hakikatten alıyoruz. Gazeteci arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz. Gazetecilik suç değildir, yaşasın Özgür Basın” ifadelerini kullandı.
TGS Diyarbakır Temsilcisi Mahmut Oral, “Gazeteciler üzerindeki elinizi çekin artık, yeter” tepkisinde bulundu.
DFG Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu ise, şunları söyledi: “Özgür Basın emekçileri gerçekleri yazmaktan bir an olsun geri adım atmıyor, gerçekleri yazmaya devam ediyor. Tutuklanan, gözaltına alınan her bir arkadaşımızın haberlerini yaparak, bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Bugüne kadar geri adım atmadık, bundan sonra da atmayacağız. Gözaltındaki arkadaşlarımızın da serbest bırakılmasını istiyoruz. İfadelerin alınmaya başlandığını öğrendik, ifadeden sonra serbest bırakılmasını istiyoruz.”
Açıklama “Özgür Basın susturulamaz” sloganıyla son buldu.