“Yaşam nöbetindeyiz” pankartı açılan nöbete, Hopa, Borçka ile Rize’den çok sayıda yurttaş ve CHP milletvekilleri Tahsin Ocaklı, Gökhan Günaydın, Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Çervatoğlu da katıldı.
Açıklamayı yapan Çifteköprü Köyü’nden Neslihan Topal Gümüşkaya, taleplerinin dosyadaki gizlik kararının kaldırılması, soruşturmanın genişletilmesi, azmettiricilerin tutuklanması olduğunu anımsattı.
‘Binlerce Reşit Kibar olarak karşınıza dikileceğiz’
Maden faaliyetleri ve doğa talanına karşı, maden ruhsatları iptal edilene kadar direnmeye devam edeceklerini kaydeden Neslihan Topal Gümüşkaya, şunları ekledi:
“Arhavi’de madene Vaminon diyenlerin sesini hep beraber yükselteceğiz. Maden şirketleri bir ağaç kesmek isterken iki kere düşünsün çünkü memleketin her köşesinde binlerce Reşit Kibar olarak karşınıza dikileceğiz. Ormanlarımızı, derelerimizi koruyacak, bu memleketin hiçbir yerinde eksilmeyecek, dünden daha güçlü ve daha kararlı bir şekilde doğamızı, yaşam alanlarımızı, emeğimizi yağmalayanların karşında duracağız! Reşit için adalet sağlanana kadar, maden ruhsatları iptal edilene kadar, mücadelemizi büyütmeye devam devam edeceğiz!”
‘En son bedeli canımızla ödedik’
Nöbette konuşan Halkevleri temsilcisi Kamil Ustabaş, “Doğa, yaşam ve ekoloji mücadelesinde bundan 3 ay önce bir arkadaşımızı kaybettik. Bizler yıllardır yürüttüğümüz bu mücadele içerisinde birçok bedel ödedik. En son bedeli canımızla ödedik. Her ödediğimiz bedel, bizi biraz daha cesaretlendiriyor. Bizim bu mücadeleye daha fazla yoğunlaşmamızı sağlıyor. Biz bu topraklarda özgürlüğün, barışın, eşitliğin ülkesini kuruncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
‘Haksız ve hukuksuz bir şekilde rehin tutuldum’
Reşit Kibar’in katledildiği gün yaptığı konuşma nedeniyle tutuklanan ve 86 gün cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edilen Dursun Ali Koyuncu ise şöyle konuştu:
“Asla yalnız yürümediğimi hep biliyordum. Hiç bir zaman yalnız bırakılmadım. Ülkenin dört bir yanından mektup gönderen bütün dostlarıma teşekkür ediyorum. 86 gün tutsak edildim. Kullandığım sözlerden kaynaklı gözaltına alınmıştım. Haksız ve hukuksuz bir şekilde rehin tutuldum. Biliyorum ki bu şahsıma özel bir durum değil. Cezaevindeyken kayyımlar atandı, bir sürü cinayetler yaşandı. Ülkenin geldiği noktayı televizyondan izledik.”
