• Ana Sayfa
  • Ekoloji
  • İLKE TV ÖZEL – Dicle Nehri’ndeki kirliliğin altından ‘statüsüzlük’ çıktı

İLKE TV ÖZEL – Dicle Nehri’ndeki kirliliğin altından ‘statüsüzlük’ çıktı

Dicle Nehri’nde kirlilik sorununun altından ‘statüsüzlük’ çıktı. Nehrin 100 kilometrelik bir bölümünün statüsüz olduğu tespit edildi.

İLKE TV ÖZEL – Dicle Nehri’ndeki kirliliğin altından ‘statüsüzlük’ çıktı
İLKE TV ÖZEL – Dicle Nehri’ndeki kirliliğin altından ‘statüsüzlük’ çıktı
Şirin Bayık
  • Yayınlanma: 7 Ağustos 2024 16:01
  • Güncellenme: 7 Ağustos 2024 16:11

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan Diyarbakır’ın tarihi surları ve Hevsel Bahçeleri’nin yanı başındaki Dicle Nehri, bugün sularına karışan kanalizasyon atıkları nedeniyle tehlike altında.

Bu kirliliğin çevresindeki ekosistem üzerinde oluşturduğu tehditlere rağmen, bu konuda herhangi bir girişim yapılmamasının altında, nehre dair bir “statü” sorununun yattığı ortaya çıktı.

İLKE TV’nin ulaştığı bilgilere göre; 1990 yılında hazırlanan “Kıyı Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik”te, Dicle Nehri’nin çıkış noktasından Diyarbakır’ın Bismil ilçesine kadar olan yaklaşık 100 kilometrelik bölümünün herhangi bir statüsü yok.

100 kilometrelik bir bölümün herhangi bir tanımı yok

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi eski başkanı ve Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu (İKK) üyesi Abdussamed Ucaman, Dicle Nehri’nin bir bölümünün tanımsız bir alan olarak kaldığını belirterek “Dicle Nehri’nin çıkış noktasından Bismil ilçesine kadar uzanan yaklaşık 100 kilometrelik bölüm resmi olarak nehir değil” dedi.

Ucaman, Dicle Nehri’nin herhangi bir statüye sahip olmadığı alanları şöyle sıraladı;

  • Dicle Nehri ana kolunun Bismil ilçesi ile Türkiye-Suriye-Irak sınırı arasındaki kesimi,
  • Batman kolunun Sinanköy kavşağı ile Dicle Nehri ana kolu kavşağı arasındaki kesimi,
  • Botan kolunun Büyükdere (Hizan Deresi) kavşağı ile Dicle Nehri ana kolu kavşağı arasındaki kesimi,

Ucaman, her seferinde bazı değişikliklerin yapıldığı yönetmelikte, söz konusu alana bir türlü statü verilmediğini belirterek, mevcut sorunların büyük kısmının ilgili kısma statü verilmemesinden kaynaklandığını belirtti.

Ucaman, “Bu statünün olmaması sonucu nehre farklı kimyasal sedimantasyonlar da giriyor ve dolayısıyla hem bir taraftan nehrin kirliliği yoğunlaşıyor, bir taraftan da oradaki rant alanları yağmalama şeklinde bir şeye dönüşmüş durumda” dedi.

Statüsüz kalan alanın, yıllarca suyun yapısını dahi bozacak uygulamalara maruz kaldığını belirten Ucaman, Yanlış uygulamalardan kaynaklı, bazı alanların bataklığa dönüştüğünü kaydetti.

‘Nehir statüsü alınırsa kirlilik ortadan kalkar’

Suyun kente yakın bazı noktalarının ticari alan olarak kullanıldığını belirten Ucaman, bu yanlış uygulamaların sebebi olarak nehir statüsüz olduğu için, Kıyı Koruma Kanunu’na tabi olmamasını işaret ederek “Şayet statü olarak nehir statüsü alınırsa, kıyı kenar çizgisi belirlenir ve kıyı koruma bandı oluşturulur. Bu kıyı koruma bandı oluşturulduğu zaman zaten nehir garantiye alındığı için kıyının dışında yapılara izin verilir. Doğal olarak hızla artan kirliliğin ve yanlış uygulamaların da temel sebebi ortadan kalkar” ifadelerini kullandı.