Ezidi Soykırımı’nın üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen, bu soykırımın izlerini taşıyan davalar farklı ülkelerde devam ediyor. Türkiye’de de Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen bir dava, 2017 yılında IŞİD tarafından kaçırılan bir Ezidi kız çocuğunu konu alıyor. Davanın 9. duruşması 10 Şubat’ta yapılacak.
Davanın takipçileri arasında bulunan Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara Şubesi Eşbaşkanı avukat Çiğdem Kozan, İlke TV’de Ankara Zamanı programına katılarak, Mizgin Aksu’nun sorularını yanıtladı. Davanın yalnızca örgüt üyeliği ve insan ticareti suçlarından yürütülmesine itiraz eden Kozan, IŞİD’in Ezidi kadınlara yönelik sistematik şiddetinin insanlığa karşı suç kapsamında ele alınması gerektiğini belirtiyor.
‘İnsanlığa karşı suç olarak görülmeli’
ÖHD ve diğer hukuk kurumları, mahkemeye sundukları dilekçelerde, IŞİD’in Ezidilere yönelik uygulamalarının insanlığa karşı suç ve soykırım kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Ancak, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bu talebe olumsuz yanıt vererek insanlığa karşı suç yönünden kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
Kozan, “IŞİD tarafından Ezidi kadınları köleleştirildi, satıldı ve sistematik cinsel şiddete maruz bırakıldı. Tüm bunlar bir soykırımın ve insanlığa karşı işlenen suçların açık göstergeleridir. Ancak Türkiye’de bu suçlar yargılamaya dahil edilmiyor” dedi.
Ezidi kız çocuğunun durumu
Dava kapsamında kurtarılan Ezidi kız çocuğu, Ankara’da bir sevgi evine yerleştirilmişti. Ancak mahkeme sürecinde, IŞİD bağlantılı olduğu belirtilen aileye geri verildiği ortaya çıktı. Kamuoyunda büyük tepki çeken bu karar sonrası, tekrar devlet korumasına alınarak sevgi evine yerleştirildi.
Kozan, Ezidi kadın ve çocukların Türkiye’de farklı şehirlerde tutulmaya devam ettiğini belirterek, “Bu davanın sonucu, benzer mağduriyetlerin önüne geçmek için emsal teşkil edecek. Türkiye’de insanlığa karşı suçlardan ceza verilmesi, bu suçların cezalandırılmasının önünü açacaktır” dedi.
Uluslararası örnekler ve beklentiler
Almanya’da benzer davalarda IŞİD üyeleri, Ezidi kadınları kaçırmaları ve köleleştirmeleri nedeniyle insanlığa karşı suçtan mahkum edildi. Türkiye’de de benzer bir yargılama sürecinin yürütülmesi gerektiğini savunan hukukçular, bu davanın takip edilmesi çağrısında bulunuyor.
10 Şubat’ta görülecek duruşmada, sivil toplum kuruluşları, hukukçular ve insan hakları örgütleri sürecin adil bir şekilde yürütülmesi için mahkeme önünde olacak. Kozan, tüm siyasi partilere, sivil toplum örgütlerine ve kamuoyuna davayı sahiplenme çağrısında bulunarak, Ezidi kadın ve çocukların yaşadığı bu vahşetin görmezden gelinmemesi gerektiğini belirtti.