TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Brezilya dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Öcalan çağrısı ile ilgili şunları söyledi:
“Bölgemizdeki iç karışıklıklar ve terör, emperyalist güçlerin müdahaleleriyle daha da derinleşti. Bu güçler, bölgeyi bölerek yönetmeye çalışıyorlar. Türkiye olarak bizim bu oyunları görmemiz, terörle mücadelede kararlı olmamız gerekiyor. Bizim sorumluluğumuz, bölgedeki çatışmaları derinleştirmek yerine, barışı, entegrasyonu ve işbirliğini güçlendirmektir. Türkiye yıllardır terörden büyük bedeller ödedi. Terörle mücadele, ülkenin güvenliği ve huzuru için birincil öncelik olmalıdır. Bahçeli’nin açıklamaları, bu konuda terörün sona erdirilmesi yönünde bir kararlılığı yansıtıyor. Ancak, terörle mücadeledeki adımların milli iradeye dayalı olması ve Meclis çatısı altında yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bir eli silahta, bir eli sandıkta siyaset olmaz. Türkiye’nin bu terör sorununu çözme gücü vardır ve milletin arasında ayrılık yaratmak isteyenlere karşı birleşmeliyiz.”
Erken seçim tartışmaları
Numan Kurtulmuş erken seçim tartışmalarıyla ilgili soruya da şu yanıtı verdi:
“Türkiye’nin şu anda bir erken seçim gündemi yok. Oluşmayan bir gündem üzerinden konuşmanın, siyasi tartışma yapmanın çok anlamlı olmadığını düşünüyorum. Türkiye’de parlamento seçilmiş ve 2028 yılına kadar görevinin başındadır. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 2028’e kadar görevinin başındadır. Milletin verdiği, yüklediği sorumluluk budur.”
‘Tüm siyasi partilerin anayasa sürecine katkı sağlaması gerekir’
Kurtulmuş, yeni anayasa sürecine ilişkin de şunları söyledi:
“Yeni anayasa sürecini açık ve şeffaf bir şekilde, toplumun farklı kesimlerinin görüşlerinin alındığı bir ortamda yönetmek istiyorum. Anayasa müzakereleri çok zorlu bir süreç, ama imkansız değil. Türkiye Büyük Millet Meclisi, anayasa yapmak için çok daha yetkin bir yer. Halkın ?’i bu Meclis’te temsil ediliyor ve 14 siyasi parti bulunuyor. Bu kadar çok sesli bir parlamentoda anayasa müzakereleri yapılabilirse, halkın ortak iradesini yansıtan bir metin ortaya çıkar. CHP de dahil olmak üzere, tüm siyasi partilerin anayasa sürecine katkı sağlaması gerekir. Bu, bir fırsat olabilir. Ancak bu süreçte şunu da unutmamak lazım, her parti anayasa değişikliği için kendi görüşlerini ortaya koymuş durumda. Ben de tüm parti programlarını okudum, hepsi de anayasa değişikliğini ya da köklü değişiklikleri savunuyor.”