Erdoğan: Gelişmeleri tribünden izlemeyeceğiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kabine toplantısının ardından açıklama yaptı.

Erdoğan: Gelişmeleri tribünden izlemeyeceğiz
Erdoğan: Gelişmeleri tribünden izlemeyeceğiz
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 10 Kasım 2024 19:38
  • Güncellenme: 10 Kasım 2024 20:20

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında 10 Kasım nedeniyle Çankaya Köşkü’nde toplandı. Bu, 9 yıl sonra Çankaya Köşkü’nde yapılan ilk toplantı oldu.

Çankaya Köşkü’ndeki toplantı, saat 15.05’te başladı. Basına kapalı toplantı, yaklaşık 3,5 saat sürdü. Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na 2015 yılında geçilmesinin ardından Çankaya Köşkü’nde kabine toplantısı yapılmamıştı.

Kabine toplantısı sonrası açıklamalarda bulunan Erdoğan’ın konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:

“Grup toplantımızda da belirttiğimize, Türkiye’nin geleceğinde terörizme yer olmadığı gibi terör destekli siyasete de yer yoktur. Türkiye, kan dildeki terör baronlarının körüklediği bu kanlı ve kalleş ölüm tezgahını darmadağın etmekte kararlıdır. Bundan da geri adım atmayacaktır.”

“Bölgemizde sınırlar kanla, bombalarla, siyasi suikastlerle yeniden çizilmeye çalışırken devlet ve millet olarak yolumuza eski tas, eski hamam devam etmeyeceğiz. Küresel sistem, soğuk savaştan beri en büyük değişimini yaşarken bizim gelişmeleri tribünden seyretme gibi bir lüksümüz bulunmuyor. Ya bu süreci cesur adımlarla bir şekilde kendi lehimize çevireceğiz ya da Allah korusun, istikbalimizi ipotek altına alacak bu sorunlarla karşılaşacağız. Bunun önündeki engellerin en başında bölücü terör belası vardır.”

‘Buna asla izin verilmez’

Demokrasi ile şiddet, sivil siyaset ile terör aynı kapta bir arada bulunmaz, bulunamaz. Dünyanın hiçbir medeni ülkesinde sırtını terör örgütüne dayayarak siyaset yapılmasına müsaade edilmez. Avrupa dahil dünyanın her yerinde böyle bir tavır, siyasi partiler için kapatma, bu siyaseti yapanlar için cezai takip sebebidir. Çünkü demokrasinin ilk ve öncelikli şartı şiddeti reddetmek, terörle araya kalın duvarlar örmektir. Ülkemizde sivil siyasetin meşru kapıları ardına kadar açıkken hileli yöntemlerle bölücü örgüte kuklalık yapanlara müsamaha gösterilmesi asla beklenemez. Şu tutarsızlık bizim gibi milletimizin de gözünden kaçmıyor. Yargının ve idarenin bazı belediyelerle ilgili aldığı hukuki ve idari tedbirler konusunda 2 haftadır ortalığı ayağa kaldıranlar maalesef kan dilden yerel yönetimlere uzanan kirli ve kanlı elleri ısrarla görmezden gelmektedir. Seçilmiş başkanlar değil, örgütün atadığı neydi belirsiz tipler tarafından yönetilen belediyelerin şehirleri yerine terör örgütüne hizmet edeceği izahdan varestedir. Milletin boğazından kısarak ödediği belgelerden belediyelere tahsis edilen helal kaynağın bölücü haramzadelere aktarılmasına asla izin verilemez.”

“Terör örgütünün belediye gücüyle haraç mekanizmaları kurmasına göz yumamayız. Ölücü örgüt komiserlerinin belediye binalarının mahzenlerinde başkan tokatladığı belediye araç gereçlerinin hizmet için değil, çukur kazmak için kullanıldığı bir manzarayı bu ülkeye ve şehirlerimize kesinlikle yaşatmayacağız. İnanıyorum ki böyle bir tabloya bizim gibi akıl ve vicdan sahibi hiç kimse rıza göstermez, hiç kimse kayıtsız kalamaz, bunu tasvip edemez. Aziz milletim, görevden alınan tüm belediyelerde olan işte budur. Esenyurt belediye başkanının kağıt üzerinde bir başka partinin mensubu gözükmesi bu hakikati değiştirmiyor. Asıl üzüntü verici olan ise devletin bu çerçevede hayata geçirdiği meşru tasarrufları karşısında adeta aslan kesilenlerin polisimize, jandarmamıza atılan taşlar bombalar karşısında süt dökmüş kediye dönmeleridir.”

“Kürsüden savcıları, kaymakamları, valileri pervasızca tehdit edenlerin, bölücü örgütün şehirdeki uzantılarının estirdikleri terör karşısında tek bir cümle dahi kurmadıklarını, daha doğrusu kuramadıklarını ibretle takip ediyoruz. Bunlar da korkaklıktır. İki yüzlülüktür. Teröre teslim olmak, kendi çıkarları için koskoca bir milletin geleceğini tehlikeye atmaktır. Meselenin davayım tarafı, ülkenin ikinci büyük partisinin dümeni kırılmış gemi gibi misali sürekli sağa sola savrulmasıdır. Bakıyorsunuz bir gün bu partinin sayın genel başkanı Ankara’da vatan, millet, bayrak, cumhuriyet edebiyatı yapıyor, aynı kişi ertesi gün bakıyorsunuz ülkenin bir başka köşesinde Türkiye’yi açıkça tehdit edenlerle, alçak terör eylemlerini övenlerle ve şehir eşkıyalarıyla aynı otobüsün üzerinde korsan miting düzenliyor. Esasında tüm bu yaşananlar bize şunu gösteriyor, ülkenin en eski partisinin birilerinin kişisel kariyeri uğruna kurduğu ittifakın müttefiklerini özellikle Türkiye’yi eleştirmek yerine ana muhalefetin kendisini enfekte etmekte, zehirlemekte, kurucu değerlerinden saptırmaktadır.”

‘Eyvallah edemeyiz’

“Görüyoruz ki artık ana muhalefet yok tabii, muhalefet var. Bu parti giderek ittifak ortaklarının rengini alıyor. Nitekim bu benzerlik siyaset diline ve üslubuna da yansımıştır. Yani ataların deyimiyle üzüm üzüme bakarak kararıyor. Bu dejenerasyona söz konusu partinin kendi bünyesinden de haklı itirazların yükseldiğini duyuyoruz, okuyoruz. Tekrar söylüyorum, hangi siyasi partiye mensup olursa olsun, milletten sandıkta aldığı yetkiyi millet için kullananlarla hiç kimsenin bir sorunu olamaz. Teröre, teröristlere ve Kandil’in komiserlerine iradesini teslim etmeyenlere devlet olarak gereken desteği sağlamaktan imtina etmeyiz. Nitekim bu doğrultuda irade gösteren belediye başkanlarına seçildiği yere bakmaksızın devletimiz tüm imkanlarıyla sahip çıkmakta destek vermektedir. Ana milletin ama milletin emanetinin ülkenin ve milletin imkanlarının terör baronlarına peşkeş çekilmesine de yine partisine bakmaksızın kusura bakmasınlar eyvallah edemeyiz.”