İstanbul’da kendisine sistematik şiddet uygulayan ve olayın yaşandığı 18 Nisan’da kendisini öldürme teşebbüsünde bulunan evli olduğu Yasin Avcı’yı öldüren Serap Avcı’nın ilk duruşması, bugün Küçükçekmece Adliyesi’nde görülüyor.
Serap için Feministler, Küçükçekmece 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuklu yargılanan Avcı’nın serbest bırakılmasını istedi.
Konuya ilişkin açıklamayı yapan Serap için Feministler grubundan Feride Eralp, Serap Avcı’nın 7 yıl süren evliliği boyunca yaşadığı erkek şiddetini bildiklerini kaydetti.
Serap Avcı’nın duruşmasının bu gün görüleceğini hatırlatan Feride Eralp, “İçeride birazdan Serap, 17 Nisan’ı 18 Nisan’a bağlayan gece neler yaşadığını bir kez daha anlatacak. Daha önce takip ettiğimiz davalardan da iyi bildiğimiz üzere mahkemeler sıklıkla bir ömür süren şiddeti sadece bir olay akşamı üzerinden değerlendirmeye, bizi buna sıkıştırmaya çalışıyor. Bugün de biz oturup bıçak darbelerinin tam nasıl gerçekleştiğini konuşacağız belki, ama Serap’ın, Serap’ın yerinde olmuş, öldürülmüş veya öldürülmemek için öldürmek zorunda kalmış sayısız kadının yaşadıkları hiçbir zaman bir geceden ibaret değil” ifadelerini kullandı.
Serap Avcı’nın evlilikten önce şiddete maruz kalmaya ve şikayetçi olmak istediğinde karakoldan geri çevrildiğine dikkat çeken Feride Eralp, şunları belirtti:
“Yasin’le evlenmesi bile şiddetti. Trafik kazası geçirdim, diye onu yanına çağırıp, arabaya bindirip kapıları kilitleyerek zorla götürdü Yasin. Her boşanmaya çalıştığında tehdit etti, kendi canıyla, oğluyla, kardeşleriyle. Yasin kendi sabıkalarından, banka soymuş olmasından ötürü kart çıkaramıyordu. Serap’ın kartlarına alenen el koydu. Bunu herkes biliyordu. Bütün harcamalarını buradan yaptı ve sürekli Serap’ı borçlandırdı. Serap’ı dövdü. Oje sürdü diye dövdü. Oğlu, Yasin eve gelmeden uyudu diye dövdü. Dışarı çıkarken aşağıya 3 dakika geç indi diye ya da saçını boyadı diye hayatı zindan etti. Boşanmak istedi diye öldürmekle tehdit etti. Serap’ın üzerinde duşakabin camları kırıldı. Sehpalar kırıldı. Her seferinde şiddetin izleri geçene kadar evde kalmak zorunda bırakıldı. Sırf izi bir rapora geçmesin diye hastayken bile hastaneye gidemedi. Buna tanık olanlar yine de vardı, o veya bu nedenle sustular. Hala bugün susuyorlar. Serap da, ‘Benim sessiz kalışımın altındaki korkuyu gördüler, ama kimse ses çıkarmadı’ diyor.”
‘Biz korkuyu da sessiz kalışı da çok iyi biliyoruz’
“Biz bu korkuyu da bu sessiz kalışı da çok iyi biliyoruz. Her bir kadın, bunu kendi hayatlarımızdan, birbirimizden, her gün dinlediğimiz, haberlerde gördüğümüz binlerce şiddet hikayesinden, ölen her kadının ardından yazılanlardan biliyoruz. Bizi neyin çıkışsız, neyin mecbur bıraktığını biliyoruz, ama ne yaparsak yapalım, ölsek de ölmesek de yine biz suçlanıyoruz. Kapıyı açtığımız için suçlanıyoruz, boşanmak istediğimiz için de boşanmadığımız için de suçlanıyoruz. O erkeklerle beraber olduğumuz için de o erkeklere hayır dediğimiz için de suçlanıyoruz. Serap için de durum tam olarak bu.”
Serap’ın ölmemek için öldürmek zorunda kaldığını vurgulayan Feride Eralp, “Ama bugün, Küçükçekmece 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi onu tahliye edebilir, özgürlüğüne kavuşturabilir. Erkek adalet değil, gerçek adalet derken kastettiğimiz bu. Mahkemenin, Serap’ın yaşadığı sistematik erkek şiddetinin karşısında meşru müdafaa ile kendini koruduğunu, hayatına sahip çıktığını görerek beraatine karar vermesini bekliyoruz. Bu olana kadar da biz feministler onun sesine ses katmak için buradayız, yanındayız” şeklinde konuştu. (MA)