• Ana Sayfa
  • Manşet
  • Özel: Kürt meselesine çözüm odaklı bakışımdan kimsenin şüphesi yok

Özel: Kürt meselesine çözüm odaklı bakışımdan kimsenin şüphesi yok

CHP Genel Başkanı Özel, muhalefetin birbiriyle uğraşmak yerine dayanışma içinde olması gerektiğini belirterek, “DEM Parti ile de kurumsal olarak birbirine saygılı ve birlikte muhalefet etme sorumluluğuna sahip şekilde davranırım” dedi.

Özel: Kürt meselesine çözüm odaklı bakışımdan kimsenin şüphesi yok
Foto: Lavc59.13.101
Özel: Kürt meselesine çözüm odaklı bakışımdan kimsenin şüphesi yok
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 22 Ekim 2025 19:31

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Halk TV’de Gözde Şeker’in sunduğu Kırmızı Çizgi programında gündeme dair açıklamalarda bulundu.

CHP’nin DEM Parti ve diğer muhalefet partileriyle ilişkisi hakkında konuşan Özel, “CHP’nin Kürtlerle ilişki kurmak için DEM Parti’ye, HDP’ye ihtiyacı” olmadığını, ancak bunun “DEM’e ve HDP’nin kurumsal kimliğine saygısızlık” yapılacağı anlamına gelmediğini söyledi.

Özel, şunları belirtti:

“CHP Kürtlerle doğrudan ilişki kurabilir. Diyarbakır’ın, Şanlıurfa’nın, Mardin’in, Batman’ın, Van’ın sokaklarında. Cesaretle kayyumlara birlikte de karşı çıkabiliriz. Yarın bu iktidar yanlış bir iş yapıyorsa ona hayır da diyebiliriz. Ama herkesin bildiği bir şey var: Biz Türkiye’nin mutlu, barış içinde, zengin ve özgür yarınlarına talibiz. Bunu yapabilmek için de muhalefetin birbiriyle uğraşması, çelişmesi yerine dayanışması lazım. Ben Kürtlerle en samimi duygularımla, iyi ilişkiler içindeyim. DEM Parti ile de kurumsal olarak birbirine saygılı ve birlikte muhalefet etme sorumluluğuna sahip şekilde davranırım.

Buradan döndüğümde bu tarafta Saadet Partisi varsa, Gelecek Partisi varsa, DEVA Partisi varsa onlarla da aynı kurumsal, aynı saygılı, aynı birlikte ilişkiyi sürdürmem lazım. Çünkü herhangi bir dönemde değiliz. Herhangi bir dönemde biz birbirimizle rekabet de edebiliriz, kavga da edebiliriz. Gün, o gün değil.

Meselenin kendisi şu: Ülkeyi yönetenler kendisinden olmayan kim olursa onu sindirmek için; dün Kürt siyasetine, bugün Türk milliyetçisine, yarın bir başkasına sırayla… Bunlara karşı ortak bir cepheden, ortak bir reaksiyon, ortak bir itiraz vermek lazım. Demokrat olmanın gereği budur. Ben muhalefeti de hatta bu iktidarın zulmettiği kim varsa ayırmadan sahiplenmeyi hepimizin aydın sorumluluğu olarak görüyorum.”

HDK soruşturmaları

Kürt meselesinin çözümü için devam eden süreçle ilgili de konuşan Özel, “Kent uzlaşısında 12 kişi tutuklu. Halkların Demokratik Kongresi (HDK) soruşturmasından gazeteci Ercüment Akdeniz yarın hakim karşısına çıkacak. Bunlar nasıl yan yana yürütülebiliyor” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Aslında yan yana yürüdüğü yok. HDK’dan da bunun yanında kent uzlaşısından da belediye meclis üyelerimiz, eskiden DEM’de siyaset yapmış kişiler, gazeteciler boşu boşuna tutuluyor. Aslında bir ara HDK davasından tahliyeler olmaya başlamıştı. Esasen öyle bir noktadalar ki samimi olarak ‘Kürt sorununa çözüm bulalım. Terörsüz Türkiye’ye ulaşalım’ değil; kendilerince akıllarında bir hesapları var, o hesaba uygun bir takvim yürüyorsa birtakım adımlar atıyorlar, yürümüyorsa o adımları kesiyorlar. Bu da aslında geçmişteki tutuklamaların da ne kadar haksız olduğunu, bu serbest bırakma sürecinin de ne kadar siyasi olduğunu gösteriyor. Ama bu dosyalardan bir kişinin, bir dakika ifadeye gitmesi bile züldür. Olacak iş değildir.”

Ahmet Özer’in tutukluluğu

Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in kent uzlaşısı kapsamında tutuklanmasına ayrıca değinen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, şunları ifade etti:

“Ahmet Özer’i kent uzlaşısından dolayı Esenyurt’tan almışlardı. Ahmet Özer’e ‘terörist’ diyorlardı. Devlet Bahçeli, DEM sıralarına gidip yeni bir süreç başlatınca, Ahmet Özer’in suçlaması düşünce Ahmet Özer tutuksuz yargılanmak mecburiyetinde kalınca o dosyadan çıkmadan bu dosyadan (yolsuzluk – Aziz İhsan Aktaş soruşturmasından) yedekleme tutukladılar. Şu anda içeride duruyor. Fiilen 30 Ekim günü bir yılı dolacak. Ancak bu dosyadan bile dokuz ay 20 gündür tutuklu. Tut ki şöyle bir şey oldu: Ahmet Özer dedi ki ‘Hakim bey itiraf ediyorum, o suçu ben işledim. Cezayı kabul ediyorum, indirim de yapma’ dedi. Ahmet Özer’e dört yıl ceza verseler tahliye edecekler, üç ay da alacaklı Ahmet Özer. Hala içeride tutuyorlar.”

‘Kürt sorunu çözülmelidir’

“Benim vatanseverliğimden, benim ne solculuğumdan ne Kürt meselesine çözüm odaklı bakışımdan ne de vatanseverliğimden kimsenin şüphesi yok” diyen Özel, Kürt meselesinin çözümü için başlatılan süreç ve Meclis’te kurulan komisyonla ilgili de şöyle devam etti:

“Cumhuriyet Halk Partisi iktidar olsaydı bunu yapardı ama MHP gibi birbiriyle çelişen bir şekilde yapmazdı. Yıllardır ne diyorduk? Kürt sorunu çözülmelidir. Bu sorun meclis eliyle çözülmelidir. Bir komisyon marifetiyle ilerlenmelidir. Komisyona da o yüzden komisyonun fikir sahibi parti olduğumuz için de girecek misiniz tartışmalarını anlamsız bulduk. Yani zaten bizim fikrimiz ne. Neden girmeyelim diye söyledik. CHP iktidarda olsaydı hem de böyle MHP gibi bunu böyle şey yaparak da değil. Yani kitleleri şaşırtacak, değişik şeyler yaparak falan da değil. Meclis eliyle bu işi yapardı. Zaten yapacaktık da. Bu cesaret, bu kararlılık vardı. Hatta haksızlık etmeyelim. Yani 1. çözüm süreci diyeceğimiz süreçte Erdoğan aday o zaman BDP’ydi herhalde partinin adı. BDP ile birlikte adayla bir süreç götürürken Sayın Kemal Kılıçdaroğlu bu sürece ben kredi veriyorum demişti. Gün içinde al kredisini başına çal diye cevap vermişti Erdoğan. Yani CHP o gün de tarihsel bir totalik içinde bugün de yarın iktidar olduğunda da bu sorun çözülecek diye gayret gösterecek. Birileri yıllarca bu yaklaşımımızı teröre taviz verecekler, teröristlerle anlaşacaklar, ülkeyi böldürecekler, bayrağı indirecekler, vatanı böyle. Böyle bir şey olmadı. Şimdi kendileri yapmaya çalışıyorlar.”

‘5 yıldır gelen tezkerenin aynısını Meclis’in önüne getirmişler’

Suriye ilgili Meclis’ten geçin tezkereyle ilgili olarak da Özel, şunları söyledi:

“Suriye devlet olmaktan çıkmış statüsü belirsiz bir halde şu anda. Görüşmeler oluyor öyle böyle işte nasıl yönetileceği tartışma. Daha bir anayasası yok. Geçiş hükümeti yönetiyor. Suriye’de her şey değişmiş. Kuzey Irak’ta, Irak’ta her şey değişmiş. Şu anda terör üst Türkiye barış süreci silahlar yakılıyor. Süleymaniye başka bir noktada, Erbil var. Merkezi hükümet bambaşka bir şey var orada artık.

2 yıl önceki ve ondan önce de 3 yıl yani son 2 tezkere 5 yıldır gelen tezkerenin aynısını meclisin önüne getirmişler. Aynısını. Sadece 2 ya da 3 kelime değişiyor, 1 buçuk cümle değişiyor. Aynısını. Aynı. Diyor ki buna onay ver. Ya kardeşim öyle bir tezkere yazarım ki o tezkereye DEM bile o verir. Bakın iddia ediyorum size. Öyle bir tezkere yazabiliniz ki yazabilirsiniz ki ona DEM de oy verir CHP de oy verir. Ama tezkerenin dili şu olsa işte Kuzey Irak Terörist üst Türkiye süreci var. Komisyon faaliyette Kuzey Irak’ta silah bırakma, silah yakma şeyleri var. Bu süreçte Türkiye Türk Silahlı Kuvvetlerinin orada hem güvenliği tesis, hem birtakım işte sebeplerle bulunma ihtiyacı var. Yeniden çatışmalı bir döneme dönülmemesi, provokasyonlara izin verilmemesi için Suriye’de rejim değişti, istikrarsızlık var. Orada şuna ihtiyaç var, buna ihtiyaç var. Şu sebepten üst bölgelerimiz var. En kısa sürede Suriye’nin demokrasiye kavuşup Kürt’ün Türk Türkmen’in, Dürzi’nin, Alevi’nin, Sünni’nin işte hepsinin birden huzura kavuşacağı bir anayasa yapılıp da Suriye üniter bir devlet olduktan Suriye’de işte Kürtlerle diğer unsurların hep bir arada olduğu bir barış devleti kurulana kadar Mehmetçiğin orada görev yapması gerektiğinden bu tezkerenin 2 yıllığın uzatılması dese buna ben nasıl hayır oyu vereceğim.

DEM niye hayır oyu verecek? Saadet veya bilmem başka bir parti niye karşı çıkacak? Ama bak aynı görev, ama o kadar liyakatsiz, o kadar küstah, o kadar iletişimsizler ki 2 sene önceki tezkereyi önümüze sürüyorlar, oy verin. 2 sene değişmiş ve tezkere değişmemiş. Bana dedi ki oyunu değiştir. Böyle bir şey yani.”

Röportajın tamamı