CHP Genel Başkanı Özgür Özel, gazeteci Deniz Zeyrek’in YouTube kanalında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Özel, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Sadettin Saran’ın uyuşturucu soruşturması kapsamında gözaltına alınıp adli kontrolle serbest bırakılmasına tepki göstererek, sürecin “kötü niyetli bir algı operasyonu” ile yürütüldüğünü söyledi.
“Bir bütün olarak çok kötü bir süreç yönetimi, hatta kötü niyetli bir süreç yönetimi var” diyen Özel, soruşturmanın hukuki sınırların ötesine geçtiğini savundu. Sadettin Saran’ın yurtdışındayken çıkan haberlerin ardından kendi isteğiyle Türkiye’ye dönüp sabah erken saatlerde ifadeye gittiğini hatırlatan Özel, buna rağmen gözaltı sürecinin ve test sonuçlarının basına servis edilmesini eleştirdi.
Özel, “Test sonuçlarıyla ilgili tam bir gizlilik olması gerekirken, kişisel verilerin korunması hiçe sayılarak bilgiler eş zamanlı ve koordineli şekilde bütün basına servis ediliyor. Burada bir hazırlığın ve algı yönetiminin olduğu apaçık ortada” ifadelerini kullandı.
‘Bir düşmanlık olduğu belli’
Operasyonun arkasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın olduğunu belirten Özel, algı yönetiminin de buradan yürütüldüğünü savundu.
Sadettin Saran’ın Fenerbahçe Kulübü’ndeyken jandarma eşliğinde alınmasını “kötü niyet ve düşmanlık” olarak nitelendiren Özel, şöyle konuştu:
“1907 yılında kurulmuş bir kulübün kapısına jandarmayı dayamak, başkanını almak ne demek? Bu, yapılan işte amacın ötesinde başka niyetler olduğunu hissettiriyor. Hangi kulübe yapılırsa yapılsın, böyle yapıldığında bir düşmanlık ve kötü niyet olduğu belli.”
Özel, Fenerbahçe camiasıyla dayanışma duygularını hem insani hem de siyasi olarak ifade ettiğini vurguladı.
‘İtibar ve haysiyet suikastine son verilmeli’
Hukuk devletinde böyle bir sürecin çok daha farklı işletilmesi gerektiğini belirten Özel, spor kulübü başkanlarına yönelik bu tür uygulamaların taraftarlar nezdinde de ağır sonuçlar doğurduğunu söyledi.
“İnsanların sıranın kendisine gelmesini beklemeden bu itibar ve haysiyet suikastine son verilmesini hep birlikte talep etmemiz lazım” diyen Özel, Adalet Bakanlığı ve Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) çağrıda bulundu.
‘İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı şımarıklık tutumlarına çekidüzen vermeli’
Soruşturmalarda çok sayıda kişinin gözaltına alındığını, ancak yalnızca birkaç kişinin test sonucunun pozitif çıktığını hatırlatan Özel, sürecin yarattığı toplumsal tahribata dikkat çekti:
“20 kişiyi alıp götürüyorlar. Saç tellerini alıp yolluyorlar. 15 gün boyunca üzerinde bütün medya tepiniyor. Sosyal medya tepiniyor. Sonra üçünün, dördünün testi pozitif çıkıyor. Diğer 16’sı ne oluyor? Diğer 16’sının ailesine ne oluyor? Okula giden çocuğuna ne oluyor? Annesinin komşusuna ne oluyor? O yüzden artık herkes aklını başına toplasın. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın artık kötü niyetli ve şımarıklık boyutuna varmış olan bu tutumlarına bir çekidüzen verilmesi, HSK’nın görevini yapması gerekiyor.”
‘Türkiye’deki baronlara dokunulamıyor’
Uyuşturucuyla mücadelenin magazinel operasyonlarla yürütülemeyeceğini ifade eden Özel, asıl sorunun büyük uyuşturucu ağları olduğunu vurguladı. Bu meselenin bir “ulusal güvenlik sorunu” olduğunu söyleyen Özel, şunları kaydetti:
“Dünyadaki baronlar, son kullanıcıyla değil, o ülkedeki baronlarla çalışır. Peki Türkiye’deki baronlar kim? Türkiye’nin Escobar’ı kim? Buna dair hiçbir çalışma yok. Anlaşılan o ki Türkiye’deki baronlara dokunmaya, dokunması gerekenlerin gücü yetmiyor.”
‘Magazin tartışmaları esas meseleyi örtüyor’
Özel, kamuoyunda meşhur isimler ve özel hayatlar üzerinden yürütülen tartışmaların, uyuşturucu ticaretinin merkezindeki yapıları görünmez kıldığını belirterek şöyle devam etti:
“Bu magazinel tartışmaların konuşulsun, işin bu tarafını kimse sormasın istiyorlar. Ama esas işin bu tarafı, son kullanıcıyla ya da son kullanıcı olduğu iddia edilen kişilerle magazin haberleri üzerinden bir gündem yaratmak yerine, işin en başında Türkiye’deki ana bayisini bulmak, cezalandırmak ve bunun üzerine gitmek gerekir.”
