Üç güzel yıl boyunca her hafta paylaşmak, anlatmak, anlatanından dinlemek istediğim ne varsa ekranına taşıdığım İMC TV’deki programımın adıydı.
İMC TV biriciğimizdi. Sansürsüz, çok renkli, mücadeleci ve muhabbetli olandı. Bana umut veren bir çeşitliliğin ekranıydı. En çok da bu sebeplerden kanaatimce, 2016’da kapatıldı. Ne o süreçte öfkelenmeyen tanıdım, ne de şimdi, adı geçince hüzünlenmeyen biliyorum.
Ekrandaki son buluşmamızdan bu yana ne çok şey yaşadık. Ben ve kocam, mesela, şehri terk ettik. Emeklilik değil bizimki, deniz kenarında şirin bir evimiz yok. Bir köye yerleştik, biraz ekip biçiyoruz da ama çiftçi değiliz. Pandemiyi burada, kırsalda atlattık. Şimdi de, bu ülkenin gördüğü en sert, en nobran, en zalim gasp süreçlerinden birini burada tecrübe ediyoruz. Bir fırsatta anlatırım niye, nasıl ama asıl diyeceğim şu ki; burada bile, bir vakitler geniş akan zaman – hani geçmişi ve geleceğiyle konuştuğumuz, anlattığımız, hayalini kurduğumuz “zaman”– fevkalade daraldı. Nefes kadar bir vakte sıkıştık, torba kanun gibiyiz ya da daha iyi bir benzetmeyle kaza anı gibi…
Hani filmlerde çarpışma sahnesinde yavaşlayarak uzayan ama aslında kısacık o “kaza anı” gibi bir zamanda tutuluyor gibiyiz.
Deyin bana, nefes alabiliyor musunuz?
Dün, bir şerit gibi geçerken önümüzden, yarını hayal edebilenimiz var mı?
Zorla dönüştürülen mahallelerimizden, krizlerle savrulan, dağılan, sınanan gezegenimize, her köşeden çıkan sonuç bir ve aynı: ya birlikte çıkacağız buradan, bu körleşen kuyudan ya da hep beraber yok olacağız. Ve imkanı yok bir başımıza yol, yön tutmamızın. Kendimizi sorgulamamızın. Omurgamızı korumanın.
Bu bir medeniyet krizi.
Gıdamızdan yola çıkarak kültürü, üretimi odağa alarak adaleti, canlılığı bağrına basan bir kutsalı –evet, illa kutsalı, kimseye bırakmadan meydanı illa kutsalı da– konuşmak ve en çok da “şimdi neredeyiz biz” diye bakıp, gidebileceğimiz tüm ufukların hayalini kurmak iyi fikir geliyor bana. Çok da hikayem birikti katmanlarını sizinle açmak istediğim ve yeni insanlar tanıdım, diyeceklerini beraber dinleyelim istediğim.
İlke TV’de buluşmaya var mısınız? Biraz konuşsak, haysiyetli bir yol arasak çıkmaya..
Ne dersiniz?
*ilketv.com.tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar İlke TV’nin kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.